Yeni bölümden selamlar!
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Anıl Emre Daldal - B
Satranç oyununu kazanmanızın tek yolu şah mat yapmanızdır.
Peki oyuna şah mat yapacak birisi daha eklendiğinde neler olur?
Bunu düşünürken karşımda duran adama bakıyordum. Lodos. Anlamadığım bir biçimde bu adamda doğru olmayan bir şeyler vardı. Siyah gözleri abimi hedef aldı. "Yakın zamanda yeniden görüşelim, Lenard Ataman."
Lodos her kimse bizi tanıyordu hatta içimden bir ses çok iyi tanıdığını söylüyordu. Ama o kimdi? Arkasını dönüp bizden uzaklaştı ve perdelerin arasından kayboldu. Bir ömür gibi gelen saniyelerin arasında ölüm sessizliği vardı. "Bu kimdi şimdi?" İlk soru bize endişeyle bakan Atlas'tan geldi. Cevap bekleyen bakışlarıyla bize bakıyordu. "Bilmiyorum, tanımıyoruz." Abimin sesi usulca çıkmıştı.
"Bizi nereden tanıyor?" Atlas'ın sesli dile getirdiği soruları hepimiz merak ediyorduk ama kimse cevabı bilmiyordu. Gözlerim Belen'i bulduğunda durgun duran ifadesine baktım. Bir şeyleri kafasında bağlamaya çalıştığını düşündüm ama başarısız olduğu apaçık ortadaydı.
Yaşadığı en şok verici doğum günü olmalıydı.
"Eve gitmek istiyorum." Dedi saniyeler sonra ve ona baktığım için ilk benimle göz göze geldi. Yutkunduğunu gördüğümde güven verircesine gözlerimi yumup geri açtım. Abim Atlas'a bakıp, "Arabayı alıp eve geçin. Bu akşam bu kadarlık kutlama yeterli." Dedi. Atlas hiçbir şekilde itiraz etmeden Belen'in yanına gitti ve kolunu omzuna atıp kardeşiyle beraber sahneden çıktı.
Artık ben, abim ve Fırat baş başaydık. "İtalyan." Diye fısıldadı abim. Benden önce Fırat ona dönüp, "Ne?" Dedi. Abim Fırat'a baktı. "Aksanına dikkat ettin mi? İtalyan." Abim İtalyanca biliyordu. Ben de biliyordum ama Fırat'tan emin değildim. Annem biz küçükken abimle beni özel hocalar eşliğinde dil kursuna gönderirdi. Ben bundan her zaman şikayet etsem de abim çok önem verirdi. Sanırım neden önem verdiğini artık anlıyordum. "Sorunlar sence de bir anda ortaya aynı amaçla çıkmadı mı?" Diye usulca sordu Fırat. "Bir yandan Çağatay, bir yandan bu adam. Sence de tuhaf değil mi?"
Abim Fırat'a katıldığını belli eder şekilde kafasını salladı ve ellerini pantolonun ceplerine soktu. "Yakında öğreniriz. Yeniden görüşecekmişiz ya." Bu sefer Fırat onaylarcasına başını salladı. "Yerimiz belli Ataman. Bizi bulmak isteyen rahatça bulur. Kapımız herkese açık öyle değil mi?" Abimin dudaklarında yarım bir gülümseme oluştu.
"Kesin şunu." Dedim öfkeyle. "Tehlikeden uzak durun beni duydunuz mu? Kim ne yapıyorsa yapsın ama siz uzak durun." Bir abime bir de Fırat'a bakıyordum. İkisi de bana döndü. "Üzgünüm Sara." Dedi abim. "Biz uzun zamandır tehlikenin merkezindeyiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK SAFİR
Teen FictionSeneler önce terk edilmenin onda bıraktığı nefret duygusu ile büyüyen bir kadın. Yaptığı her bir hatayı telafi etmek için yeniden kadının karşısına çıkan bir adam. Nefret ve Aşk İki Güçlü duygudan hangisi onlar için galip gelecekti? "İnsanlar baz...