7.BÖLÜM "HAYAT MUCİZELERE GEBEDİR..."

433 119 97
                                    

"Dünya edabiyatında modern romanın ilk örneği İspanyol yazar Cervantes'in 17. yüzyılda yayınladığı Don Kişot adlı eseridir. Bu yüzyılda ve daha sonraki yüzyıllarda roman türü İngiltere,Rusya, Fransa başta olmak üzere tüm dünyada büyük gelişim göstermiş ve yaygınlık kazanmıştır. Victor Hugo, Balzac, Flaubert, Stendhal, Dostoyevski, Tolstoy, Emile Zola gibi dünya çapında üne sahip yazarlar bu türün en başarılı örneklerini vermişlerdir.

Evet arkadaşlar Türk Edebiyatında roman türü hangi dönem edebiyatımıza girmiştir?" diye sordu. Gözlerini öğrencileri arasında gezdirdi.Masanın üzerindeki bilgisayara baktı. Asiye elini kaldırmıştı. Derslere katılan en aktif öğrencilerinden biriydi.

"Evet Asiye, seni dinliyoruz."

"19. yüzyılda Tanzimat'la birlikte başlayan batılılaşma sürecinin bir parçası olarak roman türü edebiyatımıza girmiştir, öğretmenim."

"Aferin Asiye" saatine baktı, son ders zilinin çalmasına birkaç dakika kalmıştı."Bugünlük bu kadar yeterli çocuklar. Ev ödeviniz" dediğinde hep bir ağızdan,"Aaaa"nidaları döküldü. Masaya vurdu. "Sessiz olun." Kaldığı yerden devam etti."Tanzimatla edebiyatımıza giren romanın ilk örneklerini kimler vermiştir?Ve eserleri nelerdir? Araştırmanızı istiyorum"dediği anda zil çaldı. Eşyalarını toplayan öğrenciler çıkarken Zeynep Öğretmen genç kıza bir daha ki derste görüşmek üzere diyerek bilgisayarı kapattı.

Asiye defterini kapatıp yerinden kalktı. Yavaş adımlarla yatağına geçti. Yastıkları arkasına koyup yaslandı. Yaşadığı büyük kaybın üzerinden bir aydan fazla zaman geçmişti. Hatırına düştüğü her an gözyaşları akmak için zorluyordu. Eli karnını bulduğunda bir damla firar etti.

Tonlarca ağırlığı taşıyan gözlerini açtığında beyaz tavanla karşılaştı,bip sesleri kulaklarını doldurdu. Ağır ağır kapanan gözlerini tekrar açtığında baş ucunda Adalet Hanım ve hemşire vardı. Hemşire seruma iğneyi enjekte ediyordu.

"Asiye, iyimisin canım?"

Cevap vermek için dudaklarını açmak istedi ama kuruluktan birbirine yapışmıştı."Bekle canım dudaklarını ıslatalım daha rahat konuşursun"pamuk alıp ıslattı ve dudaklarında gezdirdi. Birbirine değdirip dudaklarını açtığında ilk sorduğu bebeğiydi. Gözlerinin içine acıyarak baktı.

"Bebeğim iyi mi?"diye tekrarladı.

Yanına oturup elini tuttu."Asiye son olanları hatırlıyormusun?" Asiye gözlerinin önüne gelen anılarla irkirdi. Sanki birkaç saniye içinde yeniden yaşandı."Kanamam... Bebeğim iyi mi?"diye sordu hıçkırarak.

"Asiye metanetli ol,hastanemize getirildiğinde çok kanaman vardı,elimizden geleni yaptık ama maalesef kurtarmayı başaramadım çok üzgünüm."

"Ha-hayır"başını sallayarak reddetti."Bebeğim.Hayır..."eli karnında kalkmaya çalıştı, omzundan tutarak engelledi. Hemşireden yatıştırıcı vurmasını istedi. Sinir krizi geçirdi. Çığlık attı. "Yalvardım onlara bebeğime zarar vermeyin diye ama dinlemediler beni, amaçları bebeğimi öldürmekti. Katillerrr..." hemşire iğneyi vurduktan sonra sesi boğuklaştı, kendi bile duyamıyordu sesini.

"Katiller..."

"Bunuda atlatacağını biliyorum güzelim Allah yardımcın olsun" saçlarını okşadı şevkatle."Gözün üzerinde olsun birkaç saat sonra yoğun bakımdan çıkartıp normal odaya alabilirsiniz. Uyandığında haberim olsun."Onaylayan kadınla yoğun bakımdan çıktığında kızlarının acı feryadıyla yıkılan aileyle karşılaştı. Üzgün bakışlarla yanlarından ayrıldı.Asiye'nin yaşadıklarını hiçbir annenin yaşamasını istemezdi, kendiside anneyken.

İki Dünya Arasında "Aşk"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin