Eve geçeli 3 gün, bebeğimi kaybedeli ise 5 gün olmuştu.
İyi değildim. Annemler bunu farketse bile üstüme gelmemişlerdi. İyi olmadığımı görüyorlardı fakat sebebini ağrılarım olduğunu söyleyerek geçiştiriyordum.
İnanmıyorlardı.
Yemeğe bile Aral'ın zoruyla iniyordum. Onu bu aralar fazla görmüyordum, o da iyi değildi. Bebeğimizin varlığından haberi olmadan kaybetmişti. O daha acı vericiydi.
"Güzelim."
Annem içeri girdi. Elinde pasta getirmişti. "Seversin, en sevdiğinden aldım." dedi. Bu durumda fazlasıyla ilgileniyordu. Fakat çektiğim acıyı bilmiyordu.
"Canım istemiyor anne." dedim. Yanıma geldi ve yatağa oturdu. Elimi tuttu ve bana baktı. "Birkaç gündür iyi değilsin, bunu biliyorum bebeğim. Sebebini söyler misin kızım?" dedi.
Başımı iki yana salladım. "Konuşmak istemiyorum." dedim. "Peki güzel kızım, ama en yakın zamanda bunu konuşacağız. Seni sıkmak istemiyorum Alara ama ne kadar kötü olduğunu da farkedebiliyorum."
Odadan çıkmak için kapıya doğru ilerlediği sırada onu durdurdum. "Aral abiyi çağırır mısın? Bir yere gidecektik, ona bir şey sormam lazım." dedim. Kaç gündür yemek dışında birbirimizin yüzünü görmüyorduk.
"Tamam kızım." dedi. Odadan çıktı. Çıkmadan önce elindeki pastayı yanımdaki masaya bırakmıştı.
Aral odaya girdi. "Güzelim, bir şey mi oldu?" dedi. Başımı iki yana salladım. "Seni görmek istedim Aral." dedim. Yanıma geldi ve yavaşça sarıldı.
"Seni çok özledim." dediğimde benden ayrıldı ve alnını alnıma yasladı. "Bende seni çok özledim bebeğim." dedi.
"Aral, sana söylemediğim için bana kızdın mı?" diye sordum. Bunu bilmek istiyordum. "Kızmadım güzelim." dedi fakat sesinde bile yalan olduğunu haykıran ton vardı.
"Özür dilerim Aral." dedim. "Sorun yok güzel bebeğim." dedikten sonra dudağıma kısa bir öpücük kondurdu. "İyi olmadığını görebiliyorum Aral. Benden saklama." dedim.
"İyi olacağız güzelim, birlikte."
Uyandığımda Aral yanımda değildi. Aral buradayken kucağında uyuyakalmıştım. Kenarda duran sudan birkaç yudum aldıktan sonra yerine bıraktım.
Annemin getirdiği pastayı yedikten sonra geri yerine bıraktım.
Sonrasında ise bebeğimin ultrason görüntülerine baktım. Onu fazlasıyla özlemiştim, görmesem bile karnımda olması sanki yanımdaymış gibi hissetmemi sağlıyordu.
Şimdi karnımda bile değildi, onu kaybetmiştim.
"Hadi kızım yemek hazır."
Annem odaya girdiğinde elimdekileri hızlıca yorganın altına çektim. Fakat bir şey sakladığımı farketmişti. "Onlar ne Alara?" diye sordu. Bir şey söylemedim.
"Ne saklıyorsun benden?" dedi ve yanıma geldi. "Bir şey saklamıyorum anne, zamanı gelince öğreneceksin." dedim. Sonrasında ise başını salladı.
"Hadi güzelim, gel yemeğe." dedi. Annem odadan çıktığında hızlıca elimdekileri çekmeceye koyup kilitledim.
Aşağı indim. Aral oradaydı, yanına oturdum. Masanın altından elimi tuttuğunda gülümsedim. "Kızım nasılsın, iyisin değil mi?"
Babama döndüm. "İyiyim baba." dedim. Yalandı. "İyi ol kızım." dedi. Zar zor birkaç kaşık yedikten sonra bıraktım. Aral elimi sıktı. Yememi istiyordu fakat iştahım yoktu.
Ona döndüm. Gözüyle çaktırmadan yemeği işaret etti. Bir şey demedim ve bitirdim.
Salona geçtim. Böylece kafamı dağıtabilirdim. Kaç gündür odamdan çıkmıyordum. Koltuğa geçtim, Aral'da yanıma oturdu. Babamlar şüphelenmiyordu çünkü çocukluğumdan beri Aral'la yakındım.
Sürekli tatile giderdik. Gittiğimizde ise babamlar ayrı biz ayrı gezerdik. Aral'la abi kardeş (!) gibi büyümüştük. Onun için herkes alışkındı.
Başımı yavaşça Aral'ın omzuna koydum. Gözlerim yanıyordu. "Al bebeğim."
Annem önüme pastayı koydu. Aral bir çatal aldı ve bana uzattı. Elime aldım ve yedim. Pasta bitene kadar uğraştı ve en sonunda bitti.
"Aral'ı rahatsız ediyorsun kızım." dedi, annem. Başımı salladım. "Rahatsız oluyor musun Aral abi?" dedim. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
Bu günleri özlemiştim.
"Olmuyorum küçük hanım." dediğinde dayanamayıp güldüm. "Bak, olmuyormuş anne." dedim. Uzun zamandır bu kadar eğlenmemiştim, Aral gülümseyerek bana baktı.
"Ben bir lavaboya gideceğim." dedim ve kalkıp lavaboya girdim.
Sonrasında üzerimi düzelttim ve çıktım. Salona ilerleyeceğim sırada annemin konuşma sesiyle durdum.
"Bu aralar iyi değil Aral. Sana değer verdiğini görebiliyorum, teşekkür ederim ona destek olduğun için." dedi, annem. Uzaktan seyrediyordum.
"Rica ederim Peri Hanım. Onun mutluluğu önemli. İyi olmadığını görebiliyorum, umarım ne sorunu varsa bir an önce atlatır."
Aral'ın konuşmasıyla birlikte gözlerim doldu fakat hemen sildim ve içeri girdim. Beni gördüklerinde toparlandılar. Yerime geçtim ve Aral'ın omzuna yaslandım.
Kokusu fazlasıyla güzeldi.
"Baba biz Aral'la Fransa'ya gidebilir miyiz?" dedim. Beklemiyorlardı. Şayet bunun ağzımdan çıkmasını bende beklemiyordum.
Alp'e verdiğim sözü tutmam lazımdı. Ve de kafamı dağıtmam.
"Fransa nerden çıktı?" dedi, babam. "Alp'le gidecektik fakat.. olmadı. Aral'la gitmek istiyorum. Alp, yazdığı mektupta bunu da belirtmişti." dedim.
"Aral'a sordun mu?" dedi. Aral'a döndüm. "Gidebiliriz efendim." dedi, Aral. "Tamamdır o zaman. Ne zaman gitmek istiyorsun?"
Babam konuştuktan sonra düşündüm. İki güne gidebilirdik. "İki gün sonra olsun ve gece olsun. En azından sabah orda olalım." dedim. Başını salladı.
"Tamam ayarlarım." dedi. "Aral sen müsaitsin değil mi oğlum? Eğer işin varsa-" diyeceği sırada Aral sözünü kesti.
"Yok efendim. Gidebilirim." dedi. Bir süre sonra odama çıkmak için ayağa kalktım. "Ben yatacağım. İyi geceler size." dedim. "İyi geceler güzel kızım."
Salondan çıkacağım sırada Aral'ın sesiyle durdum. "Alara Hanım. Fransa için konuşabilir miyiz?" dedi. "Tabii ki." dedim.
Odama çıktıktan sonra içeri geçtik. "Bunu istemene sevindim." dedi. "Seninle gitmek istiyorum." dediğimde ise gülümsedi.
"Seni çok seviyorum bebeğim." dedi. "Bende seni çok seviyorum." dediğimde ise yanıma geldi.
"Çok seviyorum ne?" dedi. "Çok seviyorum sevgilim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koruma +18
Romance"Aral? Ne işin var senin burada?" Arkamı döndüğümde Sezen'i görmemle umursamazca baktım. "Korumayım Sezen. Onun için buradayım." dediğimde gözü az önce gezindiğim yere baktı. "Şu kızın mı?" dediğinde başımı salladım. "Anladım, az önce yanındaki adam...