24.BÖLÜM "GİTME! MENESA SENİN KIZIN..."

163 27 5
                                    

Genç kadın masaya oturmuş kahvaltısını yapıyordu, aklından Asiye'nin arabaya binip binmediğini geçiriyordu. Kahvaltıdan sonra Hayat Hanımı arayıp Asiye'nin kazasını ve belki de mucize eseri öldüğünü öğrenecekti. Sabahı zor etti. Asiye'nin bir an önce ölmesini istiyordu. Beklemek onun için işkenceden farksızdı. Genç kadın sabırsızca telefonu eline aldı. Mutluluğunu sesine yansıtmamaya çalışarak Hayat Hanımın telefonu açmasını bekledi.

"Işıl..." Kadının sesi ağlamaktan tarazlı çıkmıştı. Işıl Asiye'nin kaza geçirdiğine emin oldu. Telefonun ucunda Hayat Hanım olmasa çığlık çığlığa sevinecekti. "Sonunda bitti, Asiye'den kurtuldum. Destan'la arama giremez. Artık kavuşacağız sevgilim."

"Ne oldu Hayat Hanım? İyi misiniz? Sesiniz neden ağlamaklı? Ağladınız mı?" Işıl sahte endişeli sesiyle sorularını art arda sıraladı. Dışaradan biri görse sevinçli bir haber aldığını zanneder. Ama birazdan duyacaklarıyla sırıtması yok olacaktı.

"Işıl D-Destan..." devam edemedi, boğazına yumru oturdu kadıncağızın.

"Hayat Hanım Destan iyi mi?" Işıl korkuyu iliklerine kadar hissetti. Asiye'yi duymayı beklerken Destan'ı...

"Dün gece nişanından dönerken kaza geçirmiş..." Genç kadının kulakları başka söz durmadı. Destan kaza geçirdi kulaklarında çınlayıp durdu. Kadıncağız Işıl'ın telefonu yüzüne kapatmasının üzerinde durmadı.

"Destan kaza geçirdi... Destan kaza geçirdi..." Öfkesine yenik düşüp masa örtüsünü tutup çekti ve masanın üzerinde ne varsa yeri boyladı. "Nasıl olur, Destan nasıl?" Destan'ın Asiye'nin arabasını aldığını tahmin etti. Sebebini bilmiyordu. Mutfağı temizleyen kadın kırılma sesiyle salona geldiğinde çığlık attı. Gözleri kocaman açıldı, elleriyle ağzını kapattı. "Hanımefendi!"

"Defolllll!" Zavallı kadın yerinde sıçradı. İyi biliyordu, hanımının öfkeli anlarında orada olmaması gerektiğini. Mutfağa kaçtı.

Işıl çığlık çığlığa bağırıp öfkesini eşyalara kustu. Sanki karşısında herşeyin sorumlusu Asiye duruyordu. Yorgunlukla dizlerinin üstüne çöktü.

"Destan'a bir şey olursa yaşayamam ben..."

-Saçmalama, Destan iyi olacak. Kalk ayağa Destan'ın yanında ol."

"Ya Asiye..."

-Önceliğimiz Destan, o iyi olsun kızın icabına sonrada bakarız.

Işıl gözyaşlarını silip ayağa kalktı. Arabanın anahtarını alıp evden çıktı. Hastaneye sürdü. Acilin önünde durup aceleyle indi. İçeriye girip resepsiyona koştu. Nefes nefese, "Des-Destan Karahanlı kaza geçirmiş. Durumu nasıl? Nerede?..."

"Yoğun bakıma aldılar, 3'üncü katta." Koşar adımlarla asansöre yöneldi. Katta durduğunda indi. Yoğun bakıma yaklaştığında Hayat Hanımı gördü. Kadının gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Nergis Hanım Murat'ın perişan yüzü ve yüreğinde peydah olan sızıdan anladı. "Oğlummmm" feryadı yürekleri dağladı. Elinde gözyaşlarını akıttığı oğlunun kanlı gömleğini ileri geri sallanarak kokusunu içine çekiyordu. Murat koridoru sinirle döverek arşınlıyordu. Dağhan kendi acısını bir kenara bırakmış babasını ayakta tutmaya çalışıyordu. Nazlı gözyaşları içinde annesini sakinleştirmek için uğraşırken Işıl, Hayat Hanıma yaklaştı. Boğazına oturan yumruğu yutkunarak konuştu. "Hayat Hanım Destan..."

"Işıl Destan'ın ameliyatı başarılı geçti ama..." sözcükler kadıncağızın boğazına takıldı. Işıl evet dercesine başını salladı. "İç kanama riski var. İllk 24 saat çok önemli."

İki Dünya Arasında "Aşk"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin