- Gözlerinde Nefret Var -
Cerrah Amcayı ilk gördüğümde gözlerinde bir çocuğa olan hasretin nasıl büyük olduğunu görmüştüm. Onun gözlerinde gördüğüm hasreti ise kendi babamda hiç görememiştim. Çünkü biliyordum beni hiçbir zaman özlemeyecekti bana hiçbir zaman hasret kalmayacaktı. Bu ise içimi en çok parçalayan yanıydı. Onu yıllar sonra gördüğümde bile gözlerinde hasret değil kin ve nefret vardı. O küçücük bedenime bakıp 'kızımı götürmek istiyorum' dediğinde bile bana nefret kusuyordu. Oysa ben ona hiçbir şey yapmamıştım.
Baba ve anne hasretim büyüktü ama annemden sevgi görsem bile babamdan göremediğim sevgi yüzünden baba hasretim daha büyüktü. Gözlerimde o hasreti görebilir miydiniz? Hayır. Çünkü biliyordum onun yerini dolduran biri vardı ve ona her sarıldığımda o hasretimin bir parçasını alıp kendi hasreti ile bir yere gömüyordu. Çünkü o aşık olduğu kadından doğan ve ona çok benzeyen bir çocuk istiyordu, ben ise beni her şeyinden çok seven bir baba. Fakat birbirimize sarıldığımızda o hasretin adı kalmıyordu. Bu yüzden babamı içimde gömmek giderek daha çok kolaylaşıyordu.
"Günaydın!" Gözlerimi günışığına açtığımda güçlü bir ses ile uyandırılmıştım. Gözlerim onu gördüğünde ise ister istemez yüzüme bir gülümseme kondurmuştum.
"Uyanmak için çok erken değil mi?" diye sorduğumda başını 'hayır' anlamında sallamış ve bana daha çok sokulmuştu.
"Çok uykucusun Çisem. Seni her uyandırmaya çalıştığımda böyle yapıyorsun. Bıktım senin bu uykuculuğundan." Gülerek kollarımı beline doladım.
"Sen bıktıysan Şengül Abla ne yapsın? Kadın yıllardır beni bu şekilde kaldırıyor." Masal sıkıntılı bir ses çıkardı ve dirseğini göğsüme yaslayıp elini çenesinin altına koydu.
"Senin uğraşmak cidden çok zor Çisem." Yüzüme alıngan bir ifade yerleştirdim. Onunla biraz oyun oynamak iyi olacaktı.
"Demek benimle uğraşmak çok zor. O zaman neden kaç gündür yanımda yatıp her sabah beni sen kaldırıyorsun. Kendi odana gitsene." Yüzüne şaşkın bir ifade yerleşti.
"Çok ayıp Çisem, ben isteyerek gelip senin yanında yatıyorum ve sen beni kabul etmiyor musun? Alındım." Kahkaham odanın içini doldururken cidden şu an ne kadar tatlı olduğunu size anlatamazdım. Kaşlarını çatmış ve bana ayıplarcasına bakarken onu yiyip bitirmemek için çok zor duruyordum.
"Peki o zaman bu gece bende senin yatağında yatarım sende burada yatarsın." dediğimde elini yüzüne vurmuş ve iyice sıkıldığını belli etmişti.
"Cidden benden bu kadar çabuk mu sıkıldın Çisem." Gülerek cevap verdiğimde,
"Ay sen birazdan sorun sende değil bende diyerek ayrılık konuşması da yaparsın." başını iki yana salladı. Sanki bana 'sen iflah olmazsın' diyordu vücut hareketleri ile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çınar Ağacı
Genç Kız EdebiyatıYağmur bastırdığında çıktığım yolda gördüm ben o büyük Çınar Ağacını. Kim bilirdi ki o gün o ağacı bir başka gözler görecek ve benim hayatıma dokunacaktı o gözlerin ateşi. Sevgisiyle, üzüntüsüyle, anılarımla, unuttuklarımla dokunacaktı ve küle dönme...