"Göründüğün gibi değilsin"
Kolumda ki serumda ki sıvının damarlarıma karıştığını hissederek ona döndüm Umay'ın odasındaydık ben yatıyordum o ise yatağın ucunda oturuyordu.
Gözlerini kolumda ki serumdan çekip bana döndürdüğünde "Nasıl yani" diye sordu.
Omuz silktim.
"Dışarıdan seni tanımayan herkes senden çekiniyor, kabul etmek gerekirse bende öyleydim, duvarların var gibi sankı kimse yıkamazmış gibi kendi ellerinle tek tek örmüşsün sanki Kırılmaktan korkuyor gibi ya da gerçek seni saklamak için sanki kendini korumak için inşa ettiğin duvarların altında enkaz olarak kalacakmışsın gibi"
Kuruyan dudaklarımı ıslattığımda bakışları dudağıma düştüğünde gülümseyerek bana döndü.
"Çünkü zamanında sırtımı yasladığım duvarların üzerime yıkıldığını gördüm"
Gözlerim yanımda ki boşluğa uzanan Güney'i izlerken o yan dönüp bana baktığında devam etti.
"İnsan sadece karanlıkta kaldığında kendini görebiliyor, insan sadece karanlıkta kaldığında kendisiyle tanışıyor"
Yüzünde ki tebessümle serumlu olan kolumun altına yastık koyarken konuştum.
"Sessiz değilsin, büyük bir gürültünün içindesin bağırıyorsun aslında ama duymuyorlar"
Bir süre beni izledi bakışları bir şey söylemedi ya da söyleyecek bir sey bulamadı bilmiyordum.
"Sen çok güzel kız abisi olursun ya da kız babası aslında biliyor musun"
Kurduğum cümleyle yüzümde gezinen bakışları donup kaldığında kolumda ki sıcak ellerin ilk defa üşüdüğünü hissettim, serbest olan elimi elinin üstüne koyduğumda yanlış bir şey mi söyledim acaba diye düşündüm.
"Ben çok da güzel bir abi değildim Güneş."
Kurduğu cümle yüzüme çarparken o hâlâ gözlerime bakmıyordu.
"Güzel bir abi olsam kurtarırdım onu ben yapamadım ki"
Kanımın çekildiğini hissettim onunla birlikte bende buz kestim, nefes alamadık bir süre ikimizde o sustu ben sustum hipnoz olmuş gibiydi, merak ediyordum ama sormayacaktım o anlatırdı zaten.
"Işıl'dı ismi. İsminin anlamını tüm güzelliğiyle taşıyordu, cıvıl cıvıldı yüzünden gülümseme eksik olmazdı abi kardeşten daha çok, arkadaştık iki yakın arkadaş."
Dolan gözlerine baktım bir süre sonra serbes elimle elinin üzerini okşadım baş parmağımla.
O kafasını iki yana olumsuz anlamda sallayarak yüzünde ki gülümsemeyle devam etti.
"Bir gün geldi yanıma okul çıkışı odama daha üstünde ki formaları bile çıkartmamış, kızarmış yüzüyle ama dudağında her zaman ki gülüşü vardı 'abi' dediğinde bu ses tonundan anlamıştım bir şeyleri. 'ben fena aşık oldum' dediğinde güldüm küçücüktü çünkü"
Güney karşımda hayatinda ki en güzel anılardan birini anımsar gibi gülümsüyordu.
"Gel zaman git zaman bana hep ondan bahsetti. Başlarda ciddi bir sey değildir diye düşündüm hep ama sonrasında gözlerinden anlamıştım o çocuğa ne kadar değer verdiğini, Işıl onu o kadar çok hayatının merkezine koymuştu ki onsuz bir şey yapmıyordu nereye giderse ne yaparsa ona haber veriyordu ama çocuk bunlardan birini bile yapmıyordu kuklası yapmıştı Işıl''ı onla defalarca konuşmak istesem de o bana inanmamış "o beni seviyor abi" diyip kestirmişti. Çocuk öyle güzel manipüle ediyordu ki elimden bir şey gelmiyordu kendisi yaşayıp öğrensin istedim, yanlış yaptım"
Güney'in gözünde ki yaşlar koluma düşerken o ana kadar benim de gözlerimin dolduğunu fark etmemiştim.
"Sonra bir şeyler oldu Güneş, Işıl günden güne daha kötü bir şekilde eve geldi, hep daha ne kadar kötü gelebilir diye düşünürken en kötü halde geldi, orospu çocuğu hap kullandırtmış benim saç teline bile kıyamadığım kardeşime hap kullandırtmış. Bir gün odasında bir kaç şeyin kırılma sesleri geldiğinde yanına gittiğimde odada ki her şeyi yere fırlattığını gördüm durdurmak istedim ama tir tir titriyordu kriz geçiriyodu durur sandım sarıldım sımsıkı durmadı daha çok titredi sonra su iyi gelir diye düşündüm mutfağa indim şansıma bak su da yoktu depoya inip su getirdiğimde odasında tavana asılı salıncağına kendini asmıştı"
İkimizde ağlıyorduk, o ilk defa karşımda küçük bir çocuk gibiydi, duvarları olan karanlığına saklanan Güney değildi o duvarların altında ki enkazdı.
Kolumda ki serumun kablosunu geriye atarak ona göğsümde yer açtığımda o ne istediğimi anlamış gibi kafasıni koyduğunda elim siyah saçlarında gezindi.
Ne kadar süre geçti bilmiyorum onun titremeleri azaldı uyuyor muydu ? bilmiyordum ama ağlamıyordu.
Dudaklarımı ıslattığımda kendi kendime konuşuyormuş gibi zar zor çıkan sesimle konustum.
"Kelebekler ateşe aşık olur ama yaklaştıkları anda ateş onları kül eder. Yanacaklarını bile bile ateşe gitmekten vazgeçmezler. Belki de aşk en güzel intihardır"
Göğsümden bana döndüğünde burukça tebessüm etti.
"Elimde geçmişim, en güzel raftan seçmişim" Dediğinde gülümsedim.
Gözlerime çöken ağırlıkla kapanmadan önce onun fısıldayışını duydum.
"Birine öyle gülümsenmez mezarımın yeri dudağın"
....
Tarot falan bakan yok mu aranizda benim su aska bakalim belki bende boyle bebek gibi sevilirim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seversen Islık Çal / texting
ChickLitBirine öyle gülünmez, mezarımın yeri dudağın / Güney Borat