✮ Final

71 6 34
                                    

Bitti.

Bu Final bölümümüzdü.

Son kez oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Nilüfer - Ta Uzak Yollardan

Nilüfer - Ta Uzak Yollardan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kitap okumayı çok severdim. Kitaba konulan her noktadan ise nefret ederdim çünkü her bir nokta finale daha da yaklaştığım anlamına gelirdi. Sadece bundan da nefret etmiyordum. Bir zamanlar esmer, kahve gözleri olan, kulağının altında ufak bir yara izi bulunan ve bana Safir demeye bayılan birinden de nefret etmiştim.

Evet ben Fırat Kaan Dinçer'den bu hikayenin başında, binlerce nokta konulmadan önce nefret etmiştim.

Belki de benimle aynı şeyleri yaşayan bir çok kişi de nefret etmeye devam edecekti ama ben daha ne kadar nokta konulacağını bilmediğim bir hikayede nefret etmekten vazgeçmiştim. Güçlü biri olduğumu düşünürdüm, belki de öyleydim.

Yine de sanırım benim en büyük düşmanım merhametimdi. Biz Ataman'lar bir çok şeyle övünürdük. Zeka, hırs, yetenek... Ama merhametten çok bahsetmezdik. Biz merhametli olunca kaybedeceğimizi düşünürdük.

Ben kaybetmiştim ama hiçbir kayıp bu kadar güzel olamazdı.

Kolay şeyler yaşamamıştım. Hayatım hep çok zor olmuştu. Ağlamıştım, vurmuş ve kırmıştım. Bağıra çağıra isyan etmiştim ama bende kadere söz geçiremiyordum. Ben Sara Ataman'dım ve itiraf ediyordum ki Sara Ataman merhametli bir insandı.

Ailemi kaybetmiştim ve bir aile kurmuştum. Bir yanım sonsuza kadar eksik kalacaktı ama yanımda beni benden daha çok seven bir adam vardı. Günlüğüme kadar yazdığım bu adam hem kaçışım hem de dönüp dolaşıp geldiğim evimdi. İlk başta kendisi yıktığı beni de enkazının altında bıraktığı evi her şeye rağmen yeniden dikmişti.

Sapasağlam değildim belki ama bu hikayede ki kimsenin ellerinde çiçek bahçesi filizlenmiyordu. Ben o çiçekleri kendim dikmeye başlamıştım. Evimin bahçesi şimdi mavi güllerle doluydu ve ben mutluydum.

Başka bir hayatta acaba Fırat'ı yeniden affeder miydim diye düşünüyordum ama düşüncelerimin sonu hep kendisiyle beni hapsettiği İstanbul'a çıkıyordu. Fırat beni İstanbul'a anlatmıştı ve ben onun şehrinin bir parçasıydım. Her şeyin sonuna gelecek olursam.

Ben mutluydum.

Yirmi altı yaşındaki Sara Ataman mutluydu. O kız çocuğunu büyütmeyi başarmıştı.

"Çok heyecanlıyım, öleceğim." Karşımda duran Belen kocaman sırıttı. Evin kapısının önünde hepimiz bekliyorduk çünkü beni istemeye geleceklerdi. Belen eliyle yüzüme hava yaptı. "Abla ne olur sakin ol bende heyecan yapıyorum. Zaten annemle babam yok, onlar sakinleştirirdi seni." Amcamla yengem memlekete geri dönmek zorunda kalmışlardı ama düğünde kesinlikle burada olacaklardı.

KIRIK SAFİR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin