- O Adam Kim? -
Bütün bağırışmalar arasında birden araba durmuştu. Korkum dişlerini geçirmiş beni paramparça ederken şaşkın gözlerle etrafıma bakıyordum. Araba çarpmış mıydı yoksa? O sırada öğrencilerden biri ise şöyle sormuştu;
"E hani frenler tutmuyordu, bu araba nasıl durdu." Hepimiz bir Lale hocaya, bir şoföre bakıyorduk. Kafamız allak bullak olmuşken onlar öylece durmaya devam ediyorlardı. Nasıl hiç korkmamışlardı?
"Sanırım sizi biraz fazla korkuttuk. Merak etmeyin sadece şakaydı." Lale hocanın söylediği sözler kafamda yankı yaparken hiçbir şeye anlam veremiyordum. Neden böyle bir şey yapma gereği duymuşlardı?
"Hocam böyle şaka mı olur? Ne yapmaya çalışıyorsunuz, bizi delirtmeye mi?" Bade'nin konuşmasından sinirli olduğunu anlayabiliyordum. Sesinden ne kadarda telaşlandığı belli oluyordu.
"Ailelerimize bunu söylesek okulu ayağa kaldırırlar." dedi sitemkar bir sesle Güneş. Haklıydı eğer ailelerimiz böyle bir şey olduğunu duysa ortalık ayağa kalkardı.
"Ailenizin bu şakamızdan haberi vardı Güneşciğim. Aralarında itiraz eden çıkmadığı için şakayı yapmaya karar verdik." diye cevap verdi hocamız.
"Peki hocam neden böyle bir şaka yapma gereği duydunuz?" diye soran kişi Egemen'di.
"Bir dersi hak etmiştiniz. Belki çok ağır bir ceza oldu ama okulda olan her olaydan haberimiz var çocuklar. Bugünlerde çok ileri gittiniz ve bizde bu şakayı size bir ceza olarak gördük." Lale hocanın sesi sinirliydi ve hepimiz hangi olaylardan bahsettiğini çok iyi biliyorduk. Haklıydı ama bir ceza olarak bu şakayı bize reva görmeleri sinirimizi bozmuştu.
"Peki neden sadece bu araba?" diye sordu bir öğrenci. Bunun üzerine Lale hoca başını iki yana salladı.
"Hayır ceza sadece bu araba ile sınırlı kalmadı. Diğer araba da ise öğretmeninizin kalp krizi geçirdiğini düşündüler büyük ihtimalle ama şimdi hepsi geçti. Hiçbir sorun yok. Cezanızı çektiğinize göre arabadan inebilirsiniz." Lale hocanın sözlerine ve davranışlarına hepimiz sinir olsakta tek çare herkes çantalarını alıp açılan kapılardan inmeye başladı. Ben da halen oturuyordum çünkü şoku hala atlatabilmiş değildim. O sırada ise Bade yanıma gelmişti ve,
"İyi misin?" diye sormuştu.
"İyiyim, iyiyim." dedim endişeli sesim ile. Cidden kanımın çekildiğini hissediyordum.
"Ne oldu Çisem? Bir şeyin mi var?" diye sordu Egemen. Sesini duymak beni şaşırttığında gözlerim onun olduğu tarafa döndü.
"Cihan arkadaşını arkadaşlarımdan uzak tut yoksa ben çok güzel bir şekilde tutacağım." dedi nereden çıktığını anlamadığım Berk. Gözlerim ikisinin üzerinde merakla gezinirken onlar her an kavga çıkarmaya hazırlıklı gibilerdi.
"Nasıl uzak tutacakmışsın göstersene. Senin gibi nazik bir çocuğun ağzına hiç yakışmayacak sözler söylüyorsun Berk. 'Ricanız benim için emirdir leydim.' gibi laflar sana daha çok yakışıyor." Son cümleyi ince bir ses tonuyla söylemişti. Tabii o sırada bizi dinlediğini anlamam hiç zor olmamıştı ve bu yaptığı kesinlikle hoşuma gitmemişti.
"Egemen kimse sana başkalarının konuşmalarını dinlememen gerektiğini öğretmedi mi?" Sert çıkan sesim ikisinin arasında ki gerginliği bozmuş ve bana dönmelerini sağlamıştı. Onların avel avel bakan yüzlerine daha fazla dayanamamış ve arabadan hızlıca inmiştim. Diğerlerinin ise arkamdan geldiğini ayak seslerinden anlayabiliyordum.
"Çocuklar iki saattir inemediniz. Ne oldu birinize bir şey mi oldu?" diye soran kişi Lale hocaydı. Ona olan sinirim yüzünden dönüp cevap bile verme gereği duymadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çınar Ağacı
ChickLitYağmur bastırdığında çıktığım yolda gördüm ben o büyük Çınar Ağacını. Kim bilirdi ki o gün o ağacı bir başka gözler görecek ve benim hayatıma dokunacaktı o gözlerin ateşi. Sevgisiyle, üzüntüsüyle, anılarımla, unuttuklarımla dokunacaktı ve küle dönme...