"Aslı, buldun mu?" Hemen kağıdı, arka cebime sıkıştırdım. "Evet Emir, buldum"
"Harika! Hadi gel" hızlı adımlarla Emir'in odasından çıkıp odayı kilitledim. Kendi odama geçtim. Emir yatağımın üzerine oturmuştu ve muhtemelen beni bekliyordu. Ben "Emir, bir duş alayım ondan sonra başlasak olur mu?" Dediğimde kafasını onaylar anlamda aşağı yukarı salladı. Kıyafetlerimi alıp lavaboya ilerledim. Zarfı şimdi okumayacaktım. Hızlı olmam gerekiyordu.
Yaklaşık 10 dakika sonra işim bitti. Altıma bol, rahat lacivert bir eşofman üzerime ise dar, beyaz, kısa bir bluz giydim. Kestane rengi saçlarımı kurutup, tardım. Uzun saçlarıma hafif bir volum verdim. Zarfı banyo dolaplarından birine koyup, lavabodan çıktığımda gözlerime inanamadım. Emir, bütün odayı donatmıştı. Mumlar, ışıklar ve bir sürü yemek... Hepsi muhteşem görünüyordu. Ama Emir, hepsinden daha mükemmeldi.
"Beğendin mi?"
"Beğenmek ne kelime bayıldım! En çokta sana"
Bunu duyduğunda gülümsyerek bana baktı. Yatağı köşeye çekmiş koltuğu televizyonun önüne almıştı. L biçimde olan koltuğun önünde bir sürü yemek ve atıştırmalık bulunuyordu. Nazikçe elini bana uzattı. Ben de onun elini tuttum ve beraber koltuğa doğru ilerledik. Ben koltuğa oturduktan sonra o da yanıma oturdu. Kafamı, onun omzuna yasladım bacaklarımı ise kendime doğru çektim. Bu hareketime karşılık oda, elini belime sararak beni kendine daha çok yaklaştırdı. Buna, ona dönüp gülümseyerek karşılık verdim. Ardından kolumu, boynuna doladım. Binevi ona yandan sarılmış oldum. Kumandayı eline alıp başlat düğmesine bastı. Ve filmi izlemeye başladık. Ara sıra ağzıma birkaç atıştırmalık veriyordu. Bunu yaparken bazen bilerek parmağını ısırıyordum. O ise buna karşılık olarak gülümsüyor ve parmağıyla burnuma hafifçe vuruyordu. Bu beni mutlu hissettiriyor ve içimde kelebekler uçuşmasına vesile oluyordu. Oda bunu fark etmiş gibi sürekli tekrarlıyordu.Film bittiğinde sohbet etmeye başladık.
"Film nasıldı?"
"Mükemmeldi. Bence kim var orada sorusuna Marry'nin cevap vermemesi gerekiyordu."
"Bence de. Ayrıca Alex'in oradan çıkıp polisi arayacağını düşünmüştüm."
"Filmi izlerken nefesim tutuldu"
"Benim de seni izlerken nefesim tutuluyor" Emir bana karşı olan duygularını sözleri ile resmen ortaya atıyordu. Bundan karşılıkta alıyordu. Ancak bunu ona nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum. Ayağa kalkıp lavaboya ilerledim. Yemek yediğim için elimi ağzımı yıkayacaktım. Önce ellerimi sabunladım. Ardından yağlı yemek yediğim için dudaklarımın üzerini de sabunladım. Sabundan dolayı rujum silinmişti. Kısa bir makyaj tazelemesi yaptım. Ardından ne olur ne olmaz diye dolap kapağını açarak, zarfın var olup, olmadığını kontrol ettim. Döndüğümde Emir bilgisayarla uğraşıyordu. Yanına giderken çalan müzik ile durdum. Bu müzik ilk dansımızın müziğiydi. Adını da nereden öğrenmişti? Ben onun yanına gitmeden o benim yanıma geldi ve bana elini uzatarak "benimle dans eder misin?" dedi. Emir'e aşıktım bunu artık ne kalbim ne de beynim inkar edebilirdi.
Bu isteğini olumlayarak elimi ona uzattım. Hızlı bir hareketle beni havaya kaldırarak duvara yasladı. Bense düşmemek için bacaklarımı beline doladım. Bana daha çok yaklaştı. Nefesi dudaklarımdan sonra boynuma temas ediyordu ve bu olay beni benden alıyordu. Uzun bir süre bana baktı. Ardından alnını alnıma dayayarak beni duvardan uzaklaştırdı ve o şekilde dans etmeye başladık. Alnım, boynuna denk gelecek şekilde kafamı omzuna yatırdım. Beni daha fazla havaya kaldırarak yavaşça döndürmeye başladı. Sonrasında beni aniden indirdi. Yüzümüz karşılıklı ve birbirlerine çok yakınken nefesi, nefesime temas etti. Oda bunu fark ettiğinde gülümsedi. Gülümsemesi çok içten ve bir o kadarda derin duygular içeriyordu. Beni indirip yanına yerleştirdi ve parmağıyla televizyonun yanındaki mumu işaret ederek "sana oradaki mum gibi eriyorum" dedi. Bütün söyledikleri benim için çok değerliydi ancak bu sözü fazlasıyla hoşuma gitmişti. Beni belimden kavrayarak kendine çekti. Alnını alnıma dayadı ve "Aslı, ben sana çok aşığım" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TIMARHANE KÖŞESİ
Mistero / ThrillerCinayeti gördüm ama kimse inanmadı o kadar çok acıdı ki içim, aynı ailemin bana inanmadığı gün gibi... Geçmişim o kadar çok canımı yakıyordu ki bu acıdan gelecekte yaşayamıyordum. Artık bir hiç uğruna yaşıyordum. Yani ben öyle düşünüyordum çünkü o g...