- Büyük Yarış -
Korkuyla çadırdan çıktım ve üstümü sirkeledim. Ne kadar korksamda o kişinin kim olduğuna bakacaktım. Meraktan değil birimize bir şey olmasından korktuğum için. Çisemciğim bu ne cesaret. İç Sesime aldırmadan küçük adımlarla adamın gittiği yere doğru yürüdüm. Etraf çok karanlık olsa da karanlığa alışan gözlerim etrafı seçebiliyordu.
Biraz ilerledikten sonra adamın bir uçurumun kenarında olduğunu görmemle irkildim. Çok yüksekte olmamıza rağmen yavaş yavaş adama yaklaştım. Tam bu sırada adam arkasını dönünce irkilip geriye gittim. Ayağım boşlukta kalınca yalpalanarak yere düştüm. Bu sırada adamın adımları hızlanıp yanıma geldiğinde kendimi biraz daha çektim. Gözümün önünde bir el görmemle gözlerimi yavaş yavaş yukarı çıkarttım.
Karşımdaki kişi Egemen den başkası değildi. Rahatlama hissiyle nefesimi dışarı verdim ve Egemen'in elini tutup ayağa kalktım.
"Ne işin var burada?" diye sordu soğuk soğuk. Ne olmuştu buna? Sakın bana trip attığını söyleme Egemen Akbulut.
"Dışarıda birisi olduğunu görünce peşinden geldim."
"Peşinden geldinki sana zarar versin değil mi?" şaşkın bir şekilde ona bakıp,
"Daha çok size zarar vermesin diye çıkmıştım ama bende kabahat." dedim sesimi yükselterek.
"Tabi canım bazılarının üzülmesine, zarar görmesine izin vermeyiz." dedi atarlı atarlı.
"Egemen kusura bakma ama gece gece hiç trip çekemem." bunu dememle bana şöyle bir bakıp arkasını döndü ve yine uçuruma yaklaştı. Çocuğum düşüceksin ama.
Küçük adımlarla yanına yaklaştım ve biraz gerisinde durdum. Yükseklik korkusu olan birisinden oraya kadar gitmesini beklemiyorsunuzdur herhalde.
"Korkma düşmezsin. Hem öyle olsa bile seni tutarım ve bırakmam." dedi imalı imalı.
"Bırakmayacağına eminim. Ama ben yinede kendimi emniyete alayım." dedim. Egemen bir iç çekip,
"Çok düşüncelisin bu aralar. Neye borçluyuz küçük hanım." bu lafı duymamka küçük Egemenciğin küçük tribinin bitmiş olduğunu anladım.
"Açık konuşayım. Size ve Berk Beye borçluyum. Her sözünüzün altında bir ima var maaşallah." dedim. Bana dönüp sırıttı.
"İstersen açık da konuşabilirim." dediğinde korkuyla,
"Gerek yok Egemenciğim. Ben beynindeki karmaşıklıklarla iyiyim." dedim. Birden gelen üşüme hissiyle karnıma bir ağrı girdi. Ellerimi karnımın üstüne koyup ısıtmaya çalıştım ama pek mümkün olmuyordu.
"Üşüdün mü?" diye sordu Egemen. Hemen başımı iki yana salladım. Bana elini uzatıp,
"Gel." dedi. Ne yapıyordu bu çocuk. Tereddütle eline uzandım. Sıkıca elimi kavradı ve beni kendi önüne geçirip yeleğimin üzerinden sarıldı. Teşekkür ederim Egemen sayende baya ısındım.
"Isındın mı?" dedi ima ile. Bilerek yapmıştı. Sen bittin Egemen.
"Evet sen beni bırak artık." deyip tam gidiyordum ki aktımdaki küçük bir taş düşünce Egemen'in kolları beni daha sıkı sardı. Panikle ellerimi koyacak yer bulamayınca boşta bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çınar Ağacı
Chick-LitYağmur bastırdığında çıktığım yolda gördüm ben o büyük Çınar Ağacını. Kim bilirdi ki o gün o ağacı bir başka gözler görecek ve benim hayatıma dokunacaktı o gözlerin ateşi. Sevgisiyle, üzüntüsüyle, anılarımla, unuttuklarımla dokunacaktı ve küle dönme...