Atlas'dan :
"Hocam, Atlas'ı müdür yardımcısı çağırıyor."
Gözlerimi devirdim. Bir Gülçin'e bir de Öykü'ye baktım ve sonra ayağa kalktım. Bu sırada Tarih hocası sorgucu bakışlarıyla beni süzüyordu.
Sınıftan kapıyı kapatarak çıktım. Önümdeki öğrenciyi takip ederek müdür yardımcısının odasına girdim.
"Hocam beni çağırmışsınız."
Müdür yardımcısı gözüme bile bakmadan kahvesinin yanında bulunan dosyayı bana uzattı.
"Nöbetçisin. Şuraya imza at."
Beklemediğim için birden kaşlarım çatılmıştı. Müdür yardımcısının verdiği tükenmez kalemle imzamı attım. Bana boyna takılan nöbetçi öğrenci yazılı aksesuarı verdiğinde boynuma geçirdim ve sınıfa girdim. Tarih hocasına nöbetçi öğrenci olduğumu söyledim ve çantamı alıp sınıftan çıktım.
Koridordaki nöbetçi öğrenci masasına oturdum ve sıkıla sıkıla cebimden telefonumu çıkarıp takılmaya başladım.
Yaklaşık on dakika sonra duyduğum adım sesleriyle başımı telefondan kaldırdığımda muzip gülümsemesiyle yanıma gelen Tuğra'yı gördüm.
Tek omzuna takmış olduğu spor çantasını tutarken diğer eliyle beni işaret etti. "Nöbetçi misin?"
Kafamı salladım gülümseyerek. Spor çantasını masaya koydu ve yanımdaki sandalyeyi çekti. "Ben de."
"Git imzanı falan at bari." Kafamla müdür yardımcısının odasını göstermiştim.
"Hallederim bir ara."
Telefonunu açıp rastgele bir oyuna girdiğini gördüm. Yanına yaklaştım ve gözlerimi kısarak ekrana baktım. "Sen de mi oynuyorsun bu oyunu?"
Tuğra bana baktı ve gülümsedi. "Evet."
Telefonumdan onun oynadığı oyunu açtım ve sandalyemi ona yaklaştırdım. "Ben de geliyorum." Söylediğimi duyunca bacaklarını rahatça açtı ve sırtını duvara yaslayıp esnedi. "Hadi gel bakalım." Bir eliyle kırmızı saçlarımı karıştırdı. Sonra bir bakış atıp saçlarımı düzeltti ve yutkunup oyununa döndü.
Zil çalana kadar zaman geçmesi için birbirimizle oyun oynamıştık. Zil çaldığında merdivenlerden hızlıca bağırarak inen öğrencilere gözlerimi devirdim. Meslek lisesinin öğrencileri oldukları belli oluyordu.
Ağır adımlarla merdivenlerden inen bedeni gördüğümde yüzüme tiksintili bir ifade bıraktım ve oyunuma döndüm. Tuğra ise bir anda hiçbir şey olmamasına rağmen kolunu omzuma dolamıştı.
Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda ifadesizce oyununa devam ettiğini gördüm. Sorun etmeyeceğini anladığımda bedenimi yan döndürüp başımın sağ kısmını koluna yasladım. Aynı anda o da yapılı elini omzuma getirip yavaşça okşamaya başlamıştı.
Emir bize ters bakışlar atarak aşağıya iniyordu. Merdivenlerden inerken son bir defa arkasına döndüğünde göz göze gelmiştik.
Onun önünde bir erkekle sarmaş dolaş olmak hoşuma gitmişti. Sinirlendiğinde çok karizmatik oluyordu.
"Nöbetçi!"
Müdür yardımcısının seslenişini duyduğumda kalkmak üzere olan Tuğra'yı durdurdum. "Ben hallederim."
Telefonu önüne bıraktım. "Benim yerime de oyna. Ölme sakın."
Tuğra güldü. "Tamam prenses." Müdür yardımcısının odasına girdiğimde bana bir kaç dosya için yardımı gerektiğini söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI
RomanceGüzel Sanatlar lisesine giden Atlas ve Meslek lisesine giden Emir. - BxB içerikli bir kurgudur. -