35 - First Date

2.9K 304 30
                                    

cok kiytirik bolum oldu ama okuyun valla sonda guzel seyler vra 😭

Parfümümü iki bileğime sıkıp ovuştururken telefonumun çaldığını duydum. Masanın üstüne koymuş olduğum telefonun ekranına baktığımda Emir'in aradığını gördüm. Hemen telefonu elime aldım ve açtım.

"Alo?"

"Aşağı in yavrum."

"Tamam, geliyorum."

Görüşürüz demeye hazırlanırken bir anda telefonu kapatmıştı. Bu çocuğun telefonda konuşma anlayışıyla benimkisi çok zıttı.

Küçük sırt çantamı sırtıma geçirip telefonumu da cebime koydum. Odamın camını havalanması için açık bıraktıktan sonra odamdan çıktım ve ayakkabılarımı giymeye başladım. Giydikten sonra kapıyı açtım ve aşağıya indim.

Dış kapıyı kapatırken hemen evin önündeki kaldırımda motoruna oturmuş sevgilimi görünce gülümsedim ve şimdiden kalp atış hızım hızlanmıştı.

Kapıyı kapatma sesini duyunca elindeki tesbihi anında cebine atıp bana baktı. Bir anda şaşkınca kaşları havalandı.

"Vay amına koyayım." Dedi ıslık çalarak. "Manitama bak be..." Sanki ne giymiştim de bu kadar tepki veriyordu salak.

Manita lafını duyunca başörtülü bir teyze yandan bir bakış atıp sonra tekrar oturduğu kaldırımda çiğdemini çitlemeye devam etti.

"Olmuş muyum?" Diye gülümseyerek sordum. Cevabı bir de ondan duymak gerekirdi.

"Fenasın." Dedi gözlerini kısıp sarhoş gibi bakarken. Bu sırada ben de onun ne giydiğini inceliyordum.

Üstünde siyah bir gömlek ve altında da siyah bir dar kot pantolon vardı. İlk defa gömlek giydiğini görüyordum. Boynundaki zincir kolyesi, açık bıraktığı iki düğme sayesinde güzel bir manzara gibi görünüyordu. Kolunda altın rengi bir saat ve az önce cebine koyduğu tesbihle yine Emir olduğunu belli ediyordu.

"Hadi atla da gidek." Motora oturunca hemen arkasına geçtim. Çantamın ayarını biraz daha kısıp sırtıma daha çok dikçe yapışmasını sağladım.

"Sarıl." Diye komut verince söylediği şeyi yapıp kolumu ona sardım. Anında motoru çalıştırmaya başladı. Mahalledeki çocukların yanından geçerken bilerek ara gaz veriyordu. Motoru çok hırslı bir şekilde sürüyordu.

Yaklaşık on beş dakikalık bir yolculuğun ardından kafelerle dolu bir sokağın başına gelmiştik. Okul sonrası olduğu için çok kalabalık da değildi.

Sokağın başındaki otoparka girdi ve kendine boş bir park yeri kestirdi. Motoru koyacağı yere doğru yavaşça sürerken başını hafifçe arkaya çevirdi.

"Sen in, ben de şunu park edip geleyim."

"Tamam." diyip motordan indikten sonra bir süre onu bekledim. Bu sırada içimdeki heyecan asla gitmiyordu. İlk defa bir erkek arkadaşımla dışarı çıkıyordum ve umarım utanç verici bir şey yapmazdım.

"Senin canın bir şey çekiyor mu?"

Ona döndüm. "Hayır." Dedim gözlerimi kırpıştırarak. "Senin var mı?"

"Yok benim de." Derken kaşlarını kaldırmıştı. "Gel seni benim mekâna götüreyim o zaman."

"Senin mekân?" Dedim tek kaşımı kaldırarak.

"Görürsün bebeğim." Bebeğim derken iki yanağımı tek eliyle sıkmıştı. Etrafa baktığımdaysa kimsenin bizimle ilgilenmediğini görüp rahatlamıştım.

KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin