KIRMIZI

38 - Bayram Tıraşı

"Selamün Aleyküm abi."

Berberin kapısından içeri girip selam verdiğimde içerdeki tüm gözler bana dönmüştü. Zaten bizim berber Mustafa abi ve yine mahalleden iki çocuk dışında kimse yoktu.

"Ooo, Aleyküm Selam kardeşim."

Mahalleden bir çocuk kardeşini getirmiş tıraş ettirirken kendini koltuğa atıp oturmuştu. Onla göz göze geldik.

"N'apıyon kardeşim?"

"İyi Emir abi, sen?"

"İyi ben de çok şükür."

Ortaokul çağındaki bir çocuktu. Çok görmesem de severdim kendisini. Sandalyeye oturmuş tıraş olan kardeşini gururla izliyordu.

"Abi çok sıra var mı ya?" Diye sordum abiye. Normalde hep randevusuz gelirdim. Sıra uzunsa gidip başka işlerimi halledip sonra gelirdim.

"Yok yok." Dedi çocuğun saçına odaklanmışken. "Şu delikanlıyı halledelim, alırız seni." Derken bana bir bakış attı.

"Tamamdır abi." Diyip kendimi boş koltuğa attım ve bacaklarımı uzattım. İki dakika yürüyünce bile yoruluyordum amına koyayım.

Üstümdeki siyah şişme yeleği çıkarıp öteki koltukta oturan çocuğa uzattım. "Kardeşim şunu ascan mı ya..." Askılık hemen çocuğun dibindeydi.

Çocuk yüzüme bakamadan direkt yeleğimi aldı. "Eyvallah." diyip önüme döndüm. 

"Emir ne içiyo'n?" Diye sormuştu abi çocuğun saçını şampuanlarken.

"Yok abi sağolasın, bir şey içmeyeyim." Bir an önce tıraş olup eve siktir olup gitmek istiyordum.

"Çay içseydin ya?" Dedi çocuğun saçını kurularken.

"Eyvallah abi." Derken telefonu elime aldım. Sabah Atlas'la sadece birbirimize günaydın demiştik. Zaten en son görülmesi de o zamandı.

—

"Her zamankinden mi yeğen?"

Tıraş koltuğuna oturmuş saçlarıma son bir defa bakıyordum. "Aynen abi." Dedim adam makinelerini temizlerken. "Yanları alalım, üstler azcık kalsın."

"Tamamdır." Derken boynuma havluyu geçiriyordu.

"Bayramda ne kesiyo'nuz abi?" Diye sordum muhabbet açılsın diye. Yarım saat konuşmadan aynadan kendime bakamazdım amına koyayım.

"Bizim hazır hazır valla sabahtan gitcez toplanıp kesmeye."

"Hadi Allah kabul etsin abi." Derken adam enseden tıraş etmeye başlamıştı.

"Sen n'apıyon bayramda?"

Ellerim boynuma sarılan havlunun altında kalınca kolumu kaşımıştım. "Teyzemlere gitcem tek başıma. Orda kurban kescez biz." Dedim. Daha sonra "Belki bir iki arkadaşı da götürürüm yanımda." Diye düzelttim. Kafamda bir şeyler planlıyordum.

"Kimle gitceniz?" Diye sorarken tam konuşacakken birden lafımı kesti. "Sakalları almıyo'z değil mi?"

"Yok abi." Dedim kaşlarımı kaldırarak. Bu sırada kimle diye sorduğu soruya ne cevap vereceğimi düşünüyordum.

"Kim kim gidiyo'nuz teyzenlere?"

Derin bir nefes aldım. "Bakacağız abi ya."

"İyi hadi bakalım." Dedi saçlarımı kesmeye devam ederken. Bu sırada erkek parfümü kokan odada sadece küçük televizyondan gelen haber sesleri duyuluyordu.

—

Atlas'dan : 

"Keşke bana da söyleseydin teyze öyle bir durumun olduğunu."