- Çiçekler Açınca -
4 yıl sonra...
Bir geçmiş ve bir gelecek vardı. Geçmişte size aitti gelecekte. Geçmişiniz çoktan şekillenmiş ve size armağan edilmişti. Geleceğiniz ise hala sizin seçimlerinize bağlıydı. Benim geçmişimin bana armağan ettiği bunca keder arasında gelecek için korku duyuyordum. Geçmişim benim seçimlerime göre oluşmamıştı. Çevremdeki tüm insanlar benim için bir seçim yapmış ve dikenlerinin canımı yaktığı bir geçmiş yaratmışlardı. Bu kişileri geçmişim aile olarak tanımlıyordu. Bu aile benim içimde hüzünlü bir çocukluk büyüttü. Bu aile benim içimde sancılı bir genç kız büyüttü ve geriye bana hiçbir seçenek kalmadı.
Ailemin açtığı yaralar kabuk tutmaya başladığında kaderim yeniden şekillendi. Bir Çınar Ağacının altında kopulmayacak bağlar kuruldu, bizden habersiz. Bu bağlar ya bizi yok edecekti ya bizi yaşatacaktı. Çünkü onun hayatına bağlandığım noktada keskin bıçaklar vardı. Bu keskin bıçaklar benim geçmişimden izler taşıyordu üzerinde. Keskin bıçaklar tüm planlarını beraberine katıp bana sinsilikle yaklaştığında o ve ben ailelerimizin kefareti olduk. Bana emanet bir kardeş hatıralarıma sızıp çığlıklarla bana kendini hatırlattığında o kefareti hissettim bedenimde. Hayatımızın iplerini sertçe ellerine geçiren adam ona yaklaştığında hissetti kefareti bedeninde...
Bedenimizde açılan yaralar, ruhumuzda açılan yaralar... Bunlarla baş başa bırakıldığımızda hepimiz değişmiştik. Kendimize ilaç olmamızın uzun süreceğini anladığımda kaderim bana yeni bir armağanda bulundu. Öz kardeşime veremediğim sevgiyi içim acıya acıya başka bir kardeşe vermemi istedi. İkisine olan sevgim giderek arttığında birinin ölebileceği korkusuyla birinin benden uzak kalmasıyla sınanmıştım...
Küçük bir kızın kurtuluşu için gün saymaktan kendi kurtuluşum için gün sayar hale gelmiştim. Bir beyaz elbiseyle çıkıp gelen adam bu sefer elinde annemin kanı olduğunu bilerek çıkıp gelmişti. Ellerinde gördüğüm hayali kanlar sadece anneme ait değildi. Benim, öz kardeşimin kanıyla bulanmıştı elleri. Günahkâr elleri bana uzandığında tenimi yakan bir ateş saklıydı uçlarında. O ateş tenimden yayılarak bütün hayatımı yaktığında geriye sadece is kokusu kalmıştı. Şeytanın elleri bir yangın başlattığında ilk defa kaderim bana bir seçenek sunmuştu...
Bana bir aile seç, demişti. O aile seni defalarca öldürmemiş, defalarca gözyaşlarına boğulmana sebep olmasın demişti. Bana ilk defa geleceğimi seçme imkanım sorulduğunda korkmuştum. Hiç seçim şansı olmayan bir kız çocuğu karşıma geçmiş ve benden bir dilekte bulunmuştu. Acılarımızı gömdüğümüz bir gelecek...
Kaderimin bana onca armağanı üzerine küçük kız çocuğuna gerçek bir armağan verdim. Ben hayatımda ilk defa bir seçim yaptım ve o seçim bana gerçek bir aile bahşetti. Çınar Ağacının solmuş tüm yaprakları için bir çiçek açtırdı hayat. O çiçekler ise artık bana emanetti. Onların büyüyüp yeşermesi de benim elimdeydi, kuruyup ölmesi de...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çınar Ağacı
Chick-LitYağmur bastırdığında çıktığım yolda gördüm ben o büyük Çınar Ağacını. Kim bilirdi ki o gün o ağacı bir başka gözler görecek ve benim hayatıma dokunacaktı o gözlerin ateşi. Sevgisiyle, üzüntüsüyle, anılarımla, unuttuklarımla dokunacaktı ve küle dönme...