19. Bölüm. Nefret

6 2 0
                                    

Tam, kağıdı alıp, okuyacağım sırada kapım çalındı. Gelenin Emir olduğunu düşünerekten kağıdı, çekmecenin içine sokarak kapıyı açtım. Kapıyı açmamla içeri giren rüzgar gözlerimi kısmama sebep olurken, karşımda duran Emir yüzünü kırıştırarak "Bulabildin mi?" dedi. Elimi boynuma götürerek "evet burada düşmüş" dedim. Onunla çekingen bir şekilde konuşuyordum. Kaşlarını çatarak bana baktığı sırada "bir şey mi oldu? Solgunsun" dedi. Boynumda kalan elimi kulak arkasına koyup hafifçe kaşıdım. Yutkunduğumda alt dudağımı dişledim. "ha-" nefesimi ağzımdan sert bir şekilde vererek konuşmama devam ettim. "Hayır" kekelemiştim ve Emir, bu kekelememin pekte normal olmadığını anlamıştı. Dudaklarını aralayarak tam bir şey söyleyeceği sırada iki dudağını birbirine bastırarak elini cebine götürdü. Korkuyla eline baktığım zaman elini, oradan uzaklaştırdı. Dudaklarına kondurduğu sahte tebessümün ardından "peki" dedi. "Görüşürüz". Kapıyı kapattıktan sonra yatağıma oturup, gözlerimi kapattım. Başımı yukarı kaldırarak nefesimi bıraktım. Ardından ayağa kalkarak üzerime, rahat giysiler giyindim. Komidinin çekmecesini açarak, içinden kağıdı aldım. Elimde tuttuğum kağıt buz kesmeme sebep olmuştu. Nefesimi, büyük lokmalar halinde içime çekerken; ruhumda oluşan korku ve endişe tüm vücudumu sarmıştı. Dudaklarımı birbirine bastırıp, kemirmeye başladığım sırada; parmak aramda tuttuğum kağıdın bir köşesini tutarak açtım. El yazısıyla yazılan bu kağıdın okunması uzun süreceğe benziyordu. Küçük yazılmasına rağmen tüm sayfayı kaplamıştı. Parmaklarımla baskı uyguladığım kağıdı okumaya başladım.

Sezdin. Seziyorsun. Senden bir şeyler sakladığımı. İyi veya kötü, önemli veya önemsiz, ama biliyorsun. Bilmen lazım, Ateş Kızı hemde herşeyi. Bu kağıdı okuduğuna göre bir daha benimle konuşmak hatta yüzümü bile görmek istemeyeceksin. Bende bunu biliyorum, Ateş Kızı. Hayatta bildiğim gerçekler gibi emin ve net bir şekilde. Sana olayı en başından anlatacağım. Bu kağıtta yalan yok, bundan emin olabilirsin.

Ablan Ecrin... Biliyorsun ki nişanlanacaktı. Kim olduğunu merak etmediğin ve görüşmediğin biriyle. Şuan hala kim olduğunu bilmiyorsun. Egemen. Yani benim ağabeyim.

Sana bu zamana kadar söylediğim en büyük yalan, seni daha önce tanımamam hakkında. Seni daha önceden tanıyordum. Hemde çok önceden... Ağabeyim ve ablan ilk tanıştığı zamandan beri. Ve biliyor musun? O zamandan beri aşığım sana ilk gördüğüm andan beri. Şimdi belkide bir şeyi sorguluyorsun. Beni nerede gördün de ben seni göremedim diye. Anlatayım. Sanat okuluna gittiğini biliyordum. O gün ağabeyim ablanla görüşecekti ve beni yanında getirmişti. Senin okulunun çıkışında, ablanın sana evin anahtarını vermesi gerekiyordu. Bu sebepten okulunun çıkışında biz arabada otururken ablan, sana anahtarı verdi. Seni ilk o zaman gördüm. Gördüğüm gibide aşık oldum. Gözlerinin yeşilliği güneşin altında parlarken, gülümsemen... O anı tekrar görmek için herşeyimi vermeye razıyım. Hemde hiç tereddüt etmeden. Zamanla ben seni daha çok görmeye başladım ablan vesilesiyle. Bir gün ablan seni çağırdı. Gel dedi sana. Ancak reddetin. Gelmedin. Sonra bu olay tekrarlandı. Ablan benim, seni sevdiğimi biliyordu. Ağabeyimde öyle. Sana bazen bunu çaktırsada yine gelmedin.

Sen gelmezsen, ben giderim diye düşündüm. Ablan galaksileri sevdiğini söyledi. Bende o gün odana gizlice girdim. Projeksiyonu hazırlayarak akşam devreye sokacaktım. Ama sen, benden korktun. Yetmedi kaçtın. O da yetmedi annene, babana söyledin. O zamanlar sadist olduğumu yeni yeni öğrenmiş, kendimi kontrol edemiyordum. Olmadı, yapamadım. Sana acı çektirmek istedim. Şartı belirledim, yine kabul etmedin. Yerlere döktüğüm kolonya şişesi ömürlük sürsün, hiç bitmesin istedim. Ancak yanlızca koridoru yarılayabildi. Evdeki feryatları duymak, hoşuma gidiyordu. Daha fazla bağırın istedim. Ses tellerinden çıkan tiz ses, kulaklarımda yankılansın istedim. Çok geçmeden de oldu. Çünkü evi ateşe verdim. Seni orada alevlerin arasında, gördüğümde tekrar aşık oldum. O zaman kendime gelebildim. Ancak artık her şey için çok geçti. Sana Ateş Kızı dememin sebebi bu olay. Salonun camından kaçtım. Seni alevlerin arasında bıraktım. Evdeki çığlıklar, sessizliğe dönüşünce içim acıdı. Ağladım, Aslı. O zamana kadar neredeyse ağlamamıştım ancak sessizliğe ağladım. Seni kaybettim sandım, Aslı. Ben bu korkuyla yüzleştim. Hemde benim yüzünden. Aşağı indiğimde ablanla karşılaştım. Ancak ondan da kaçtım.

Senden özür dilemek çok isterdim ama bu olay özürlük değil. Hayatını mahveden adamın bir daha yüzünü görmeme dileğiyle, Ateş Kızı.

Bu saatten sonra nefret ettiğin insan: Emir YILDIZ'dan

Gözlerimden akan yaşlar, tenimin soğukluğundan buza dönüp yere çakılıyordu. Yerde çoğalan buz kütleleri eşliğinde kağıdı elimden bıraktım.

TIMARHANE KÖŞESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin