27.BÖLÜM "BENİMLE EVLENİR MİSİN?"

102 8 0
                                    

    Genç kız çıplak ayağıyla ıslak kumun üzerinde yürüdü. Denizin soğuk suyu ayağına değdiğinde titresede çok hoşuna gitti. Dalga sesi huzur verirken çocukların kahkaha sesleri yüreğini hoplattı. Diz kapaklarına kadar denize girmiş elleriyle birbirlerine su atıyorlardı. Birbirlerine benzemiyorlardı ama aynı boyda, omuzları dantelli, dizlerine kadar gelen beyaz elbise, uzun siyah saçlarındaki tokalar bile aynıydı.

    Genç kızın eli beyninden komut beklemeden karnını buldu. Çıkıntı yoktu, varlığına dair hareketlilik belirtisi yoktu. Başını eğip karnına baktı. Gözleri irileşti. Bebeği karnında hiç büyümemiş gibi dümdüz olan karnında elini gezdirdi. Dudaklarından kızının ismi şaşkınlıkla döküldü.

    "Menesa'm..."

    "Efendim anne" dedi iki kız aynı anda. Başını kaldırdı, kendisine koşan kızları şaşkın gözlerle izledi. Bana mı dediler anne diye? Etrafına bakındı kendisinden başka kimse yoktu. Ama nasıl olur bu? Ben bir bebeğimi kaybettim, diğeri... Hayır bu imkansız ben iki kızımı kaybetmiş olamam. Allah'ım beni bir evlat acısıyla daha sınama. Kızımı kaybetmiş olamam hayır...

    "Hayır..." çığlık çığlığa uyandı. Kuş uykusunda olan Destan acı çığlıkla gözlerini açtı. Hızlı hızlı nefes alan karısını görünce telaşla doğruldu.

    Asiye gördüğü rüyanın etkisinden hala çıkamamıştı. Gözleri karnını tararken elleri yokluyordu. Kızının karnında olduğundan emin olmak istiyordu. Destan genç kızın telaşla karnında gezdirdiği elinin üzerine elini koyduğunda donup kaldı. Karısının incileri elini ateş gibi yaktı. Asiye ağır ağır başını kaldırdı. Kocasının loş ışıktan koyulaşan gözlerine, ıslanmış kirpikleriyle ve buğulanmış gözlerle baktı. Genç kız ne ara ağlamaya başladı bilmiyordu. Destan elinin tersiyle yanaklarından çenesine yol alan gözyaşlarını sildi.

    "Geçti ufaklığım, sadece kabus gördün." Alnından öpüp sarıldı. Sakinleşmesi için saçlarıyla oynadı. Nefes alması sakinleşen karısını yavaşça yatırdı. Tam yanından kalkacakken Asiye elinden tuttu.

    "Gitme, bırakma beni."

    "Buradayım gitmiyorum, su getireceğim."

    "İstemiyorum, sadece seni istiyorum" dedi korkuyla. Karısının sesinin titremesiyle yanına uzanarak kollarının arasına aldı. İpek yumuşaklığındaki saçlarında elini gezdirdi.

    Destan küçük karısının kaç kez uykusundan sıçrayarak uyandı, hatırlayamadı. Kabusa ne sebep olduğunu bilmesede, neyle alakalı olduğunu biliyordu. Hastane...

    Hastaneden çıktığında yüzünün solgunluğundan endişelenen Kaya sorsada iyiyim diyerek geçiştirmişti. Kaya sahile gidelim diyen kızın ses tellerinin titremesinden, sessizliğinden, dışarıya boş boş bakmasından endişelendi. Vakit kaybetmeden Destan'ı arayıp durumu anlattı. Genç adamda soluğu karısının yanında aldı.

★★★★★

    Destan huzurla uyuyan karısını izledi uzun süre. Sabah ezanından sonra uyuyamadı, yönünü güzel manzarasına çevirip karısını seyre daldı. Güzel yüzünü buruşturmasıyla aklına ilk sancı geldi ama güneş rahatsız etmişti. Genç adam elini güneşe siper etti.

    Asiye uykusunu bölen güneşin yok olmasıyla kaldığı yerden uyumaya devam etti. Genç adam elini çektiğinde vuran güneşle yüzünü buruşturdu. Yeniden gelen gölgelikle rahatladı. Gölge yok olup tekrar var oluyordu. Tıpkı deve cüce oyunu gibi. Bunda bir gariplik vardı. Gözlerini hiç istemesede kısarak açtı, parıldayan bir çift gece karası gözle karşılaştı.

    "Günaydın." Kaşlarını çattı genç kız. Saat kaç ki?

    "Günaydın. Ne zaman uyandın?"

İki Dünya Arasında "Aşk"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin