29.BÖLÜM

4 1 0
                                    

- Geçmeyen Geçmiş -

İnsan hayatın akışı içerisinde hep huzursuzdu sanki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnsan hayatın akışı içerisinde hep huzursuzdu sanki. Fakat bazı anlar geliyordu ve insanın kendini dinlemeye şansı oluyordu. Etrafında olanları görmeyi başarabiliyor ve anın getirdiği huzuru iliklerinde hissediyordu. O an yanınızda belki kimse yoktu belki vardı fakat yalnızlıkta yanındaki kişi ve kişiler de senin için değerliydi. Onların yanında huzuru solurken bu anların sayılı olduğunu bilmek ve huzuru derin bir soluk çeker gibi içine çekmek paha biçilmezdi. Huzursuzluk içinde geçen şu hayatın sana bahşettiği birkaç an çok değerliydi...

Kolumun üstüne uzanmış olan Masal yerinde duramayarak kıpırdanıp duruyordu. Benimle animasyon filmi izlemek istemesine rağmen filme karşı çok ilgisi olduğu söylenemezdi. Bir kere daha hareket edip başını omzuma yasladığında dudaklarımın kıvrılmasına engel olamadım. Bilgisayarın tuşuna basarak filmi dondurduğumda Masal yeniden hareketlendiği için bunun farkında bile olmadı.

"Masal." dediğimde gözleri hızla bana döndü. İsmini neden söylediğimi merak eden gözleri beni izlerken dudaklarımda oluşacak bir gülümsemeyi engellemek için çaba sarfediyordum. "Neden filmi izlemek yerinde hareket edip durduğunu öğrenebilir miyim?" Masal bunu fark ettiğimi anladığında yüzünde utangaç bir ifade oluştu. "Şey, ben..."

"Sıkıldın mı?" diye onu tamamladığımda başını hızla salladı. Bu haline gülümsediğimde o da dudaklarında oluşan minik gülümsemeden beni mahrum etmedi. Uzandığım yatakta doğrularak Masal'ın da doğrulmasını sağladım. Uzun bir süredir bu odada kalmıyor olmak bazen eve döndüğümde çok garip hissettiriyordu. 12 yaşımdan beri bu oda benim küçük dünyam olmuştu ve ilk günden beri dekorasyonu bile bana aitti. Gün geçtikçe değişmişti tabii ama içinde yaşayan o çocuk ruhumu, liseye giden o kızı hissedebiliyordum.

"Ne yapmak istersin? Biliyorsun tüm gecemi sana ayırdım." Masal etrafına bakınırken işaret parmağını dudağına koyarak düşünmeye başladı. Bir süre sonra ne cevap vereceğimi merak eden gözlerle bana bir soru yöneltti. "Çikolata yiyelim mi?" Sondaki 'i' harfini uzattığında gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Şuan ciddi bir abla olmam gerekiyordu. Çok öylesindir çünkü. Öyleyim tabii.

"Gece gece abur cubur yersek ne olur?" Masal vereceğim cevabı anlamış gibi omuzlarını düşürsede sorduğum soruya gülümseyerek cevap vermişti. "Daha hızlı büyürüz!" dediğinde bu sefer gülüşümü tutamamıştım. İkimizin gülüşleri birbirine karışırken birileri bizi duymasın diye işaret parmağımı dudaklarıma götürerek sessiz olmasını belirttim.

"Sadece 1 tane ama." dediğimde hızla başını salladı. Yataktan kalkıp sonra onu kaldırdım ve sessiz adımlar ile odadan çıkıp aşağı indik. Mutfağa geldiğimizde lambayı açarak abur cuburların olduğu dolaba doğru ilerledim. Dolap Masal'ın ulaşamayacağı kadar yukarıdaydı ve oraya çıkmak için absürt yollara girişmemesi gerektiğini biliyordu. Dolabı açıp önde duran kare çikolatalardan birini aldım. Paketi açtıktan sonra bir sırasını bölüp tabağa koydum. Kendim içinde bir sırayı böldükten sonra onu da tabağa koyup Masal ile birlikte oturma odasına geçtim. Koltuğa oturduğumuzda ikimizde parçamızı alıp yemeye başladık.

Çınar AğacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin