Seneler önce terk edilmenin onda bıraktığı nefret duygusu ile büyüyen bir kadın.
Yaptığı her bir hatayı telafi etmek için yeniden kadının karşısına çıkan bir adam.
Nefret ve Aşk
İki Güçlü duygudan hangisi onlar için galip gelecekti?
"İnsanlar baz...
Sizleri çok seviyorum. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3
Mabel Matiz - Kömür
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uzun zamandır gökyüzümde yıldızlar yoktu. Uzunca bir süre karanlıkta kaldım ve yolumu asla bulamadım. Gölgelerde bana yardım eden eller vardı ama kim olduklarını görememiştim.
Şimdi ise yeniden bulutların üzerinde gibiydim ve bir merdivene çıkarak tek tek yıldızları geri asıyordum. Onlar ait oldukları yere, gökyüzüne yakışıyorlardı. Gözlerim odamın tavanında iken gülümsemem büyüdü. "Safir!" Dedi ve hızla odaya daldı. Onunla birlikte poşet seside odada yankılandı. "Ben geldim."
Gelmişti ve hep gelecekti. Hem de bir daha gitmemek üzere. Olduğum yerde doğruldum ve ona baktım. "Hoş geldin." Yatağın etrafından dolanıp yanıma gelirken bende ayağa kalkmıştım. Poşetleri elinden bırakmadan bir kolunu belime attı ve beni kendisine çekip dudaklarıma güçlü bir öpücük bıraktı. Şaşırarak geri çekildim ve gülümsemesini seyrettim. "Merhaba demek istedim. Çok ateşli bir merhabaydı, devam edelim mi?" Gözlerimi devirip kahkaha attım.
"Sus Fırat." Dedikten sonra boynumdan da öptü. "Sana bir sürprizim var." Poşeti salladı. "Sana yıldızları getirdim Safir. Onları yeniden tavanına asalım. Ait oldukları yer orası, mavi gözlerinin gördüğü tavanın." Poşeti elinden yaptığım gibi içindekileri yatağıma boşalttım ve bir sürü yıldız olduğunu gördüm. "Ya Fırat!" Dedim ve paketleri açmaya başladım.
"Hadi merdiveni al gel hemen asalım. Çok güzeller!" Fırat yanı başıma geldi ve ceketini çıkarıp yatağın üzerine çıktı. "Merdivene ne gerek var Sara. Dağ gibi herifim, Allah aşkına güzelim." Elini bana uzattı. "Hadi ver yıldızları asayım hepsini." Bir kaç yıldızı alıp bende yatağa çıktım. "Bende asmak istiyorum. Kucağına al beni." Fırat gözlerini kırpıştırıp bana baktı. "Bu çok ahlaksız bir teklif, hemen kabul etmeliyim."
Yeniden kahkaha atmamla kendimi onun kucağında buldum. "Benim tekliflerim son derece masum. Kendi ayıp zihniyetinle karşılaştırma Dinçer." Tavana uzanıp ilk yıldızı astım. Bir diğerini asarken, "Sen nasıl istersen Sara." Başımı aşağı eğdim ve yanağından öptüm. O sersemlemişken ben yıldızları asmaya devam ettim. Tam yirmi beş paket yıldızı tavana astıktan sonra ikimiz de benim yatağımda uzanıp yıldızları seyrettik.
Onun göğsüne uzanmıştım ve o da beni kollarına almıştı. "Yıldızları çok seviyorum." Dedim. Fırat'ın göğsü inip kalktı. "Ben de senin yıldızları sevişini seviyorum. Ben direkt seni seviyorum Safir. Senin sevdiğin her şeyi de seviyorum." Başımı kaldırıp gözlerine baktım. "Bana o iki kelimeyi söylediğinde kendimi bir rüyada gibi hissediyorum ve bir gün uyanacakmışım gibi geliyor. Ben hiç uyanmak istemiyorum Fırat. Ben sadece seni istiyorum."
Eli önüme düşen saçları geriye attı. "Bu bir rüya değil, tamamen gerçek. Yıldızların altında söz veriyorum, sevgilim. Seni seviyorum ve seni sevmekten hiç vazgeçmeyeceğim. Çok sevdiğin yıldızlar buna şahit olsun." Yanağıma dokunan avuç içine dudaklarımı yasladım. Bir anda odanın kapısı gürültüyle açıldığında Fırat'la beraber eşiğe döndük ve abimi gördük.
