25|His

452 14 0
                                    

"Hayır! Hayır, bebeğimi almayın benden ne olur!"

Yalvarıyordum. Morgun başında çaresizce yalvarıyordum. Kimsenin umrunda değildi. O artık hayatta değildi.

Elimi karnıma götürdüm ve daha dün belirgin olan şişliğin bugün hiçbir şekilde eseri kalmadığını farkettim.

"Hayır! Lütfen." dedim.

Kucağımdan alınmış, götürülüyordu. "Son kez öpeyim, ne olur." dedim. Dinlemediler. "Son kez."

"Son kez."

"Alara! Alara kalk!"

Gözlerimi hızlıca açtım. Nefes nefesiydim ve vücudum yanıyordu. "Sakin ol bebeğim."

Aral bana sarıldığında hala az önceki kabusun etkisini üstümden atmaya çalışıyordum.

"Bebeğim bana bak, geçti." dedi. Eli çenemi sıkıca kavramıştı. Gözünde bariz bir korku vardı. "Aral." diyebildim sadece.

Elindeki suyu bana uzattığında bir yudum aldım ve geri çekildim. "Dayanamıyorum Aral." dedim. Nefes almaya çalıştım.

"Bebeğim." dedi ve yutkundu. "Sadece sarıl." Sıkıca sarıldım. Kucağına çekti ve yatakta oturur pozisyonu aldı. "Sakin ol güzel kızım. Sakin ol bebeğim, yanındayım."

Eli aynı zamanda saçımda geziniyordu. Gözlerimdeki yaşları eliyle sildi. "Yanındayım güzelim." dedi, bir kez daha.

Aklımda hala o görüntüler vardı.

"Aral, o daha çok küçüktü." dedim, dayanamayarak. "Bir kez bile öpüp koklayamadan onu kaybettik Aral." dediğimde ona geri yaslanmam için kendine çekti.

Saçımla oynamaya devam ediyordu. Konuşmadık, sadece sessizliği dinledik. "Geçti bebeğim." dedi. Rahatladığımda derin bir nefes aldım.

"Hadi uyuyalım." dedi fakat onun uyumayacağına adım gibi emindim. Fakat bir şey söylemedim. "Uyuyalım Aral."

Sabaha daha iyi uyanmıştım.

"Günaydın aşkım." dedim. Gözlerini yavaşça aralarken gülümsedi. "Ne dedin sen?" dedi. "Günaydın dedim." diye söylendim.

"Sonra?" dediğinde ise güldüm. "Aşkım dedim."

"Aşkım diyen ağzını yerim!" dedi. Eğildi ve dudağıma öpücük kondurdu. Bir süre sonra daha da hızlanırken onu durdurdum. "Kahvaltı hazır Aral!" dedim ve hızlıca içeri geçtim.

Bir süre sonra yanıma geldi. Kahvaltımızı yaptıktan sonra üzerimizi giyindik ve dışarı çıktık.

O sırada babamlar tekrardan aradı. Yine hiçbir şey olmamış gibi burada tatilin çok güzel geçtiğini söyledim.

Sonrasında ise telefonu kapattım.

"Ne diyorlar?" dedi Aral. "Nasıl geçtiğini, ne zaman döneceğimizi falan sordu." dedim.

"Ne zaman döneceğiz bebeğim?" diye sorduğunda başımı iki yana salladım. "Bilmiyorum, buraya henüz doyamadım. Seninle olmak, rahat takılmak iyi geliyor." dedim.

"Evet güzelim. Ama ikimizinde orada bekleyen işleri var. Biliyorsun değil mi? Yoksa buranın hiç bitmemesini bende en az senin kadar istiyorum bebeğim." dediğinde onayladım.

"İki gün sonraya alalım bileti Aral, dönelim." dedim. Başını salladı. "Seni seviyorum, biliyorsun değil mi?" diye sordu.

"Biliyorum Aral. Bende seni çok seviyorum." dedim. Sıkıca sarıldı. Başını boynuma gömdü ve derin bir iç çekti.

Eve geçtiğimizde kendimi yatağa attım. Akşama kadar hiç durmadan gezmiştik. "Bebeğim bir şey konuşalım mı?" dedi, Aral.

Korkuyla ona baktım. "Ne oldu?" dedim. "Bir şey yok bebeğim. Sadece söylemek istediklerim var."

Başımı salladım ve oturdum. "Seninle ilişkimize başlarken aslında emindim. Senden hoşlandığımı asla inkar edemem, ama korkuyordum. Eğer duyulursa ne yaparım? Onu bu işten nasıl kurtarırım, kafam çok karışıktı. Sonra seninle her şey netleşti. Ve dedim iyiki, iyiki bunları düşünmeyip onu sevmişim. İyiki böyle bir kadının sevgisine layık olmuşum." dedi.

Bu konuşmanın sonunu dikkatle bekledim.

"Bilmiyorum Alara. Tek yapabildiğim ve yapacağım şey seni üzmemek ama.." dedi. Tam o an içimdeki histe yanılmayı umdum.

Bu bir kabus olmalıydı.

"Ama nasıl ilerletiriz bilmiyorum. Belki de bitirmek en mantıklısı. Fakat bunu yapamam. Bu beni ve bizi bitirir Alara."

Koruma +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin