16.BÖLÜM "SEVGİLİM..."

326 65 10
                                    

   Destan günlerdir okyanus gözlüsünün ne sesini duydu ne de kaybolduğu mavilerini, görür görmez de çok özlediğini anladı. Karşısına hemen çıkmayıp zaman tanımak istedi. Düşünsün, hislerinden emin olsun istedi. Bilseydi Asiye'nin ne düşündüğünü asla o zamanı tanımaz çıkar karşısına sevgilimsin derdi. Kaya'dan mezuniyet gecesine gittiğini öğrendi. Üstelik siyah gece elbisesiyle, kim bilir nasıl güzel olmuştur. Defile gecesi üzerindeki  pudra esintili abiyeyle bile çok güzeldi. Sivrisinekleri çeken güzelliği dikkat çekiyordu. En kötüsüde kızın farkında olmadığını biliyordu. Kapı ağzından içeriye baktı, küçük ceylanıyla göz göze geldi.

    Mavi gözlerini ortaya çıkartan siyah kalem, hafifçe sürülmüş siyah far, hacimleştirilmiş kirpikleri, elmacık kemiklerine allık ve dudaklarına parlatıcı sürmüştü. Saçları dağınık topuzdu. Mavileri parladı bir saniyeliğine, parladığı gibi de söndü. Genç adam söz verdi kendine bir daha parıltılarının sönmesine izin vermeyecekti. Asiye'nin bitirmek için geldiğini düşündüğünü biliyordu. Genç adam çarpık gülümsemesini takındı. Arada birkaç adım kalınca durdu.

   "Destan Karahanlı. Burada ne işi var? Kimin  için  geldi? Ay çok yakışıklı..." Fısıldaşmaları genç adamı sadece gülümsetti. Tüm gözlerin üzerinde olduğunu umursamadan tek bir kişiye odaklandı. Masaya yaklaştığını gören genç kız önündeki bardağa dikkatini verdi. Genç adam parmaklarını masaya vurarak ses çıkarmaya başladı. Ortama çöken sessizliği bozmak istercesine. Oğlum Destan tam bir belaya çattın işin var senin, benimle böyle inatlaştıkca aklıma inadını nasıl kıracağım geliyor. Evlenene kadar istediğin kadar inadınla beni delirt ufaklık. Ben sana nikahı basayım kollarıma aldığımda inadından eser kalmayacak. Vahşi kedilikten evcil kediliğe terhis edeceksin, yalnızca akşamları... Aklına üşüşen düşünceleri geldikleri yere yolladı.

   "Ufaklık" dedi köpüreceğini bilerek.

   Mavilerini korkusuzca siyahlara dikti. "Kaç kere söyleyecem sana bana ufaklık deme diye aşırı gelişmiş kas yığını." Günlerdir uzak kaldığı okyanus gözlüsüne baktı.

   "Ufaklık tek sebepten geldim." Asiye kalbini korkuyla attıran o sözleri duymak istemiyordu. Elleriyle kulaklarını kapatmamak için kendini zor tuttu. Okyanus gözlerine bakarken zordu, derin nefes alarak elini uzattı. Ve, "Eğer elimi tutarsan ölene kadar bırakmam. Sevgilim olmanı istiyorum. Kabul edersen seni mutlu etmek için elimden geleni yapacağım, sana layık olmak içinde. Ufaklığım geçmişimle, günahlarımla beni kabul edersen elimi tutman yeterli. " Cevabını bekledi. Genç kızın suskunluğu ömre bedeldi. Saniyeler, dakikalar geçmek bilmedi. Umudunu yitirmek üzereydi. Elini indirecekken hızla tuttu. Dudaklarını araladığında ne diyeceğini merakla bekledi.

   "Nefret ettiğin özelliklerime rağmen mi?" diye sorduğunda bir oh çekti adam.

   "Bir söz vardır: Gülü seven dikenine katlanır diye bizimkide o hesap." 

   "Gıcık sen bana diken mi diyorsun?" diye cırladı.

   "Hayır, gül diyorum safından." Elini çekmek isteyen kızla elini daha sıkı kavradı. "Tutmadan önce düşünecektin, çok geç." Boştaki elini beline koydu.

   "Özgür  dünyada  yaşıyoruz, kararımı değiştirdim."  Sesi  öfkeliydi lakin gözlerine yerleştirememişti. Asiye'yi kendine çekti, aradaki mesafe çok azdı. Ne olduğunu anlamadan kendini adamın dibinde bulan Asiye güçlükle yutkundu.

   "Ufaklık" köpürdü gözleri. "Sen benim kim olduğunu unutuyorsun galiba. Bana ait nesne veya kişiden vazgeçmem, benden başka   bir   şıkkın   yok. Bana aşkla   bakmadığın  gün  ikinci  şıkkın olur  o  zamana kadar benimle idare edeceksin"

İki Dünya Arasında "Aşk"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin