✮ Pandora Kutusu

80 8 17
                                    

Yeni bölümden selamlar!!

Güzel okumalar diliyorum. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Annemle babamı kaybettikten sonra hep kaybetmeye mahkum bir insan olduğumu düşünmeye başlamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Annemle babamı kaybettikten sonra hep kaybetmeye mahkum bir insan olduğumu düşünmeye başlamıştım. Allah'a bir çok kez benden abimi de almasın diye ağlayarak dua ettiğimi de hatırlıyordum. Başka kimsenin ölümünü kaldırmazdım.

İkizler olmazdı.

Fırat'la birlikte saatlerce gökyüzündeydik ve Türkiye'ye ne ara indiğimizi hatırlamıyordum. Fırat, abimle konuşmuş ve hastaneyi öğrenmişti. Son birkaç saati bir hayalet gibi dışarıdan izlemiş gibiydim. Fırat beni arabaya bindiriyor ve oradan oraya götürüyordu.

Beyaz bir yapının önünde durduğumuzda yutkundum. Hastanelerden ve mezarlardan nefret ederdim. Fırat'ın kolunun belime dolandığını ve hastaneye girdiğimizi gördüm. Bir sürü beyaz koridor geçtik ve insanların azaldığı o yere, yoğun bakım kısmına geldik. Gözlerim yoğun bakım tabelasına kitlendiğinde koridorun ortasında Fırat da benimle durdu.

"Amca, babam ve annem iyi olacak mı?" Gözlerimden yaşlar boşalıyordu ve ben amcama sarılıyordum. Annemle babam trafik kazası geçirmişti ve hastaneye kaldırılmışlardı. Ameliyathane önünde onları bekliyorduk. Amcam yaşlı gözlerle bana bakıp saçımı okşadı.

"Korkma kizum, iyi olacaklar onlar. Sizu bırakurlar mu?" Amcama sarılırken gözlerim koridorun duvarına yaslanmış ve yeri izleyen abime kaydı. On sekiz yaşındaydım ve abim de yirmi iki.

Fırat yoktu. Gitmişti.

Ayağa kalktım ve abime doğru yürüyüp karşısında durdum. Kafasını kaldırmadı ama beni dinliyordu. "Fırat'ı ara." Dedim ve hıçkırdım. Başını iki yana salladı. "Abi onu ara!" Diye bağırdım ve göğsüne vurmaya başladım. "Ara Fırat'ı gelsin! Annemle babam kaza yaptı, bu sefer gelsin! Benim için değil, onlar için gelsin!" Bunu derken bile Fırat'ı kendim için yanımda istiyordum. Ağlıyordum ve abime vuruyordum.

Beni kollarımdan yakalayıp kendisine bastırdı ve bağırmamam gerektiğini kulağıma fısıldadı. Abimi dinlemedim. Ameliyathane kapıları açıldığında ikimizde duraksadık ve doktorun amcamla konuşmasını uzaktan izledik. Yengem bir çığlık kopardığında ve amcam sarsıla sarsıla ağlamaya başladığında başımı iki yana salladım. Doktor başını eğmişti. Doktor neden başını eğmişti?

Abim beni daha çok sıktı. Gözlerimden yaşlar boşaldığında koridorda bir çığlık kopardım ve yere çöktüm. Abimde benimle birlikte çökmüştü.

Annem ve babam ölmüştü.

Fırat yine gelmemişti.

Şimdi ise yeniden o beyaz koridorlardaydım ve bu sefer yanımda Fırat vardı. Tutunduğum kolunu sıktım. "Fırat," Diye fısıldadım çatallaşan sesimle. "Güçlü olmam lazım. Yanımda kal, bana güç ver." Bedeni bana döndü. "Buradayım Safir, hep buradayım." Kolunu bırakıp yürüdüm ve köşeyi döndüğümde görmek istemediğim manzarayı gördüm.

KIRIK SAFİR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin