- Güvende misin? -
Adımlarımı hızlandırmıştım. Refleks olarak. Beni yakalamasından çok korkuyordum. Yavaş yavaş gözlerim dolmaya başladı. Tabi hiçbir çözüm bulamıyordum. Telefonla birini arayabilirdim fakat bir atımlık şansım vardı. Çünkü adam onu fark ettiğimi anlayıp beni yakalayabilirdi. Bu yüzden normal tavırlar sergilemek zorundaydım. Bu sırada adam telefonla birini arayamayacağım kadar yakına gelince birini aramaktan vazgeçtim ve yakalanma ihtimalimin az olduğu fakat birine ulaşmama ihtimalimin fazla olduğu bir seçeneği kullandım. Mesaj panosundan rastgele birini seçtim ve başıma gelenleri anlattım. Mesaj gelince kime gönderdiğimi anladım ve o güzel kafama bir güzel azar çektim. Egemen'e yazmak nedir ya? Acaba ona çok güvendiğimden mi? Of beynim of...
Egemen: Çisem sen neredesin?
Egemen: Kim takip ediyor?
Egemen: Abi ne oluyor orada?
Egemen: Çisem cevap yazsana!
Çisem: Okulun yakınlarındayım. Biri beni takip ediyor ve ne yapacağımı bilmiyorum. Yardımına ihtiyacım var.
Egemen: Tamam korkma. Konum at. Birazdan oraya gelirim. Ama sen toplumun olduğu yerlerde olmaya çalış. Fazla da uzaklaşma. Off. Çisem korkma birtanem tamam mı?
Çisem: Tamam
Yazıp konum attım ve ileride gördüğüm bir kafeye girip bir yere oturdum. Adam onu fark ettiğimi anlamamıştı. Bu yüzden kafenin duvarına yaslanmış bekliyordu. Göz yaşlarım artık dayanamayıp akmaya başladılar. Ama adamı kuşkulandırmak istemediğim için telefonumu çıkarıp onunla ilgileniyormuş gibi yapmaya başladım. Bu sırada bir garson yanıma geldi.
"İyi misiniz hanımefendi?"
"İ... İyiyim." dedim kekeleyerek.
"Bir sorun mu var?" der demez başımı hemen ona çevirip 'hayır' der gibi salladım. Adamda fazla uzatmayarak yanımdan ayrıldı. Beni takip eden adamın az önce olduğu yere baktığımsa onu göremedim. Hemen etrafıma bakındım fakat hiçbir yerde yoktu. Demek ki anlamıştı. Peki şu anda güvende miydim? Hiç zannetmiyorum. Refleks olarak arkamdaki masalara baktım. Bu sırada hiçbir şey duymuyordum. Sanki kulaklarımı kulak tıkacıyla tıkamışlardı. Omzuma dokunulunca korkuyla irkildim. Beni dürten kişiyi görünce direk ayağa kaltım ve ona sarıldım. Egemen dediği gibi birkaç dakika içerisinde burada olmuştu. Ona sarılınca güvende olduğumu hissetmiştim nedensizce. Egemen bu kadar etkilimiydi benim için? Hayata karşı olmayan güvenimi kıracak kadar. Daha önce hiç böyle biri hayatımda olmamıştı. Ve şimdi Egemen'e sarılmak o kadar güzeldi ki.
Keşke hep böyle olsak korktuğumda, kendimi güvende hissetmediğimde, ağladığımda, üzüldüğümde keşke hep sarsa beni güçlü kollarıyla. Bu düşüncelerin hepsi akıp gidiyordu göz yaşlarımla. Siz hiç böyle birisi ile tanıştınız mı? Ben hiç tanışmadım. Bu yüzden de bu duygular benim için çok yeni. Bu yüzden bu kadar güçsüz değil miyim zaten? Keşke kendi kendime ayağa kalkabilsem. Kendi kendime devam edebilsem yoluma. Herkes beni bırakmaya hazırken ben onları bırakmaya hiç hazır değildim. İşte bu yüzden bu kadar üzgünüm...Birkaç dakika sonra ayrıldığımız da Egemen bizi soru yağmuruna tutmaya başladı. Olayların hepsini anlattım. Cihan meselesinide.
"Bade konusu hakkında ne biliyorsun?" dedi kuşkulu bir sesle.
"Merak etme seninle ilgili kısmı bilmiyorum." dedim sinirli bir şekilde. Herkes kendini düşünsün zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çınar Ağacı
ChickLitYağmur bastırdığında çıktığım yolda gördüm ben o büyük Çınar Ağacını. Kim bilirdi ki o gün o ağacı bir başka gözler görecek ve benim hayatıma dokunacaktı o gözlerin ateşi. Sevgisiyle, üzüntüsüyle, anılarımla, unuttuklarımla dokunacaktı ve küle dönme...