İnsanın içini sıkıştıran bazı günler vardır ,böyle günlerde kurganla göğüs kafesi sıkıştırılmış gibi aldığı nefes dar gelir . İşte içimde günahlarımın kurganıyla sıkıştırılmış bir darlık vardı . O mektubu bulduğum günden beri düşündüğüm her şey tepe taklak olmuştu ,yanlışlarımın yanlışlığı daha da çok gözüme çarpar olmuştu .
Son bir haftadır bu düşünceler ile dolaşıyordum evde , Peyami ise okulun yoğun dönemleri olduğundan eve epey geç geliyor ve biz neredeyse hiç denecek kadar az rast geliyorduk . Bir bakıma iyiydi onu görmeden ,konuşmadan daha akıllıca kararlar veriyordum . Ne zaman ki bana yaklaşsa mantığımdan sapıyordum
Kasım ayının ortalarına gelmiştik . Kış mevsimi İstanbulda çok sert geçmezdi lakin bu sene bambaşka bir hava vardı . Güneşli günlerin sayısı artmıştı ,dört gözle beklediğim kar bir türlü yüzünü göstermiyordu . Bu günün tadını çıkarmak için dışarı çıkmak istemiştim . Beykozda her yer gezilecek kadar güzeldi bana kalırsa . Bu konağa geldiğimden beri buranın ne kadar güzel bir muhit olduğunu düşünüyordum ,gezmek görmek ,sokaklarında dolaşmak lakin bir türlü fırsat bulamamıştım
Çubukluya gitmek için neredeyse gün sayıyordum . İskeleyi görmek ,denizin tuzlu kokusunu içime çekmek ,vapurların bağırtılı seslerini duymak istiyordum .
Aylayla bu gün Mesude hanım ve Hicran kalfa alakadar olacaklardı bu yüzden tüm gün benimdi . Hazırlandıktan sonra bir hevesle çıkmıştım konaktan . Üstümde ki ince mantonun içine en sevdiğim elbisemi giymiştim ,saçlarımı bilerek açık bırakmıştım ki rüzgarla savrulsunlar . Unuttuğum bir histi son zamanlarda kendimi özgür hissetmek .Konaktan çıktığım yoktu
Sokaktan geçen Atlı arabacılardan birini durdurup iskeleye yol alırken geçtiğim tüm yerlere heyecanla baktım . Yüzümde ki yarı gülümseme ile önünden geçip gittiğim insanlara ,mesire alanlarına bakıp durdum tüm yol . Yüzüme çarpıp saçlarımı uçuşturan soğuk havayı bile hissetmedim . Marazlı konağının tüm kokusu çıksın istedim ciğerlerimden
Dimağımda yeni yeni idrak ettiğim görüntüler canlandı . Kafese girmiş kuşlar nasıl bir süre sonra kendi hayatlarını o küçük kafesten ibaret sanar da yemyeşil ormanları hiç düşünmez ise ben de Marazlı konağında öyle sanmıştım . Oysa bir hayat vardı . Bundan 3 ay öncesine değin yaşadığım bir hayat . Arkadaşlarımla gezdiğim ,sokaklarda insanların şuh olduğunu düşündükleri kahkalar attığım , denizi her gün gördüğüm bir hayat . Sadece 3 ayda kaybettiğim bir Gül vardı
Araba iskelenin önünde durduğunda indim . Etrafta onlarca insan vardı ,hepsi de benim gibi kasım ayında zor yakaladıkları bu güneşli günün keyfini çıkarmak için gelmişti . Denizi yakından görmek için aceleyele ilerleyerek insanların arasından sıyrıldım . Gözlerim eski bir dostu görmüş gibi kıpır kıpır açık mavi denize bakıyordu . Bu tuzlu ve yosunlu kokuyu derince içime çektim , İskeleye yaklaşmış yolcu vapurunun sireni gürültüyle çaldığında bedenim irkildi ama bunu duymak bile o kadar güzeldi ki kendi halime gülmeden edemedim .
İskelenin önü bekleyenler ve vapurdan inen insalarla kalabalıklaştığında durduğum yerden onları izlemeye başladım . Mektepten çıkar çıkmaz kızlarla karşıda ki iskeleye gider kavuşan sevgililere bakardık ,uzaktan dudaklarını okuyup kendi aramızda dalga geçerdik .
Vapurdan büyük bir kafile indiğinde birbirine koşup sarılanlara kaydı gözlerim . İskele değişsede kural değişmiyordu galiba . Her yerde sevgilisini bekleyen hanımhanımcık genç kızlar mevcuttu hatta öyle ki bu insanların kavuşma anları ,birbirlerini gördüklerinde yüzlerinin aydınlanması ve kuvvetle sarılmaları bile benzerdi .
Birbirlerine kavuşan bunca insanın arasında imkansız olduğunu bildiğim halde abimi aradım . Belki sürpriz yapmak ister de habersizce gelir diye kendi kendime masallar okudum . Ama hiç bir kalabalıktan çıkmadı abim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARAZLI (+18)
Storie d'amoreAğzımı kapatmış güçlü eller baskısını biraz daha arttırırken Peyami bedenini benim ki ile bir bütün yapmak ister gibi sokuldu Göğüsüm hızla yükselip alçalırken o benim bu halime aldırmadan kesif bir arzuyla bana bakıyordu Saçlarım ile kapanmış ger...