4|İtiraf

871 33 10
                                    

"Kahretsin!"

Elimdeki bardak patlamıştı ve elim kesik içindeydi. Kanı gördüğümde kendimden geçmek üzereydim.

"Alara!"

Son hatırladığım Aral'ın ismimi seslenişiydi, gerisi ise koca bir karanlık.

Gözlerimi açtığımda yatağımdaydım ve yanımda Aral vardı. Yatağa oturmuş, beni izliyordu.

"Ne yapacağım ben seninle?" dediğini duydum fakat çok kısık sesle söylemişti. Eline aldığı suyu bana uzattı ve içtikten sonra geri aldı. Bileğime baktığımda sarılıydı.

"Ne oldu bana?" dedim. Sonrasında ise yaşadıklarımız bir bir gözümün önüne geldi. "Bayıldın." dedi.

Başımı salladım ve ona bakmamak için büyük bir çaba sarfettim. En sonunda sessizliği bozan Aral oldu.

"Seni dinliyorum." dedi. Söylemekte kararsızdım. Fakat söyleyecektim, ne pahasına olursa olsun söylemeliydim.

"Bahsettiğim kişi sendin Aral. Bana iyi gelen ve gelecek tek kişi sensin."

[8 sene önce.]
Alara.

"Baba beni Aral abi götürsün mü, lütfen." dedim, babama dönmeden hemen önce.

Bugün dershanem vardı fakat babamla gitmek istemiyordum. Aral'ı gördüğüm ilk günden beri kalbimde -normalde hiç yaşamadığım- bir heyecan vardı.

Birkaç kere daha tekrar ettiğimde babam en sonunda sıkıldı ve izin verdi. Mutluluktan ne yapacağımı bilmeyerek sandalyeye oturdum ve krep'imi bitirdim.

"Aral, sana emanet Alara. Bugün senin götürmeni istedi." dedi, babam. Aral başını salladı ve gülümsedi. "Tamamdır. Gidelim mi küçük hanım?" dediğinde gülümseyerek başımı salladım. Elimi tuttu ve arabaya geçtik.

Dershaneye girerken beni durdurdu. Yanağıma öpücük kondurduğunda nefes alamaz hale gelmiştim. Daha 14 yaşındayken bunlar normal olamazdı, evet olamazdı.

[Günümüz.]
Alara.

"Sen ciddi misin bu söylediklerinde?"

Aral'ın ilk kurduğu cümle bu oldu. "Evet Aral, seni görd-" diyeceğim sırada hızlıca sözümü kesti.

"Daha fazla saçmalıklarını dinlemek istemiyorum." dediğinde büyük bir hayal kırıklığıyla ona baktım. Ne bekliyordum.

Gözümden akan yaşı gördüğünde gözü orda takılı kaldı. Elimle sildim. "Çık lütfen." dedim. Arkasını döndü ve hızlıca odadan çıktı.

Ağladım. Hayatımda ilk defa bir erkek için ağlıyordum, yada öyle sanıyordum. İlk değildi fakat son da olmayacağına bugün emin olmuştum.

Kapımı kilitledim ve yatağıma uzandım. Gözyaşlarım yastığı ıslatırken gözlerimi kapattım ve büyük bir acıyla uyuyakaldım.

Uyandığımda akşam olmuştu. Kalktım ve elime dikkat ederek yüzümü yıkadım. "Aç kapıyı Alara!"

Annemin sesiyle kapıya yöneldim ve açtım. "Ne oldu anne?" dedim. "Sürekli kapına vuruyorum. Duymuyor musun?" dediğinde başımı iki yana salladım. "Uyuyordum."

"Hadi gel, yemek yiyeceğiz." dedi. "Aç değilim." dediğimde kaşlarını çattı ve yüzüme daha dikkatli baktı. "Sen ağladın mı? Gözlerin kıpkırmızı olmuş, yüzünün rengi gitmiş. Ne oldu?"

"Hayır, uyudum. Ondandır." dedim. "Hadi yemeğe, bir daha söylemem Alara." dedi. Pes ettim ve aşağı indim. Aral'a hiç bakmadan yanına oturdum. Sofrada gergin bir sessizlik vardı, beni şimdiden rahatsız etmişti.

"Kızım ne oldu sana? Gözlerinin hali ne öyle." dedi, babam. Aral'ın yüzü direkt bana döndü. Aral'a baktım ve sonrasında babama döndüm. "Bir şey yok baba, uyumuşum ondandır." dedim.

"Öyle olsun bakalım."

&

Geldiğimiz mekana göz gezdirdim. Fazlasıyla kalabalıktı. Babam, annem ve Aral'la birlikte bize ayrılan masaya geçmiştik.

Masaya yaklaşık 25-26 yaşlarında biri yaklaştı ve önce babamla el sıkıştı. Sonrasında ise sırasıyla herkesle el sıkıştığında sıra bana geldiğinde yüzündeki ifade daha da büyük bir tebessüme döndü.

"Memnun oldum Alara Hanım." dedi, elimi sıktıktan hemen sonra. "Bende memnun oldum Ferhat Bey." dedim. Aral'ın gözü elimizdeydi. Amacım da buydu.

"Bana eşlik etmek ister misin?" dedi. Babamlar masadan kalktıkları için rahat konuşabiliyordu. Tam kabul etmek için ağzımı açacağım sırada Aral, Ferhat'ın elini omzumdan çekti.

"Hayır, edemez." dediğinde şaşkınlıkla ona bakıyordum. "Pardon?" dedikten sonra Fatih'e döndüm ve ayağa kalktım. "Gidebiliriz." dedim.

Bu yerin sahibi olduğunu söylemişti. Rahat bir tavırla her yeri gezdirdi. Yaklaşık bir saat geçtiği için masaya geri döndük. Masaya gideceğim sırada gözüm sağ tarafa kaydı.

Aral ve yanında sarışın bir kız vardı fakat tek sorun bu değildi. Kızın kolları Aral'ın boynuna sarılmıştı ve Aral'ın eli de onun belindeydi. Gülerek bir şeyler konuşuyorlardı.

Masaya gitmek yerine yanlarına gittim. "Aral Bey bakar mısınız?" dedim. Sesim istemsizce sert çıkmıştı. Aral hiç istifini bozmadan bana döndü.

"Daha sonra." dedi sadece. "Bir sorun var." dediğimde ise umursamadan kıza döndü. Geri çekildim ve masaya geçtim.

"Baba eve gidebilir miyiz artık? Kendimi kötü hissediyorum." dedim, masaya geçmeden önce.

"Bizim kalmamız gerekiyor, seni Aral'la göndereyim eğer kötüysen?" dedi, babam. Başımı salladım. "Tamam baba." dedim.

Babam Aral'ı çağırdığında Aral hızlıca masaya geldi. "Görüşürüz kızım."

Aral benimle hiç ilgilenmeden arabaya bindiğinde bende ondan hemen sonra bindim. "Ne kadar da naziksin?" dedim.

Arabayı çalıştırdı. "Öyleyim." dediğinde gözlerimi çevirdim. Bacağımı kendime çektim ve rahat bir pozisyon aldıktan sonra gözlerimi kapattım. Sanırım ateşim çıkacaktı, üşüyordum.

Bir süre sonra bacağıma dolanan kollarla havalandım. Kollarımı Aral'ın boynuna doladım ve kokusunu içime çektim. "Neden beni anlamıyorsun Aral?" dedim, uyku sersemliğiyle.

"Anlıyorum." dediğinde gülümsedim. Gözlerim hala kapalıydı ve boynundaydı. "O kızla ne işin vardı?" dedim.

Yatağa yatırıldığımda kollarımı boynundan çekmedim. "Gitme lütfen." dedim. Yanıma oturdu. "Onu seviyor musun Aral?" dediğimde gözlerinde hiç görmediğim bir duygu gördüm.

"Uyu." dedi sadece. Onu sevdiğini hissetmiştim.

"Aral." dedim. Dinlediğini belirten bir ses çıkardı. Derin bir nefes aldım ve uykuya geçmek üzereyken kendimi söyleyeceğim şeye hazırladım.

"Seni seviyorum."

Koruma +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin