Bir çiçeği koparmadan koklamayı bilmiyorsunuz bayım.
Bir kadınla sevişmeden sevmeyi, Dövüşmeden barışmayı.
Siz insan olmayı hiç denemediniz bayım.
Ne güneşin küfür yemediği kaldı sizden ne yağmurun.
Çamurun içinden çıktık diyorsunuz ya hani,
Siz o çamuru bile kirlettiniz bayım.
Kaç güzel cümle çıkar ağzınızdan?
Kaç defa anlamaya çalıştınız kendinizi?
Yüzünüzü mosmor eden koca bir yalnızlığınız var,
Ama göremiyorsunuz.Burnunuzun ucundayken doğru olan,
Siz kolayına kaçıyorsunuz.
Yanılıyorsunuz bayım çok yanılıyorsunuz.
Yok saydığınız her şey sizi çoktan unuttu.
Kim bilir kaç saksıyı kırdınız?
Kaç çiçeği kuruttunuz?
------------------------------------------------------
Kapı eşiğinde iliklerimin hatta kemiklerimin un ufak olduğu o anlarda kulağıma fısıldanan sözlerinin etkisinin geçmesi neredeyse saatlerimi almıştı . Peyaminin son sözleri kalbime öyle büyük bir balyoz indirmişti ki saatlerdir bir sanrıdaymış gibi gözlerim dalgın bedenim uyuşmuş halde oturup kalmıştım
Böyle bir şeyi yaptığına inanmak istemiyordum , aklım yapmaz diyordu ,bu kadarını da yapmaz ! Seni yanında tutmak için Tarığı ve abini hapse attırmaz . Ama içten içe Peyamiyi az da olsa tanıyordum ve o seste ,o bakışlarda tereddüte yer yoktu
Şaşkınlık yerini yakıcı bir öfkeye bıraktığında artık gözümün hiç bir şeyi görmediği o noktaya ulaşmıştım . Odama çıkıp gitmek için hazır bavulu hınçla açtım ,kıyafetleri tüm gücümle içlerinden çıkarıp fırlattım . Peyamiye o kadar öfkeliydim ki beni kendine mecbur bırakmış olması ve bu uğurda can dostum dediği abime düşünmeden yaptıkları kanımı delicesine nefretle dolduruyordu
Elbiseler , etekler ve diğer tüm eşyalar hınçla ağlayışlarım içinde odaya dağılmıştı . Artık bavulun dibini gördüğümde oraya benim koymadığıma emin olduğum ince bir zarf ile karşılaştım . Ağlamaktan buğulanmış gözlerimi elimin tersiyle silip görüntünün netleşmesini bekledim
Bavulun en dibinde kıyafetlerin altına konulmuş zarfı aldığımda aklıma gelen ile gözlerimi sıkı sıkı yumdum . Peyamidendi bu zarf .... o bırakmıştı . Kim bilir bunu ne zaman planlamış ve hiç tereddüt etmeden yapmıştı
Dizlerimin üstüne oturup sırtımı yatağa yasladım .Zarfı açmakla uğraşamayacak kadar gözüm döndüğünden yırtarak içinde ki mektubu çıkardım . Ve karşımda tam da tahmin ettiğim gibi Peyaminin bir daktilodan dökülmüş gibi olan ince el yazısı duruyordu . Kağıdın iki kenarından tüm gücümle sıkı sıkı tuttum .Yazdıklarını hiç okumayıp bir kenara fırlatmak istiyordum ama içimde ki o küçük merak bunu yapmama müsade etmiyordu
Gözlerim ilk satırlara çevrildi
"Mektubum eline ulaştığına göre sen şuanda kapının hemen girişinde duran ve gitmek için hazır bekleyen bavulunu çaresizlik ve öfke dolu halde etrafına fırlatarak boşaltıyorsun ve bana delicesine kırgınsın ama o bavulu gördüğümde benim içine düştüğüm bunalım kadar fena halde değilsindir. Ben ise şu anda yanımda abin ve Tarıkla tutuklanmış, A tipi bir cezaevine gönderiliyorum . Sana dürüstçe itiraf etmem gerekirse yaptıklarımı günlerce düşünmedim hatta öyle hızlı ve geri dönüşsüzdü ki . Seni kaybetmek korkusu vereceğim tüm kötü kararların üstündeydi gözümde .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARAZLI (+18)
RomanceAğzımı kapatmış güçlü eller baskısını biraz daha arttırırken Peyami bedenini benim ki ile bir bütün yapmak ister gibi sokuldu Göğüsüm hızla yükselip alçalırken o benim bu halime aldırmadan kesif bir arzuyla bana bakıyordu Saçlarım ile kapanmış ger...