10. Bölüm. Yangın

20 4 0
                                    

21 Mayıs 2021

Her zamanki gibi bir günde sanat okulumdan çıkıp evime doğru gidiyordum. Elimde duran yaş mamayı etrafımda gördüğüm kedilere verirken hangisi halüsinasyon hangisi gerçek tespit edemiyordum. Evim gözükmeye başladığında bir şey dikkatimi çekti. Odamın camı açıktı ve aşağıya bir ip sarkıtılmıştı. İpin sağ ve sol tarafında ise birkaç tane hafif, silik ayak izleri... Ben incelerken ip içeri çekildi ve cam kapatıldı. Evde annem ve babam vardı. Annem yapmış olabilirdi. Tam apartmana gireceğim sırada kapıda ablamla karşılaştım.

"Nereye gidiyorsun abla?"

"Egemen beni parka çağırdı, küçük kız. Sen sanat okulundan mı?"Ablam bana küçük kız diye hitap ediyordu. Egemen'i ise tanımıyordum. Çok kez adını duymuştum. Ablam bizi tanıştırmak istedi ancak ben bu isteğini reddetmiştim. Gideceği park alt sokağımızdaydı. Yani oldukça yakındı.

"Evet. Annemler ne yapıyor?"

"Babam bildiğin gibi gazete okuyor annemse yemek pişiriyordu ne olduki?"

"Hiç, hiçbir şey" ablama gördüklerimi söylemeyi düşünmüyordum. Birbirimize görüşürüz dedikten sonra ben apartmana girdim. Kapıyı anahtarımla açtıktan sonra hızlı adımlarla odama ilerledim. Kapıyı açtığımda gözlerime inanamadım. Karşımda simsiyah giyinmiş bir adam duruyordu. Siyah şapkası ve siyah bir maskesi vardı. Bana birkaç adım yaklaştıktan sonra koşarak salona gittim. Babam gazete okuyordu. Annem ise mutfaktaydı. Annem -muhtemelen koştuğum için- kapının eşiğine geldiği sırada bağırarak "odamda biri var yardım edin" dedim. Babam bana baktığı gözlerini devirerek gazeteye çevirdi. Annem ise "kaçıncıya görüyorsun?" diyerek mutfağa ilerledi. Bu zamana kadar herşeyi görmüştüm ama bunu... Hayır. Korktuğum başıma gelmişti. Şizofreni hastası olduğumdan bana inanmamışlardı. Durumu açıklamak için mutfağa annemin yanına ilerlediğimde annem "kızım şu çorbayı karıştır ama hiç bırakma ben babana yemeğini götürüp geleceğim" dedi. Ardındansa eline tepsiyi alarak salona ilerledi. Babamın ayağında sıkıntı olduğundan yemeğe mutfağa gelmiyordu. Ben çorbayı karıştırırken arkamda bir karartı gördüm. Kafamı çevirip baktığımda, odamda gördüğüm adam karşımda duruyordu. Annemlerin görmesi imkansızdı çünkü koridor direkt mutfağa bağlanıyordu. Acımasız gözlerle bana bakan adam "neden annenlere söyledin?" dedi. Ardındansa cebinden bir bıçak çıkardı.

Korku tüm vücudumu kapladığı sırada geriye bir kaç adım attım ancak o ısrarla bana yaklaşıyordu. Bir iki adım bana yaklaştıktan sonra "korkma fazla zarar vermeyeceğim güzel kız. Bak geri geri gidiyorsun şimdi bir yere çarpacaksın" dedi. Maskeden dolayı çıkan boğuk ses kulaklarımda yankılanırken eline, masanın üzerinde duran kolonya şişesini aldı ve kapağını açtı. Yere dökmeye başladığı sırada ne yapacağını anlamıştım. Evi yakacaktı. Ona birkaç adım yaklaştıktan sonra "ne olur yapma içeride annemler var. Yalvarırım yapma" dedim. Kafasını çevirip bana baktığında "bir şartımla benim ile yaşayacaksın. Bu kadar kolay" dedi. Hayır ben bu adamla kalmazdım, kalamazdım. Kafamı hızlıca sağa, sola çevirdim. Bu hareketimden sonra daha çok dökmeye başladı. Mutfağın kapısından çıkıp salona gittiğinde annemin çığlığı eşliğinde babamın bağırışlarını duydum. Arkasından baktığım sırada koridora da gitti. Ancak kolonya bittiğinden fazla dökemedi. Küfürler savurarak elindeki kolonya şişesini fırlattı. Birkaç adımla beraber, mutfağın kapısına geldi ve cebinden çakmağını çıkararak, koridora fırlattı. Koridordan başlayan alevler hızla salona yaklaşırken annemin çığlıkları, tüm evde yankılanıyordu. Mutfağa gittim ve camı açıp yaslandım. Annemi kurtaracağım sırada önüme geçti. Maskesini çıkarmıştı ancak yüzünü seçemiyordum.

"Neden bana bunu yapıyorsun?" dedim acı bir sesle."sadece sana değil insanlara yapıyorum" dedi. Sesinde hissizlik gözlerinde boşluk vardı. "Peki ya insanlara niye yapıyorsun?" Çıkan ateşlerden fazla göremediğim adam duruşunu dikleştirdi ve cevabını verdi "Zevk alıyorum" 

Gözden kaybolan adam ile beraber annemin çığlıkları sustu, babamın haykırışları son buldu. Camdan aşağı baktığım sırada evin önünde ablam vardı. Ağlıyordu.

"Aslı hadi ama atla artık" diyordu bir ses. Ablamın sesi. "Olmaz bu sefer annemi yalnız bırakmayacağım" inkâr etmekte üzerime yoktu. Evimiz tenha bir yerde olduğundan kimsecikler görünmüyordu. 

"Ses geliyor mu, Aslı? Yaşıyorlar mı?" Kafamı olumsuz anlamda iki yana salladığımda "hadi atla" dedi. Camın pervazına çıkıp oturdum ardındansa arkama baktım. Bunu gören ablam "Hadi Aslı yaparsın hadi. O öldü kabullen artık Aslı o öldü şimdi git ve bunu kabullen." dedi. Camın pervazında kendimi güvende hissediyordum. Aşağı baktığımda evime giren adamı gördüm. Maskesini yine takmıştı. Ablamla karşılaştığı zaman, ablam onu omzundan itti daha çok tanıyor gibiydi. Ardından silah ile kel, hafif kilolu bir adam ablama arkasından yaklaştı. "Abla dikkat et" bağırışlarım eşliğinde ablam arkasını döndü ve adam silahın namlusunu, ablamın başına koydu. Korktuğumu yaptı. Ablamı silah ile vurdu. Silah patlama sesi kulaklarımda boğuklaşarak arttığı sırada aşağı atladım. Giriş kapısının üzerinde bulunan çatıya düştüğüm için tekrar atladım. Ancak şuan ne ablamı öldüren, nede kar maskeli adam oradaydı.


TIMARHANE KÖŞESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin