21.BÖLÜM "KIRMIZI FERRARİ..."

159 38 7
                                    

    Asiye sabah yürüyüşünden sonra fırından ekmek aldı ve pastaneden de zeytinli, patatesli, çikolatalı poğaçalar aldı. Kokusuna dayanamayarak atıştırmaya başladı. Kuzeni Demir ikiziyle Asiye'den birkaç yaş büyüklerdi, istemeyi arkadaşlarıyla buluşacaklarını söyleyerek ekmişlerdi. "Poğaça mı o?" Genç kızın kucağındaki poğaçadan kocaman bir parça aldı. Bayıla bayıla yerken Asiye'nin gözlerini kısıp kötü bakışından etkilenmişe benzemiyordu. Senin kötü bakışların bana sökmez der gibi omuzunu silkti. Demir yanaklarını sıkmak için hamle yaptığında bileğini kavrayan eller engel oldu. Sahibine baktığında beklemediği adamla gözlerinin büyümesini engelleyemedi.

    Sabahtan beri kendini kötü hisseden Destan soluğu Asiye'nin evinin önünde aldı. Pastaneden çıkmış evine gidiyordu, kokmuş olacak ki aldığı her neyse parça parça atıştırmaya başladı. Siyah taytı ve üzerine geniş tuniğiyle çok tatlı görünüyordu. Genişliğine rağmen kendini belli eden karnı ben buradayım diyordu. Sarışın, uzun boylu delikanlı kucağındaki poşetten bir parça alıp ağzına attı. Hareketine ufaklık kızarken hiç oralı olmadı. Kuzenlerinden biri olmalıydı, dokunacağını görünce kuzun muzen umurumda olmadı. Arabadan ne ara indi, Asiye'nin yanaklarına uzanan elleri ne ara tuttu hatırlayamadı. Demir'in bileğini öyle bir sıktı ki dizlerinin üzerine çöktü. Oktay ikizini kurtarmak için hareketlendiğinde Destan'ın tehditkar sesiyle durmak zorunda kaldı.

    "Bir adım daha atarsan onu..." Devamını nasıl tamamlayacakları hayal güçlerine kalmıştı. Oktay her ne kadar Demir'i kurtarmak istesede Dastan'a gücünün yetmeyeceğinin farkındaydı.

    "Sen kimsin ki ufaklığıma dokunmaya kalkarsın!" Destan dişlerinin arasından fısıldadı. Acıdan kıvranan Demir kekeledi.

    "Ku-ku-kuze-niyim..."

    Abartıyor olabilirim ama ben ufaklığımı tüm hücrelerime kadar kıskanıyorum. Hiç kimse ona dokunamaz, izin vermem. İzin verdiklerimin sayısı bana yeterli.

    "Destan..."

    "Kuzeni olman benim sevgilime dokunma hakkını vermez." Sakin konuşması kuzenlerin gözlerinde korkuyu tetiklemişti. Bağırarak konuşsa bu kadar etkili olmazdı.

    "Ku-kuze..."

    "Benim dokunamadığım kıza hiçbir erkek dokunamaz, kuzeni bile. Yalnızca babası ve abisinin dokunmasına tahammülüm var başkasının değil!" Tane tane konuştu. Küçük çocuğa anlatır gibi.

    "Kuze..."

    "Kes!" Genç adamın sert sesiyle yerinden sıçradı. Demir'in çaresizce kıvranması genç kızı harekete geçirdi.

    "Destan bebişimi bırak." Asiye'nin gözleri büyüdü,ağzını eliyle kapattı. Kuzenini kurtarayım derken kırdığı potla iyice sıvadı. Düzeltmek için ağzını açtığında çok geçti. Bebeşim kelimesine sinirlenerek Demir'in bileğini daha sert sıktı..Demir'den acı dolu feryat koptu. Bebeşim nedir ya birbirlerine böyle hitap edecek kadar mı yakınlar.

    "Kur-ta-r ku-zen b-be-ni..."

    Hızlı düşünen Asiye hem Demir'i elinden almak hem de Destan'ın sevgisini ölçmek istedi. "Beni seviyorsan Demir'i bırakırsın." Bu zibidi için beni tehdit ediyordu? Sert, ateşli gece karası irislerini sevgilisine çevirdi. Asiye korksada geri adım atmadı. Cesur kızım benim. Ne yapmaya çalıştığını çok iyi biliyorum bir taşla iki kuş, zekice. "Ufaklık sana beni tehdit etme demedim mi?"

    "Tehdit etmedim, beni seviyorsan bırakırsın dedim arada fark var" dik durdu. Ne kadar başarılı olduğu tartışılır. Destan'ın alev almış gözlerinden hesabını soracağını biliyordu. Nasıl? Ne zaman? Bilmiyordu.

İki Dünya Arasında "Aşk"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin