29.BÖLÜM "YENİ BAŞLANGIÇ! DÜĞÜN..."

36 5 0
                                    

    Genç kız son kez odasında gözlerini gezdirdi. Ne anılar biriktirmişti bu odada. İlk okulda arkadaşına kızıp, ben okula gitmeyeceğim diyerek kendini yatağa atarak ağlaması, halasını sinirlendirip odasına kaçışları, müzik dinleyerek tasarımlar yapması, ablasına sarılıp uyuması, Ayda'ya aşkını itiraf ettiği odaydı. Ayrılık acısı yaşadığı da. Kızı için günlerce yattığı yatak, adeta mabedi haline gelen odaydı.

    Dün gece son kez yattığı yatağına baktı. Bu geceden sonra yeni evinde, yeni odasında ve yeni yatağında kocasının kollarında uyuyacaktı. Bu düşünce içini kıpır kıpır ediyordu.

    Korna seslerini duydu, gitme zamanı gelmişti. Yerinden kalkıp cama yaklaştı. Perdeyi araladı, kocasını gördü. Üzerindeki beyaz smokiniyle genç kızın nefesini kesti.

    Destan hayatına beyaz sayfa açtığından hayatının en önemli gününde saflığın, duruluğun simgesi beyazı tercih etmişti. Arabadan indiği andan itibaren kalbi genç ve tecrübesiz zamanlarındaki gibi atıyordu. Bu hızla devam ederse gelinini gördüğünde durmasından korkuyordu.

    Allah korusun, tam gelinime kavuşmuşken olacak şey mi bu. Omzuna elini koyan Murat'a baktı. Gidip gelinimizi alalım diyen bakışlarını görünce gülümsemeden edemedi. Acaba en başından kardeşi olduğunu bilseydi yinede onları bir araya getirmek için mücadele eder miydi? Hem ederdi hem de kardeşini kimseyle paylaşmak istemezdi.

   Destan bir yanında ikizi diğer yanında kuzeni omuz omuza birlikte bahçeyi adımladılar. Genç adam üzerinde hissettiği bakışla başını kaldırdı. Görmek istediği okyanus gözlüsü yoktu ama perdenin kımıldaması izlediğini gösteriyordu. Dudağı kıvrıldı.

    Asiye kocasının yukarıya bakmasıyla kendini geriye çekti. Kalbinin üzerine elini koydu. Sakinleşmeye çalışırken annesinin heyecanını hisseden Menesa hareketlendi.

    "Annecim hissettin değil mi, babanın bizi almaya geldiğini" derken karnını okşadı. Ayda'nın sesini duyunca pencereye yaklaştı.

    Merdivenleri çıktıklarında bayanlar karşıladı. Murat sevdiği kadına ışıldayan gözlerle baktı. Göğsü taşlarla hareketlendirirmiş kırmızı abiyenin içinde çok güzeldi. 

    "Çok güzelsin ela gözlüm, çakallar etrafını sarmasın diye gözüm hep üzerinde olması gerekecek."

    "Aynısı senin içinde geçerli."

    Ayda, "Enişte gelini görmek istiyorsan" derken elini uzatıp parmaklarını birbirine sürterek devam etti.  "Canlıyı görelim."

    "Sen benden para mı istiyorsun?"

    "Evet, geleneğimiz hepimize vereceksin yoksa gelinini unut." Ayda tehdit ederken ellerini beline koydu.

    Destan genç kızın duyabileceği tonda, "Deniz, sevgilin cadı biliyorsun değil mi?" derken gözlerini kısan Ayda'ya sırıtarak baktı.

    "Biliyorum" dedi Deniz.

    "Sana benden bir tavsiye Deniz, yol yakınken vazgeç. Bir ömür bu cadıyla   geçmez ömrünü yer ömrünü."

    Ayda sinirinden kıpkırmızı kesilmişti. Deniz sevgilisini kızdırmayı çok seviyordu. "Doğru söze ne denir."

    "Öyle mi ben se..."

    "Kalbim yolun başında olsaydı dediğini düşünürdüm belki!” Genç adam gözlerini de sevgilisinin gözlerinden bir an ayırmadı. "Ama çoktan son evreye girdik. Ve söküp atmam imkansız. Başa gelen çekilir artık ne yapalım çok seviyorum."

İki Dünya Arasında "Aşk"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin