"Günaydıınnn."
Öykü yine sabah sabah tüm enerjisiyle Atlas'ın yanına gelmiş ve banka oturmuştu. Derse girmelerine on dakika vardı ve muhtemelen birazdan İstiklal Marşını okumak için sıraya geçeceklerdi.
"Günaydın. Saçın ne kadar güzel olmuş." Atlas gülümseyerek yanındaki kızın saçlarına bakıyordu. Kıvırcık siyah saçlarını açık bırakmıştı.
"Teşekkür ederim, seninkiler de öyle." dedikten sonra telefonunu çıkardı. Ardından aklına gelen şeyle kafasını Atlas'a çevirdi.
"Cüzdanın hâlâ kayıp mı, bulamadın mı?"
Atlas yine aklına gelen şeylerle sinirlenmişti. Birdenbire cüzdanı kaybolmuştu ve teyzesine sorduğunda eve sadece bir tanıdığın gelip gittiğini söylemişti. Ayrıca eve gelen kişinin asla böyle bir şey yapmayacağını ve cüzdanı kaybedenin Atlas olduğunu da eklemişti.
"Yok kanka bulamadım. Duştan bir çıktım, yok oldu resmen."
Öykü siyah bol pantolon giydiği bacaklarını birbirinin üstüne aldı ve kollarını göğsünde birleştirdi.
"Neyse sağlık olsun. Senin harçlığın falan var mı? Yoksa eğer..."
"Var var."
Öykü anladığını belirtircesine 'hmm' diye ses çıkardı ve derin bir nefes aldı. Bu sırada okul zilinin çalmasıyla ikisi de birbirine bakıp anlaşır gibi aynı anda ayağa kalktılar ve sıraya doğru ilerlediler. En sağda sıraya geçip sınıf arkadaşlarının arkalarına geçtiler.
Atlas kafasını gökyüzüne dikti. Güneş yeni doğmaya başlamış ve okul bahçesine ışığını vurmaya başlamıştı. Gün doğumu havayı kırmızılaştırmıştı ve bu Atlas'ın hoşuna gitmişti.
Müdür yardımcısı Hanife Hanım elinde mikrofonuyla kürsüye çıktı. Üzerinde beyaz gömlek, altında siyah tayt ve gözlerinde siyah güneş gözlükleri vardı. Kumral saçlarını düzleştirmişti.
"Günaydın gençler." diye bir anons yaptığında sadece kalabalıkta konuşan öğrencilerin sesi duyuluyordu. Bu sırada Gülçin de sıraya gelip Atlas ve Öykü'ye "Günaydın." demişti. Üçü de yan yana durmuş bir an önce içeriye girmeyi bekliyorlardı.
"Haftaya 1. dönemin ilk sınavları başlıyor gençler biliyorsunuz, yavrum konuşma. Sessiz!"
Bir kaç dakika boyunca sınavlar hakkında öğrencilere uyarı yaptıktan sonra Beden Eğitimi dersinin hocası gelip Hanife Hanım'ın kulağına bir şeyler fısıldadı. Hanife Hanım kafasını sallıyordu alnladığını belirtmek için.
"Sevgili gençler, biliyorsunuz okul binamız depreme dayanıklı değil." Konuyu anlayan üçlü birbirlerine bakınmakla yetinmişlerdi. Sadece geçiş yapacakları okulun uzak olmamasını dilemişlerdi.
"Sınav haftasından itibaren Tepecik Meslek Lisesi'nin binasına geçiş yapacağız gençler. Sınıf öğretmenleriniz size detaylı bilgi verecekler."
Bir anda üçü de birbirine döndü. Hepsi şaşırmıştı.
"Atlas, senin evin ordaki okul değil mi bu?" Gülçin'in sorusuna Atlas kafasını sallamakla yetinmişti.
Öykü kollarını göğsünde birleştirip "İyi bari yol derdin olmayacak artık." dedi.
Atlas ise ofladı. İfadesizce Öykü ve Gülçin'e bakıyordu. Gülçin "Ne oldu?" diyerek sorduğunda ise Atlas derin bir nefes aldı.
"Bizim mahalledeki tüm kekolar o okulda, tehlikenin farkında mısınız? Emir de dahil."
Gülçin ve Öykü birbirlerine bakıp bir süre sessiz kaldılar. Öykü ise sessizliği bozan kişi olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI
RomanceGüzel Sanatlar lisesine giden Atlas ve Meslek lisesine giden Emir. - BxB içerikli bir kurgudur. -