10.BÖLÜM "ASANSÖR..."

386 98 94
                                    

    Asiye hayatını baştan aşağıya değiştirecek Üsküdar'daki şirketin önündeydi. KARAHANLI ŞİRKETLER GRUBU... Hastaneden çıkalı iki hafta olmuştu. Bileğinin burkulması işine geldi. Bebeğinin düşük tehlikesini atlattığından emin oldu. Dinlenirken günlerdir aklından çıkmayan defileyi düşündü. Bileğini burkuşu... Adamın kucağına düşüşü... Odaya kilitlenmesi... Kaçışı... Hasta odasında algıladığı çam kokusu... Yaşadıkları kaderin bir cilvesiydi sanki. Destan Karahanlının hastaneye kadar gelmesi ve orkide getirmesini aklı almıyordu. Adamın bunu yapacağına ihtimal vermiyordu.

    "Alo..."

    Sesini duyar duymaz yatağında doğruldu. "E-Efendim" dedi nereye kaçtığını bilmediği sesiyle. Normal değil mi heyecanlanması, idolüyle konuşuyordu. "Uyandırmadım değil mi?" diye sorunca saate baktı. 10:00'a geldiğini görünce başını salladı. Görebilecekmiş gibi.

    "Hayır."

    "Nasılsın? İyi misin? Bileğin nasıl?" gibi sorularına kısaca cevaplar verdi. Kendi ve ortağı adına özür diledi.

    "Asiye artık benimle çalışmanı istiyorum yüz yüze" diye direk konuya girdi. "Ama Hayat Hanım..." sözünü kesti. "Reddetmeden önce beni dinle" deyince peki diyerek kabul etti. Bir süre ne diyeceğini düşündükten sonra devam etti. "Asiye sen kimsenin yerini almıyorsun bu bir, sana bu teklifi sunan benim. Torpille elde etmedin, kendi yeteneğinle bu iki, anladığım kadarıyla sen üniversiteyi okumadan benimle çalışmayacaksın. Sana teklifim yanımda staj yapman, tecrübe kazanmak amacıyla. Hem senin içinde iyi olacak." Asiye sessiz kalınca, "Reddetmeden önce düşün ondan sonra kararını bildir" diye sözlerini noktaladı.

    "Pekala sizin hatırınıza düşüneceğim."

    "Harika Asiye çok teşekkürler" sesinden sevinci kıza kadar ulaştı. Gizleyememişti Hayat Hanım kabul edeceğine dair bir umut vardı içinde. "Ben seni daha fazla rahatsız etmeyeyim, sen dinlen bir an önce toparlan tekrar geçmiş olsun."

    "Teşekkür ederim" karşılıklı olarak ikiside telefonları kapattılar. İlk kez bu kadar ısrar etti. Acaba Destan Karahanlı mı istiyor beni. Aklınca hesap mı ödetmek derdinde. Orkideyi yapacağı eziyetlere şimdiden özür dilemeye mi gönderdi. Eğer öyleyse kendi pişman olur, karşısında emrinde çalışanlarından biri yok. Kimseye kendini ezdirmem. Hamile olmasa kabul eder ve Destan Karahanlıyla uğraşırdı. Koşullar uygun değil, bebeği için stresden uzak durmalıydı. Öte yandan Destan Karahanlı düşerken tutmasaydı bebeği kaybedecekti. Can borcunu Hayat Hanımla çalışarak ödeyebilirdi, sonuçta ortağı, oda kazanacak.

    Asiye günler önceki konuşmanın hatırasından silkindi. Hayat Hanım onu bekliyordu. Heyecandan avuç içi terledi. Yerinden çıkacakmış gibi atan kalbimin üzerine elini koydu. Gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalıştı. Astım krizi geçirmek istemiyordu. İçinden ona kadar sayıp gözlerini açtı. Güç almak için elini karnına koydu. Bebeğim gelişinle bana şans getirdin. Bugün annen hayallerine kavuşacak bebeğim. Allah'ım girdiğim bu yeni yolda sen beni utandırma.

    "Kime bakmıştınız?" diye sordu kızı süzerken.

    "Hayat Hanıma, beni bekliyorda."

    "Tamam, şimdi hatırladım. Hayat Hanım sizin geleceğini bildirmişti. Asiye Hanım değil mi?" başını sallayarak onayladı. Devam etti. "Lobideki sekreter size yardımcı olacaktır." Teşekkür etti. İçinden besmele çekerek içeriye girdi. Kendinden emin adımlarla ilerledi. Esmer güzeli kadına, "Hayat Hanım beni bekliyor" dedi. İşinden başını kaldırıp baştan aşağıya süzdü. Aşalayıcı bir tonda konuştu. "Sizi mi bekliyor?" Asiye şıklığa önem veren birisi değildi, o daha çok rahatlığa önem verirdi. Bol cepli siyah pantolon, beyaz badi ve kareli oduncu gömleğiyle birlikte kot çeketini giymişti. Hatta sabah halası sitemde bulundu. "Elbise giyseydin keşke, ne bu halin erkek fatma gibi giyinmişsin."

İki Dünya Arasında "Aşk"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin