"Baba lütfen buraya gelin. Aral'ın durumu çok ağır, ona.. ona bir şey olursa-" dedim fakat sustum.
"Kahretsin." dedi babam. "Sen nasılsın? Var mı sende bir şey?" diye sordu. "Baba ben iyiyim, ama onun durumu ağır. Göstermiyorlar bile." dediğimde babamın sesi yükseldi.
"Sakin ol Alara! Kendine dikkat et, 2 saate kadar oradayız." dedi. Ve sonrasında telefonu kapattı.
Geleceklerdi.
Ve geldiler. Annem kapıda beni gördüğünde gözlerindeki yaşlar bu zamanı bekliyormuş gibi aktı. "Annem." dedi sadece.
Vucüdumdaki kesikler, yüzümün dağılmış hali, üstümdeki tişörtün boydan boya kan olmuş hali şuan sorun edilecek son şeydi. Aral iyi değildi.
Annem yanıma geldi ve bana yavaşça sarıldı. Canımı acıtmaktan korkuyordu. "Bebeğim, nasıl oldu bunlar?" dedi. Cevap vermedim. Çünkü o anları her uyuduğumda görebiliyordum.
[Olay zamanı.]
Aral.Alara uyuduğunda gülümseyerek ona baktım. Fazlasıyla güzel ve masumdu. Ben onu hakedecek ne yapmıştım?
Sonrasında ise yola döndüm. Frene basacağım sırada frenin boşlukta olduğunu farkettim. Korkuyla etrafıma baktım.
"Alara!" dedim fakat uyanmadı. Son sözüm o oldu çünkü son hızda bir araca çarptım.
Vücudumun ağrısıyla gözlerimi açamadım. Etraftan gelen bazı sesleri duyuyordum. Lavin'in iyi olması lazımdı. Başımı zorlukla kaldırdım. Etraftakiler kapıyı açmaya çalışıyordu. Ön cam kırılmıştı.
Eğilebildiğim kadar eğildim ve kapının kolunu kendime çektim. Sonrasında ise gözlerimin kapandığını hatırlıyordum.
Bu bizim için bir sondu.
[Günümüz.]
Alara.Aral beni kurtarmıştı.
"Aral beni kurtarmak için o durumda bile kapımı açmış." dedim. Ağlamam çoğalmıştı. Ona bir şey olursa kendimi asla affetmeyecektim.
"Tamam kızım, sakin ol." dedi ve elini saçlarımda gezdirdi. Aral'ı istiyordum. Sadece o'nu.
"Aral'a bakalım." dedi babam. Yanıma geldi ve bana sarıldı. "Bende geleceğim." dedim. Onların yardımıyla kalktım. Annem koluma girmişti.
Aral'ın katına çıktık. Babam durumunu sordu. "Durumu maalesef ki ağır." dedi. Değişen bir şey yoktu. "Yoğun bakıma alındı, gerekli müdahale yapılıyor. Fakat her şeye hazırlıklı olun."
Her şeye hazırlıklı olun.
"Baba." dedim. Ağlıyordum. "Baba ona bir şey olmasın." dedim ve kenardaki sandalyeye oturdum. Yüzümü ellerime gömdüm ve ağlamaya başladım.
"İyi olacak." dedi babam. İnanmak ister gibi. Hepimizin iyi bir habere ihtiyacı vardı. En çokta benim.
Bir gün geçmişti fakat hala aynıydı. Hala çok kötüydü. Bu süre içinde üstümü değiştirmiştim. Koluma serum takılmıştı.
"İyi misin bebeğim. Al hadi biraz da olsa yemek ye." dedi annem. Fakat dinlemedim. Yemek yiyecek iştahım yoktu. Aral iyi olmadan ağzıma bir lokma atamazdım.
"Nasıl oldu Alara? Anlatır mısın güzelim."
Babamın sesiyle ona döndüm. Sanırım anlatabilirdim fakat bunu aşmak kolay olmayacaktı.
"Çok az hatırlıyorum, biraz da hemşire anlattı. Ben yorgun olduğum için yatmıştım. Aral'ın bana seslendiğini çok az hatırlıyorum. Sanırım.." dedim ve yutkundum.
"Sanırım fren tutmuyormuş. Beni bile o an kaldırmaya çalıştı. Sonrasında hatırlamıyorum. Sadece acı hissettiğimi ve insanların bağırışmalarını hatırlıyorum. Aral benim kapımı açmış. Zaten ön camın nerdeyse hepsi kırılmış. Fotoğrafları da var." dedim ve ekranı çevirdim. Haber sitelerinde yayınlanmıştı.
Araba pertti. Nasıl hızda o araca çarptığımızı bilmiyordum. Karşı taraf ucuz atlatmıştı. Onlarda hiçbir şey yoktu. Mucize gibiydi.
"Tamam bebeğim, iyi olacak buna eminim. Aral bizi bırakmaz." dedi, annem.
Aral beni bırakmaz.
"Gidelim belki görebiliriz. Ben görmek istiyorum." dediğimde başını salladı. Yukarı çıktık ve yine durumunu sorduk. Aynı cevabı aldık.
Sonrasında girip giremeyeceğimizi sorduk. Bir kişinin 5 dakika olmak şartıyla girebileceğini söyledi. Babamlar kazadan dolayı bu kadar hassasım sanıyordu. Üzerime verdikleri şeyi geçirdim ve içeri girdim.
Oradaydı.
Onu iki gün sonra görmek gerçek bir nefes almamı sağlamıştı. "Aral, ben geldim." dedim ona. Göğsünde makineler bağlıydı, yüzünde oksijen maskesi vardı, vücudunun her yerinde kesikler vardı.
"Sevgilim." dedim. Ne diyeceğimi bilmiyordum. "Beni bırakma Aral, ne olursa olsun beni sensiz bırakma."
O an makinelerden büyük bir gürültüyle ses çıktı. İçeri doktor ve hemşireler geldi. Ne olduğunu anlamadan kendimi kapının önünde buldum.
"Noluyor!" dedim. Hayır, ona bir şey olmayacaktı.
Fakat gördüğüm görüntü beni korkuttu. Sanırım artık gerçek anlamda onu kaybetmiştim.
Sonsuza kadar.
Aral'a kalp masajı yapıyorlardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koruma +18
Romance"Aral? Ne işin var senin burada?" Arkamı döndüğümde Sezen'i görmemle umursamazca baktım. "Korumayım Sezen. Onun için buradayım." dediğimde gözü az önce gezindiğim yere baktı. "Şu kızın mı?" dediğinde başımı salladım. "Anladım, az önce yanındaki adam...