Adımlarımı duraksattım. Çünkü yürümeye devam edersem, beni kolumdan tuttuğu gibi öldürebilirdi. İlk önce işkence edilen adam baygın bir şekilde otururken, küfürler savurmaya başlayarak elindeki bıçağı yere fırlattı. Ardından "senin ne işin var burada! Şuan herkesin gösteride olması gerekiyordu" dedi. Korku dolu gözlerle ona bakarken, kolumdan tutup, beni duvara yasladı. "Söyle ne işin var burada" dedi. Kaba ses tonuna karşılık ne diyeceğimi bilmiyordum. "Küpem düştü" dedim elimde tuttuğum küpeyi yukarı kaldırarak."Başlatma küpene şimdi"
"He yok pardon gizli hayranınım, tüh bak şu işe yakalandım"
" Dalga geçme benimle"
" O zaman sende saçma sapan sorular sorma"
Yüzüme daha çok yaklaştı. "Gerçekten de hayranım mısın" derken dudağının kenarı kıvrıldı. Nefesi tenimle temas ettiğinde kendimden geçtim. Ancak kendimi toparlayarak onu ittim. Buna hazırlıksız yakalanmış olacak ki geri savruldu. "Ne hayranı ya ne saçmalıyorsun! Zırdeli" dediğimde tekrar yaklaştı. "Yalnız ben zırdeli değilim.
"Nesin o zaman?"
" Sadist". Şaşırmadım çünkü sadist insanlar, diğer insanlara fiziksel acı vererek zihnen doyum sağlıyorlardı. Bu adama işkence etmesinin sebebi de buydu. "Sadist olduğun için mi buradasın?"
"Sanane". Derin bir iç çektim. "Bebek" diyince gözleri yuvasından fırlar gibi bana baktı "Bebek mi?" dedi. "Daha kaliteli bir söz bulamadın mı?"
"Yok bulamadım. Ama üzerinde düşüneceğim." Ardından ondan uzaklaşarak koridora doğru çıkarken "Hey! Nereye gittiğini sanıyorsun" dedi. Durdum ve ona dönerek "Eğlenceye gideceğim, bir sıkıntı mı var?" dedim. İşime karışanlardan nefret ederdim. "Bu olayı gördün ve elini kolunu sallayarak gidemezsin"
"Merak etme iyi sır tutarım"
"Sana nasıl güvenebilirim?"
"Şu şekilde; zaten söylesem, kimse bana inanmaz"
" Niye?"
"Çünkü şizofreni hastasıyım. Hayal gördüğümü falan düşünürler"dedim. Zaten o yüzden buradaydım.
"Vayy şizofreni demek. İlgi çekici" diyince şaşırdım. Nesi ilgi çekiciydi? Etrafımda gördüğüm hiç bir şeyden hoşlanmıyorum zaten. Hiç bir şey demeden giderken "gözüm üzerinde" dedi. Ondan ne şüphe. Hiç bir cevap vermeden asansöre binip aşağı indim. Eğlence çoktan başlamıştı. Şarkılar eşliğinde dans edende vardı, yerde uzanıp uyuyanda. Ortam beni fazla açmayınca odama çıktım.Sabah kuş sesleri eşliğinde uyandığımda saat 09.45 idi. Kalkıp, yatağımı düzenledim. Üzerimi giyindim ve saçımı yaptım. Ardından yoğurt almak için yemekhaneye indim. Yemekhane diğer günlere göre sakindi. Bu sebepten, bugünkü yemeğimi burada yemeye karar verdim. Yoğurt ve kase alıp, sandalyelerden birine oturdum. Fazla aç olmadığımdan, yulafı kasenin içine az miktarda doldurdum. Yemeğimi bitirip ayağa kalkacakken sendeleyip geri oturdum. Başım dönmeye ve karnım ağrımaya başladı. Kalkmayı tekrar denediğim sırada midem bulanmaya başladı. Hızlı adımlarla asansörün yanındaki tuvalete ilerlemeye çalıştım. Ancak tuvalete giremeden, mide bulantımın daha fazla artmasıyla asansör duvarına yaslanıp, kaldım. Artık hiç bir şey yapamıyordum çünkü gözlerim bulanıklaşmaya başlamıştı. Yere yığılacağım sırada biri gelip beni kucaklamıştı. Ancak kim olduğuna bakamadan şuurum kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TIMARHANE KÖŞESİ
Mystery / ThrillerCinayeti gördüm ama kimse inanmadı o kadar çok acıdı ki içim, aynı ailemin bana inanmadığı gün gibi... Geçmişim o kadar çok canımı yakıyordu ki bu acıdan gelecekte yaşayamıyordum. Artık bir hiç uğruna yaşıyordum. Yani ben öyle düşünüyordum çünkü o g...