Yeni bölümden selamlar!
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Edis - Buz Kırağı
Dikiş tutmaz yaraya hapsolan ruhlar, bir süre sonra fışkırır dünyaya.
Dünyaya dolan hapsolmuş ruhlar, insanları çeviriverir güneş girmemiş bir ormana.
Kendimi güneş girmeyen bir ormanın en karanlık köşesine hapsolmuş biri gibi hissediyordum. Amerika'ya gelişimin ikinci günüydü ve abim hariç kimseyle konuşmuyordum. İkizlere büyük ihtimalle abim bir şeyler söylemişti ve onlar da bana hiç yazmıyordu. Biraz kafamı dinlemem gerektiğinin sanırım ben hariç herkes farkındaydı.
Derin bir nefes aldığımda şakaklarıma nasaj yaptım. "Sara Hanım bakın, siz yokken çalışmalarda hiç ara vermedik ve herkes emeklerini bu ay sonu almak istiyor." Son bir buçuk saattir İngilizce kurulan cümleler hiç susmuyordu. "O kişilere ek ikramiye verebilirsiniz, bunda sıkıntı görmüyorum." Dedim. Şirketin finansal sorumlusu başını sallayıp onayladı. "Sara Hanım, bende de bir sorun var. Ekibimden reklam bölümünde çalışan bir kaç kişi aynı anda rahatsızlandı ve onların yokluğunda nereden çalışan bulabilirim?" Kızıl saçlı kadına bakıp gözlerimi yeniden yumdum ve kendime sertçe masaj yapmaya devam ettim.
"Çizim bölümünden al ya da Türkiye'den uzman kişiler ayarla. Bir kaç günlüğüne buraya gelebilirler." Kadın başını salladı ve bir sonraki kişi izin istedi. Yokluğumda bir çok eksik ve fazlalık ortaya çıkmıştı. Gerçekten de buraya asla ama asla boşlamamam gerekiyordu. Başımın ağrısı daha da şiddetlendiğinde odadaki sesler de artmıştı. Elimi masaya vurup, "Yeter!" Dedim ve herkesin susmasını sağladım.
Yanımda oturan Buket hariç herkes bana döndü. O benim bu hallerime alışmıştı."Toplantı bitmiştir herkes dışarı." Masanın etrafında oturan herkes dakikalar içinde yerini sessiz bir boşluğa bırakmıştı. Sandalyede geriye yaslanıp başımı arkaya attım. "Yorgunsun." Dedi Buket ve haklı olması başıma daha da ağrılar soktu. "Evet, öyleyim." Dedim.
"Bence Amerika'ya dönmemeliydin. Bıraksaydın ben ilgilenirdim." Başımı iki yana salladım. "Kişisel algılama ama şirketi kimseye bırakmam." Dedim. Bu konuda sert çizgilerim vardı ve bende dahil olmak üzere kimse o çizginin ucuna bile değemezdi. Buket sıkıntıyla bir nefes aldı. "Sara Ataman ve prensipleri." Diye mırıldandı. "Hem hayran edici hem de katı." Hafifçe gülümsedim. "Hayran verici şeyler disiplinli olmak zorunda. Ben disiplinli olmak zorundayım."
Buket başını bana katılırcasına salladı. "Anlıyorum. Acımasız bir dünyada yaşıyoruz ve disiplin gerekli, evet. Yine de kendine fazla yükleniyorsun." Dedi. Başımı eğip ona baktım. "Bazı şeyleri paylaşabilirsin, tüm sorumluluğu senin almana gerek yok." Histerik bir gülüş dudaklarımdan firar etti. "Uzun zamandır yükler benim omzumda Buket. Kolay kolay gidecek gibi de değiller. Hoş, zaten bende bırakma niyetinde değilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK SAFİR
Genç KurguSeneler önce terk edilmenin onda bıraktığı nefret duygusu ile büyüyen bir kadın. Yaptığı her bir hatayı telafi etmek için yeniden kadının karşısına çıkan bir adam. Nefret ve Aşk İki Güçlü duygudan hangisi onlar için galip gelecekti? "İnsanlar baz...