Beni yokluğunla eğitme
Beni çıldırtma
Beni kahretme
Ben ne olduysam
Sebep güzelliğindi
Nereye vardıysam
Seninle birlikteydim
Sana alıştım diyorum
Sensiz yemekler zıkkım
Anla biraz
Sensiz susuzum, acım
Sensiz yaşamanın tadı yok
Gel artık
Sana muhtacım."/Ümit Yaşar Oğuzcan /
---------------------------------
Güne gözlerimi çocuksu bir telaş ve neşe ile açmıştım bu sabah. Akşamdan özenle hazırladığım kıyafetlerimi giymiş ,gazete kağıdına sardığım sarı buklelerimi çözmüştüm,yanaklarımı pembeleştirip dudaklarımı renklendirmiştim . Aylaya da aynı benim gibi pembe renkli çiçekli bir elbise giydirmiştim . Aynadan son halimize baktığımda ikimiz de şeker gibi görünüyorduk
Kadife yanaklarını parmağımın ucuyula nazikçe sevdim . Gözlerim önünde bu kadar büyümüş oluşu da içime ılık bir mutuluk ve acı bırakıyordu . Bu gün belki de Aylayı son görüşüm olacaktı ve ben sabah kalktığım saniyeden beri birbirine karışmış bir duygu yumağı ile cebelleşiyordum . Abim bu gün dönüyordu .... Özlem ,mutuluk ,üzüntü ,acı ve bir çok duygu birbiriyle kol kola girmiş kalbimin içinde ayaklarını yere vura vura geziniyordu
Abimi çok özlemiştim ,evimi çok özlemiştim eski Gülü çok özlemiştim fakat bir yandan bu konak beni kendimin başka bir versiyonuna dönüştürmüş kopamayacağım bir sıkı kördüğüm ile kendine bağlamıştı
Anılar zihnimi çepe çevre sarıyordu Aylanın ilk kelimelerine ,ilk adımlarına şahit olmuştum ,bu güzelliği neredeyse pamuklara sarıp koynumda büyütmüştüm ben . Şimdi ondan ayrılmak canımı sızlatıyordu . Tek ondan değil acılarımın ve mutuluklarımın en büyük sahibi olan aşık olduğum adamdan da ayrılacaktım . Bir boşluk vardı içimde tanımlaması güc yavan bir boşluk ve ben bu boşluğun yerine ne koyacağımı bilemiyordum
İşte sabahtandır aklımda binbir düşünce yüzümde buruk bir mutululuk ile geziniyordum . Mesude hanım bu gün son günüm olduğundan hatıra kalsın diye hep birlikte fotoğraf çekinmemizi istemişti . Akşam üstü çarşıdan çağırdığımız bir fotoğrafçı gelecek ve biz bir koca yılı tek fotoğraf karesinde saklayacaktık
Kucağımda ki Ayla ile güzel havanın tadını çıkarmak için bahçeye indiğimde Mesude hanım da benim geldiğimde diktiğim kırmızı gülleri suluyordu . Ben bir hevesle dikmiştim lakin tüm bakımını Mesude hanım yapmıştı . Hem de öyle bir özenle yapıyordu ki bunu, neredeyse konağın tamamı kırmızı güller ile dolmuştu . Bu görüntü istemsiz bir gülümseme yarattı yüzümde . Onların bende bıraktığı kadar benim de onlarda bıraktığım bazı anılar ve izler olacaktı ....
Çardakta oturmaktansa güneşin ve toprağın tadını çıkarmak için çimenlere attım kendimi . Aylayı da hemen yanıma oturttum . O çoktan dizleri üzerinde adımlayıp bulduğu ilk çiçeği kopartmaya gitmişti . Ben de tam karşımda duran ve resmen beni ye diye bağıran dut ağacına bakıyordum . Sonunda içimde ki o küçük kız kendine hakim olamayıp hareketlendi . Dutlar öyle güzel olmuştu ki kıpkırmızı ve iriydiler .Baktığınızda ağzınıza yayılan o tatlı ekşi tadı hissediyordunuz
Dallar ince olduğundan ve beni tartabileceklerinden emin olamadığımdan ancak uzanabildiklerimi yemiştim fakat insan tabiatından olsa gerek o en tepede duran ve olgunlaşmış kıpkırmızı dutlar daha da iştahımı kapartıyordu . Etrafıma gizlice bakındım Mesude hanım da Hicran kalfa da Ayla ile birlikte çimenlerde oturmuşlardı ,hepsinin de sırtı bana dönük olduğundan göremiyorlardı . "Aman kızım ,çıkma kızım ,Peyamiye söyleriz canın çektiyse alır , düşeceksin şimdi " gibi sözler duymak istemediğimden en uygun zamanın şimdi olacağına kaanat getirip tırmanmaya başladım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARAZLI (+18)
RomanceAğzımı kapatmış güçlü eller baskısını biraz daha arttırırken Peyami bedenini benim ki ile bir bütün yapmak ister gibi sokuldu Göğüsüm hızla yükselip alçalırken o benim bu halime aldırmadan kesif bir arzuyla bana bakıyordu Saçlarım ile kapanmış ger...