8.BÖLÜM "İLK KARŞILAŞMA..."

435 116 103
                                    

   Ayda uzun zamandır kendini eve hapseden arkadaşına süpriz hazırladı. Beğeneceğinden adı kadar emindi. Yaşadıkları düşünülürse bu mutluluğu hak ediyordu. Başta bebeği sakladığına kızsada  neden böyle davrandığını anladı. Asiye'nin çığlıkları hala kulaklarında çınlıyordu. Gecelerce uyutmadı. Hangi insan yaşama tutunmaya çalışan bebeği anne karnından zorla söküp alır ki. Düşündükçe aklı hafızası almıyordu. Böylesine bir vicdansızlığı yapan insanda kalp de merhamet de aramamak gerekiyordu.  

    Arkadaşını uzun zamandır mutlu etmenin yollarını ararken aklına Asiye'nin en büyük hayali geldi. Hayat Tektaş'la tanışmak. Ayda bu isteğini gerçekleştirecekti. Mail üzerinden tasarım gönderdiğini biliyordu. Bir gün Asiye uyurken telefonunu alıp mail attı. Maile cevap çok geçikmedi. Tanışmaktan onur duyacağını,düzenleyeceği defileye onur konukları olarak beklediğini yazmıştı. Şimdi tek yapması gereken ikna edip, hazırlayarak defileye götürmek.

   "Ayda ben çıkmak istemiyorum."

   "İtiraz istemiyorum" sesi heyecanlı çıktı.

   "Senden kurtuluş yok mu?" diye mırıldandı.

   "Yok" cevabı   hemen  yapıştırdı, gözlerini  devirdi. "Kalk hadi kalk süpriz diyorum sana ya, süpriz" gözleri ışık saçıyordu.

   "Süpriz falan istemiyorum" itiraz etti.

   "Ben anlamam kalk hazırlan, gidiyoruz" yataktan kalkıp dolaba yöneldi.

   "Nereye gidiyoruz?" diye sordu yenilmişlikle.

   "Gittiğimizde görürsün, hadi kalkda hazırlanalım" yalandan kızdı genç kıza.

   "Tamam."

   Üst tarafı -kolları da dahil- işlemeli pudra esintili abiye. Gri işlemeli el çantası da yanında duruyordu.Kendi tasarımıydı ve halası dikmişti. Dakikalar sonra aynanın karşısında makyajını yapıyordu Ayda. Mavi gözlerini ortaya çıkaran aşırıya kaçmayan siyah far, iri gözlerini ortaya çıkaran   eyeliner, kirpiklerini belirginleştiren maskara, pastel renginde ruj  ve elmacık
kemiklerine allıkla makyajı tamamladı. Saçlarını dalgalı yapıp salık bıraktı.

   "Tamamdır çok güzel oldun" eserine hayran hayran baktı. "Ayda" kızı duymamazlıktan geldi. "Şimdi sıra bende" dolaptan kendine seçtiği keten gri tulumu giydi. Saçlarını ensede topuz yapıp makyajını yapmaya başladı.

   "Nereye gideceğiz?" diye sordu söylemeyeceğini bilerek. İçi içini yiyordu nereye gidecekler? Neden şık giyindiler merak ediyordu.

   "Süpriz Asiye, söylersem süpriz olmaz değil mi?"

   "Evet ama" gözlerini devirerek baktı, susmak zorunda kaldı. Hızlıca makyajını tamamlayıp kalktı, koluna girerek odadan çıkardı. Babası, "Bir sorun olursa hemen beni arayın" tembihinde bulundu. Ayda gri topuklu ayakkabıları eğilip önüne koydu. Ya   ayağı   takılıp  da düşerse, bebeğine zarar gelirse. İçgüdüleri harekete geçti.

   "Ayda   ben   topuklu   ayakkabı  yerine babet ayakkabımı giysem daha iyi olur."

   "Nedenmiş o?"

   "Çünkü ben sakarım biliyorsun düşüp bileğimi incitebilirim" doğruyu söyleyemezdi. "Ben yanındayım düşmene izin vermem" güven verircesine gülümsedi. Dışarıdan korna sesi geldi, pencereden baktı."Asiye giy hadi yoksa taksici gidecek" sesi sitem dolu çıkmıştı. Teslim olarak giydi elinden tutmasıyla kendini kapının önünde bekleyen taksiye binmiş buldu. Ayda Asiye'nin duymaması için şoföre adres yazılı kağıdı vererek arkasına yaslandı.

İki Dünya Arasında "Aşk"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin