Peyami ile münakaşamızın ardından 2 gün geçmişti . Birbirimizle konuşmadığımız daha da ötesi yüzlerimize bile bakmadığımız koca iki gün ...
Ona karşı olan öfkem hala devam ediyordu .Geri adım atmaya da kati süretle niyetim yoktu fakat işin kötü tarafı Peyaminin de büyüklenmeci tarafından ödün vereceği yoktu .Hele ki suçlu olduğu halde sanki ben suçluymuşum gibi davranması iyice çileden çıkmama sebep oluyordu
Şimdi ise Göksuya pikniğe gitmek için hazırlık yapıyorduk . Sonbaharda olmamıza rağmen hava bu gün epey güzeldi gökyüzü açık mavi güneş ise parıl parıl parlıyordu .Hani şu insana neşe katan havalardan biri vardı bu gün İstanbulda . Bende ise hiç bir şey bu hava kadar berrak ve yalın değildi ,bir tarafım keyifli diğer tarafım huzursuzdu . Tüm gece düşünüp durmuş ama işin içinden çıkamamıştım .
Tarığa nasıl davranacağım konusunda aklım bir hayli karışıktı ama nihayetinde hiç bir şey olmamış gibi yapacaktım .Gereksiz bir soğukluk ve mesafe göstermek istemiyordum, adamın haberi bile yoktu sonuçta . Peyaminin kuruntuları ve olmadık düşünceleri yüzünden hak etmediği halde Tarığa karşı tavır alamazdım . Her zaman nasıl isem şimdi de öyle olacaktımHicran kalfanın koluma tuttuşturduğu hasır sepet ile bahçede ilerlerken bir yandan da bunları düşünüyordum . At arabasının arkasına yığılmış yiyecek içecek poşetlerinin arasına hasır sepeti de yerleştirdim . Tam arkamı dönmüş gideceğim sırada bahçe kapısından içeri giren Tarık ile duraksadım . Üzerinde her zaman giydiği kazakların aksine koyu yeşil salaş bir gömlek ve kumaş pantolonu vardı ,saçları ise dağınıktı
Yeşilin ona yakıştığı su götürmez bir gerçekti . Hafif kavruk tenine ,ela ile karışık yeşil gözlerine ve kumral saçlarına en yakışan renk olmalıydı .
" Günaydın " dedi yüzü gülümserken
" Günaydın "
" Hava çok güzel şansımıza " dedi hevesli bir çocuk gibi, bir yandan da gözünü gökyüzüne çevirmişti .
" Hı hı "
" Ama sen yinede üstüne bir şeyler al ,akşama kadar üşürsün dere kenarında "
Gözlerim üstümde ki elbiseme çevrildiğinde dediğine ben de hak verdim . Kırmızı beyaz ekoseli midi boy bir elbise vardı üzerimde . Bir hırka alsam hiç fena olmazdı sonuçta sonbahar güneşiydi bu
" Ben gideyim o zaman ..hırka alayım" dedim kelimeler dudaklarımdan tane tane ve çekinik bir tınıyla çıkarken
Tarık bir şey söyleyecek gibi olduğunda ise konuşmasına fırsat vermeden arkamı dönüp eve ilerlemeye başladım .Sessiz bir oflama dudaklarımdan dökülürken bu gösterdiğim davranıştan dolayı kendime sinirlendim . Soğuk davranmamış halim buysa bir de soğuk davransam neler olurdu Allah bilir . Adamın yanından kaçmadığım kalmıştı bir tek onu da yapmıştım . Kendime söylene söylene eve girdiğimde Peyami de merdivenlerden iniyordu
Bakışlarımız saniyelik kesişti,ben hızla mutfağa doğru ilerlemek istedim ama o çoktan ara holde önüme çıkmış beni sıkıştırmıştı
" Günaydın " dedi çatık kaşları ile
Yüzüne bakmadan yanından geçmek istediğimde ise bedenini kullanarak geçmeme izin vermedi
" Daha ne kadar konuşmayacaksın benimle ? "
Yerde ki başımı keskin bir öfkeyle yüzüne kaldırdım . Sanki içi boş bir sebepten böyle davranıyor muşum gibi bir muamele görüyordum şu an . Oysa ki ortada derin ve büyük problemler vardı . Bizim konuşmaktan korkarak kaçtığımız problemler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARAZLI (+18)
RomanceAğzımı kapatmış güçlü eller baskısını biraz daha arttırırken Peyami bedenini benim ki ile bir bütün yapmak ister gibi sokuldu Göğüsüm hızla yükselip alçalırken o benim bu halime aldırmadan kesif bir arzuyla bana bakıyordu Saçlarım ile kapanmış ger...