Merhaba!
Yeni bölümle yine buluştuk.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Murat Boz & Ebru Gündeş - Gün Ağardı
Kalbim göğüs kafesimde çırpınan bir kuş gibiydi. Kuş özgür kalmakla kafese hapsolmak arasında gidip geliyordu. Özgür olsa dışarıdaki dünyadan, hapsolsa kendinden korkuyordu.
O kuş her türlü korkuyordu.
O kuş bendim.
O kadar korkuyordum ki her şeye göğüs germeyi öğrenmiş olan ben iliklerime kadar ilk defa böyle hissediyordum. Fırat'tan ve onun getirdiği bu hislerden korkuyordum. Kendisi büyük konuşuyordu, hep büyük konuşurdu. Her dediğini yapardı ve yapmıştı da. Ona güvenmemi istiyordu ve bunun peşini bırakacak gibi değildi. Ben ise akışına bırakmaktan endişe duyuyordum.
Ya yine aynı şeyler olursa diye düşünmeden edemiyordum.
Gözlerim şöminenin yanan ateşine dalmış bir şekilde dakikalardır koltukta oturuyordum. Oturma odasında ben ve Nyx'ten başka kimse yoktu. Siyah köpek ise şöminenin önüne kıvrılmış, çenesini patilerine yaslamış yatıyordu. Arada bana bakıyor bazen ise gözlerini kapatarak şekerleme yapıyordu. Kollarımı sardığım dizlerimi biraz daha kendime çektiğimde arkamda bir kıpırtı hissettim ama oraya dönmedim. Fırat'ın adımları bana doğru yaklaşıyordu.
Saniyeler sonra omuzlarıma bırakılan ince battaniye ile kafamı kaldırıp Fırat'a baktım. Arkamda duruyordu ve bana bakıyordu. "Aç mısın?" Başımı iki yana sallarken arkamdan çıkıp öne doğru yürüdü. Üzerinde siyah bir tişört altında da aynı renkte bir eşofman vardı. Saçları hafif nemliydi ve az önceki görüntüye nazaran giyinik hali daha iyiydi.
Yani en azından daha iyiydi.
"Aç olmadığına emin misin?" Yine başımı iki yana salladım. "Sara çok geç oldu. Ben sabaha kadar çalışacağım. İstersen odama geçip yatabilirsin, koltuk rahat değildir." Önüme gelen saçları kulağımın arkasına sıkıştırdım. "Odanda kalmak istemiyorum Dinçer. Misafir odan yok mu?" Bu sefer Fırat başını iki yana salladı. "Üst kattaki odaları hiç kullanmıyorum. Sadece benim odam ve burası var. Burada uyumanı istemiyorum Safir."
"Fırat," Dediğimde gözlerimiz kesişti. "Bu ev neden boş? Neden bir ev gibi gelmiyor bana? Söylesene neden bu kadar hissiz?" Göğsünü şişirecek kadar bir nefes alırken gözleri şöminede yanan ateşe kaydı. "Bilmiyorum Sara. Belki de ben hissiz olduğum içindir. Bir şey hissetmeyeli uzun zaman oluyor. Bu ev ise... Boş çünkü ben boşum. Burası ev değil zaten, dört duvar. Bazen dört duvar ev olmaz Sara, dört duvarı ev yapan hislerdir. Ben hislerimi bir kenara bırakalı çok oluyor."
Bana baktı ve o kadar içime işledi ki bakışları başka bir yöne dönemez oldum. "Bir tek sen kaldın içimde. Bir tek sana olan hislerim duruyor Sara. Bunlar da bir evi ev yapacak kadar yeterli değilmiş demek ki. Bir gün hislerim karşılık bulursa," Dediğinde yutkundu. Bu kadar kesin ve açık konuşması beni ateş dolu bir kuyuya atıyordu. Yanıyordum ve Fırat bunu görüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK SAFİR
Novela JuvenilSeneler önce terk edilmenin onda bıraktığı nefret duygusu ile büyüyen bir kadın. Yaptığı her bir hatayı telafi etmek için yeniden kadının karşısına çıkan bir adam. Nefret ve Aşk İki Güçlü duygudan hangisi onlar için galip gelecekti? "İnsanlar baz...