25.BÖLÜM

46 13 8
                                    

- Çakma Sevgili -

   Şok olmuş bir şekilde Berk'e bakıyordum. Dudaklarım bir şey söylememeye yemin etmiş, hiç açılmıyordu. Berk'in gözleri hararetli konuşma yüzünden ateş saçıyordu. Aynı zamanda umut vardı. Ama neye? İstediği şeyleri söyleyemezdim ki. Öyle hissetmediğimi biliyordu ama yinede umut ediyordu. Ona yalan söyleyemezdim, eğer bunu yaparsam kendimi affetmezdim. Ama onu yüzmeye de kıyamıyordum. Ah her şey bu kadar karışık olmak zorunda mı?

"Bir şey söyle!" diye bağırdı. Söyleyemezdim. Bunu yapamazdım. Söyleyeceğim sözler kalbini kırardı.

"Berk..." dediğim an beni susturdu.

"Tamam Çisem. Ben anladım. Bir şey söylemene gerek yok." deyip yanımdan ayrıldı.

"Berk..." dedim arkasından. Beni hiç dinlemeden gitti. Arkamdaki duvara yaslanıp yere oturdum. Ağlıyordum... Yine. Artık ağlamak istemiyordum ama yine ağlıyordum. Hayatımın her anında böyleydi, çünkü ben Çisemim sadece Çisem. Ve Çisem bu hayatta ağlamaya mahkum. Ben ne Çisem Kayanım ne Çisem Arslan. İkiside olamam çünkü kendimi hiçbirine ait hissetmiyorum. Öz ailem beni istemedi. Vaftiz ailemde beni o kadar önemsiyorlar ki bana bir kardeşim olduğunu söylemiyorlar. Arkadaşlarımın hepsi kendi halinde. Biri beni dinlemek yerine maçı izlemeyi tercih ediyor, birinin sevdiği çocukla sorunları var, biri maçı kazanıp kazanamayacakları derdinde, biride benim ona aşık olup olmadığımı sorguluyor. Anlayacağınız benim bu hayatta hiçbir önemim yok. Tabi Çisem sen benim yanımdan ayrılma bir şey olmaz deyince her şey düzenliyor. Dünyanın en iyi insanı olunuyor.

   Şuanda gözümün önünden bir sürü sahne geçiyor. Babamın beni umursamayıp kardeşimi uçurması, kardeşime onu bırakmayacağıma söz vermem, babamın, anneme tokat atması, bana onlara yük olduğumu söylemesi, annemin beni yetim hanenin önüne bırakıp gitmesi, her gece soluk soluğa uyandığım kâbuslar, Seyran Teyzelerinin beni almak istediklerini söylemesi, arkadaşlarıma vedam, Bade ile tanışmam, sonra okul değiştirmem, Egemen ile tanışmam, sonra Cihan, Çiçek, Bora, Berk ve şu zamana kadar yaşanan bütün olaylar. Bunların hepsini hafızamda tutmak çok acı veriyor. Onları artık unutmak istiyorum. Ama onlar benim peşimi bırakmıyor. O gece Egemen'e söylediğim gibi hayatım bir ip yumağı. Ne bırakıp gidebilecek kadar umursamazım, ne bundan mutluluk duyuyorum, nede bunu çözebiliyorum...

   Ayağa kalkıp sahanın içerisine girdim. İlk yarı bitmişti birazdan ikinci yarı başlayacaktı ama benim bu kalabalıkta durmaya mecalim yoktu. Tam arkamı dönmüş sahadan çıkıyordum ki karşımda bir adet Egemen görmemle bir adım geri attım.

"Nereye küçük hanım?" diye sordu. Sizden ve bu kalabalıktan uzaklaşmaya. Bugün nedensizce kimseyi yanımda istemiyordum.

"Kalabalıktan sıkıldım gidiyorum itirazın mı var?" diye sordu. Başını aşağı yukarı sallayıp,

"Evet itirazım var. Arkadaşlarını yanlız bırakıp gitmene itirazım var. Şuan hiçbirimizin seni umursamadığını düşünüyorsun ama hepimiz çok korkuyoruz. Emin ol şuan Bade senin o tirübünlerde olmadığını görüp delirmiştir. Çünkü sen olsan öyle yapardın. Çünkü sen Bade'yi canından çok seviyorsun. Oda seni o kadar çok seviyor. Hepimiz o kadar çok seviyoruz. Bizim sana verdiğimiz değeri sorgulamayı kes ve içeri geçip geçen hafta olduğu gibi arkadaşlarına destek ver." tamam arkadaşalarım bana değer veriyormuş. Bu konu anlaşıldı ama ben Berk'in yanına gitmek istemiyordum.

"Ama..." dediğim an beni susturdu. Herkes de bugün beni susturuyor ya.

"Berk şerefsizini dert etme. Eminim şuan sana çok uzak bir köşede oturuyordur ki yakınında otursa bile o işi ben hallederim." dediğinde ona sinirlendim. Şerefsiz ne ya?

Çınar AğacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin