Atlas'dan :
Elimdeki karton bardağı avucumla tutarak kahvenin sıcaklığını elimde hissetmeye çalışıyordum. İşe de yarıyordu. Bu soğuk havada biraz olsun ısınabiliyordum bu hareket sayesinde.
Hayattan tek istediğimde soğuk havada avucumda tutabileceğim sıcak bir karton bardaktı. Hayatsa bana içi buzla dolu metal bir bardak sunmuştu. Tutmaya devam ettikçe daha çok canım yanıyordu. Bıraksam rahatlayacaktım, ama bırakmanın geri dönüşü yoktu çünkü tek bir şansım vardı. Bu yüzden soğuk metal bardağı ellerimle ısıtmaya çalışmam gerekiyordu.
Ya da belki de zaman geçtikçe içindeki buzlar eriyip yerini ılık bir suya bırakır ve hayatımı kolaylaştırırdı?
Bir kahve içmek yine beni derin düşüncelere sokmuştu. Neredeyse bir kaç kişiden ibaret bahçede oturduğum bankta derin bir nefes aldım. Elimdeki bitmek üzere olan kahveden bir yudum daha aldım. O sırada tek bir şeyi düşünüyordum.
Emir gibi bir sokak serserisinin bile bi sevgilisi vardı, benim niye yoktu? Sorun bende miydi yoksa? Ya da Emir'de benim görmediğim ama kızların gördüğü bir şey olmalı. Başka bir açıklaması olamazdı bu durumun.
Onun çevresine mi güveniyorlardı? Aslında içlerinde sevgi olmamasına rağmen sırf kendilerine korumalık yapması için mi onu seviyormuş gibi yapıyorlardı? Kendimi bunu düşünmekten alıkoyamıyordum.
"Helloo."
Duyduğum tanıdık ses bir anlık irkilip arkamı dönmeme sebep olurken hızlı adımlarla yanımdaki banka oturan Zeynep'i görmüştüm.
Ne zaman görsem yüksek enerjisiyle ortama uyum sağlayan biriydi. Banka otururken gülümsüyordu. "Günaydınn."
Sonunu uzatarak söylediği her şeye gülümsüyordum. "Günaydın." Dedim ona göre hâlsiz bir sesle. Bir elim kahvemi tutarken diğer elimle siyah kot pantolonumdaki tozları çırptım.
"N'aberr?" Yine sonunu uzatarak soru sorduğunda bu sefer cıkladım. "İyi senn?" Dedim onu taklit ederek. Taklidimi duyunca daha çok gülümsedi. Kendisini çok severdim. Lisenin ilk yılı Gülçin sayesinde arkadaşım olmuştu.
"Bak ne göstereceğim sana..." Eline telefonunu aldığında bakışlarım ciddileşti. Yutkundum ve duruşumu düzeltip dik durmaya başladım. Gözlerimin hafif açıldığını hissedebiliyordum.
"Çabuk göster." Kendimi bankta ona biraz daha yakınlaştırdım. Kafamı hafif eğdim ve elindeki telefonu daha yakından görmeye çalıştım. Instagram'a giriyordu. Gülümsedim. Tahmin ettiğim şeyi yapmıştı.
Omzuna vurdum hafifçe. "Mükemmelsin sen." Büyük bir mutlulukla söylemiştim. O bir hesaba tıklamış ve profilin açılmasını bekliyordu. Ben ise az önceki ruhsuz hâlimden çıkmıştım.
Sonunda profil açıldığında hesap tam karşımızdaydı. Zeynep yüzünde büyük bir gururla bana döndü ve kaş göz yaparak telefon ekranını işaret etti. Bu sırada eşarbını düzeltiyordu.
Telefonu elime alıp tam hesabı inceleyecekken onun sesini duydum.
"Adı Nehir'miş."
Kaşlarım çatılmıştı. Bu isimden daha şimdiden hoşlanmamıştım. İğrenir bir ifadeyle dudaklarımı büzüp Zeynep'e döndüm.
"Ben dün gece tüm fotoğraflarına baktım. Sıra sende şimdi. Çabuk bak da ver hadi."
"Tamam." Kafamı salladım.
Ona sadece Emir'in bir sevgilisi olduğunu söylemiştim ve o nasıl yaptıysa sevgilisinin Instagram hesabını bulmuştu. Emir gibi birisini sevgilisi olmaya layık görecek zavallı kızın kim olduğunu merak ediyordum doğrusu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI
RomanceGüzel Sanatlar lisesine giden Atlas ve Meslek lisesine giden Emir. - BxB içerikli bir kurgudur. -