Korkmak ....
Ona denk geldiğim andan beri tehlike ve karşı konulmaz bir çekimle yanıyordu içim . Korkmak Peyaminin bana hissettirdiği en belirgin histi .Ben onda kaybolmaktan korkuyordum o ise beni kaybetmekten korkuyordu
Bir piyeste gibi ben geri geri adımlayıp sahneden çıkmak isterken Peyami üstüme üstüme geliyor aramızda ki görünmez ipleri daha da sıkı düğümlüyordu ve işte sonuç ... ona kördüğümlerle bir anda kendimi bağlı buluyordum . Peyamiye karşı koyamıyordum
"Ben de korkuyorum hem de çok . Kafamda ki sorulardan ,belirsizliklerden ...senden"
Yüzüm hala elleri arasındayken sesim çok da gür çıkamamıştı ama endişelerimi anlayacağı kadar duyulduğuna emindim . Beni rahatlatmak ister gibi iki yandan tuttuğu yüzümü baş parmakları ile sevdi
"Belirsizliklerin hiç birinde seninle ilgili bir belirsizlik yok Gül " dedi
Sancılarla kıvranan bir kalbim vardı ve Peyami her seferinde teselli veren bir panzehir gibi kelimelerini sıralıyor beni biraz daha uyuşturup oyalıyordu
Kafamı olumsuz anlamda iki yana sallayıp artık buna karşı çıkmak istedim
" Var Peyami ! Benden gözlerim kapalı sana teslim olmamı isteyemezsin .İstediğin buysa olmayacağım da "
Elleri yüzümden çekildiğinde bana hak verircesine kafa salladı . Çenesinde daha yeni çıkmış olan kirli sakallarını ovuşturdu sertçe
"Sandığının aksine bencil bir adam değilim ben Gül .." dedi dudakları düşünmeden bir şey söyleyecek gibi tekrardan açıldı ama Peyami dilini hızla filtreleyerek durdurdu
Adımları kapıya yöneldiğinde eli uzandığı kapı kolunda öylece kaldı bir süre . Omzunun üstünden hafifçe gözlerini ban çevirerek az önce yarım bıraktığı sözlerini tamamladı
" Eğer bencil bir adam olsaydım biz böyle olmazdık "
Kapı yüzüme kapandığında kelimeler aklımda dönüp durdu tüm gece .Biz böyle olmazdık .Biz nasıldık onun gözünde . İmkansız ,yanlış sırf zaviyattık işte . Böyle olmamızın onun bencil olup olmaması ile ne gibi bir ilgisi vardı ki . Peyaminin insanın aklını bulandıran konuşmalarından biriydi . Beni büyük bir boşluğa düşürmekten başka bir işe yaramıyordu
Sabah sökmüş bahçede ki ağaca serçeler konmuş ötüşüyordu ve ben neredeyse hiç denecek kadar az uyumuşum . Sersem bedenimi yataktan kaldırıp gecelik yerine dolabımdan bulduğum ilk gömlek ve pileli eteği giydim . Karışmış ince telli saçlarımı tarayıp kurdelem ile arkadan gevşekçe bağladım . Odadan çıkacağım sırada yerde hala parçaları duran beyaz güller çekti dikkatimi . Hepsini bir çırpıda toplayıp çöpe atacaktım . İçim biraz acıyordu ama saksıya konulacak halleri kalmamıştı ki
Ses çıkartmaktan çekinmeden mutfağa indiğimde kucağımda biriktirdiğim mahvolmuş gülleri çöpe attım . Ardından bu öfkeli halimi izleyen Hicran kalfayı ve Mesude hanımı geride bırakarak üst kata Aylanın odasına çıktım .
Aylayı ruh halime inat gülümseyen yüzümle karşılayıp öperek uyandırdım . Yumuk gözlerini öpücüklerim ile huysuzca araladığında yüzü beni tanıyarak belli belirsiz keyiflendi
" Günaydın şekerparem , sabahları ayrı bir tadın oluyor " dedim boynunda ki mis kokulu yeri üst üste öperek
Artık Ayla da benim bu insanı daraltan aşırı sevme halime alışmıştı .ilk gunlerde ki gibi huysuzca kıpırdamak yerine keyifli hatta bazen yüksek sesli cıvıltılar çıkartıyordu . Bu aralar dili de pek açılmıştı anlamı olmayan sesler mırıldanıyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARAZLI (+18)
RomanceAğzımı kapatmış güçlü eller baskısını biraz daha arttırırken Peyami bedenini benim ki ile bir bütün yapmak ister gibi sokuldu Göğüsüm hızla yükselip alçalırken o benim bu halime aldırmadan kesif bir arzuyla bana bakıyordu Saçlarım ile kapanmış ger...