39 - Yardım?

1.7K 247 10
                                    

"Geç şöyle."

Emir'le birlikte kendi sırt çantalarımıza orada giyeceğimiz kıyafetleri ve bize lazım olan diğer eşyaları koymuştuk ve şimdi de teyzelerinin evine giden otobüse binmiştik. Evleri o kadar uzaktı ki üç otobüs değiştirmiştik gidebilmek için.

Cam kenarına geçip çantamı kucağıma koyduğumda Emir ayaktayken otobüsü süzüyordu. Daha sonra yavaşça o da yanıma oturdu ve çantasını yere koyup bacak arasına yerleştirdi.

Ben kafamı cama yaslayıp dışarıyı izlerken o bir elini benim sol bacağıma atmıştı. Parmaklarını iyice açarak tüm bacağımı kaplamıştı.

Kafamı ona çevirdim. "Çok uzun sürecek mi?"

Kaşlarını kaldırdı. "Bir yirmi yirmi beş dakka falan..."

"Tamam." Diyip önüme döndüm. Otobüsün kalkmasına üç dakika vardı. İyi ki yetişmiştik çünkü bir sonraki otobüs kırk beş dakika sonra kalkacaktı.

"İneceğimiz yeri biliyorsun değil mi?" Diye sordum Emir'e. Tabii ki biliyordu ama yine de sorasım gelmişti.

"Biliyo'm biliyo'm." Dedi kafasını sallayarak beni ikna etmeye çalışırken. Uzun süredir yolculuk yaptığımız için o da yorulmuştu.

Yarın sabah bayram namazı olacağı için Emir bu akşamdan gitmemizin daha mantıklı olacağını söylemişti.

Yolculuk boyunca bana teyzesi ve eniştesinin nasıl insanlar olduğunu anlatmıştı. Oturdukları yerin yakınlarında bir manav işletiyorlarmış ve yalnız yaşıyorlarmış.

İneceğimiz durak geldiğinde de sırtımıza çantalarımızı alıp inmiştik. Bizim mahalleden biraz daha iyi bir mahalledeydik ve etraf iki üç katlı binalarla doluydu.

"Ay çok yoruldum." Dedim çantam sırtımda otobüsten inerken.

"Götüm uyuştu amına koyayım."

O önden yürürken yanına gelip onunla aynı hizaya geçip yürümeye başladım. O nereye giderse takip ediyordum. Bu sırada bir titreşim sesi duyduğumuzda ikimiz de kendi telefonumuza  baktık. Çalan telefon onunkiydi.

"Enişte arıyo'." Dedi bana bakarken açmadan önce.

Telefonu açıp kulağına götürdü. Hayvan gibi sesiyle "Alo?" dedi.

"Enişte biz şimdi indik bizim arkadaşla."

"Aynen enişte."

"Tamamdır hadi bekliyo'z."

Telefonu kapatıp cebine koydu ve ardından gözlerini benimkilere dikti.

"Beş dakkaya gelir."

"Tamam." Diyip başımı aşağı yukarı sallayarak onu onayladım. Öylece etrafa bakınmaya devam ederken sırt çantam sırtımdaydı.

Biz yaklaşık beş dakika boyunca durağın önünde öyle dikilirken ileriden hafif göbekli saçları beyaz yaşlı bir amca geldi. Büyük ihtimal Emir'in eniştesidir diye düşünsem de ses etmedim ve Emir'in adamı görmesini bekledim.

Emir de bir sağa bir sola bakınırken sonunda adamı gördü ve çatık kaşları düzeldi. Adam iyice yanımıza geldi ve önce bana bir bakış atıp sonra Emir'e elini uzattı ve kafa tokuşturdular.

"Maşallah yeğenime, nasıl da büyümüşsün lan kerata."

Kafalarını tokuşturduktan sonra ayrıldılar.

"N'apıyon ya enişte?" Dedi Emir gülerek. Ben de ufak bir tebessümle onları izliyordum.

"İyi valla seni sormak gerek."

KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin