5. Bölüm

419 42 39
                                    

Buraya geleli iki haftaya yakın olmuştu.

Bugün evi baştan aşağı temizlediğim için duş almıştım. Üzerime kedili pijama takımı, pofuduk terlik giymiştim. Şuan ise ıslak olan saçlarımı tarıyordum. Aynaya yansıyan görüntüye bakınca dudaklarımda oluşan o buruk gülümsemeye engel olamadım. Belime kadar gelen uzun saçlarımdan yere damlayan su damlaları, boynumda kalp şeklinde olan kolye ve yüzümde olan o buruk gülümseme...
Saçlarımı annemden ten rengimi babamdan göz rengim ise her ikisinin karışımıydı. Annem siyaha çalan göz rengine sahipti babam ise kahverengi. Koyu kahverengi gözlerimi çevreleyen uzun kirpiklerim, normal sayılabilecek burnum ve dudaklarımdaki buruk gülümseme...

Bir zamanlar bir kız çocuğu vardı içimde yetimhanede ki ilk gecesinde tuvalette ağlayarak saçlarını erkek gibi kesen...

Bir zamanlar bir kız çocuğu vardı içimde ilk dayak yediğinde ağlayarak anne ile babasının mezarına gidip yaşadıklarını anlatan...

Bir zamanlar bir kız çocuğu vardı içimde kendisinden yaşça büyük bir adam tarafından saldırıya uğramaktan son anda kurulup gizlice mezarlığa gidip bayılana kadar ağlayan...

Ama birgün o kız çocuğu karanlık bir odadaydı. O karanlık odanın duvarından sızan gün ışığı kızın hayal kurmasına sebep oldu. Kurulan o hayal ile o kız çocuğu umut etmeye başladı. Kurulan o hayaller ve edilen o umutlar sayesinde şuan da olan o genç kadını oluşturdu.

Elimden tarağın düşmesi ile daldığım düşüncelerden çıktım. Hayat ne kadar kötü de olsa ben kurulan o hayallerimi gerçekleştiriyorum ya elhamdülillah başka ne isterim ki. Saçlarımı da halledip koltukta kitap okumaya gittim. Kitabımı okurken kapı çaldı. Şaşırdım çünkü beni burada kimse tanımıyordu. Hemen feraceyi üstüme geçirdim ve eşarp takıp kapıyı açtım. Ayşegül ve Esra... Yanıma gelmişlerdi!

Ayşegül " Selamün aleyküm Hanzadem"dedi. Esra "Ben sana dedim Ayşegül haber verelim diğe bak kız kaldı öyle şaşkınlıktan!" " Esra iyi ki sürpriz birşey yapalım dedik ya!" "Ve aleyküm selam. Ben... Sadece şaşırdım kızlar sizi beklemiyordum. Eee hadi ne duruyorsunuz sarılmayacak mısınız?" Keşke son cümlemi söylemeseydim çünkü bildiğiniz üstüme atlamışlardı!
Fatma nine den öğrenmişler yerimi.

Birkaç gün kalıp geri gideceklermiş. Olsun onları birkaç dakika bile görmek bana çok iyi geliyordu. Kardeşim olmuşlardı benim. Hakan ve Adem bilerek gelmemişler. Hem evim küçük diye hem de evimde yatıya kalmaları doğru olmazmış. Ne kadar güzel yürekli arkadaşlara sahiptim ben elhamdülillah. Yiyecek birşeyler hazırlayıp sohbet ederek yemeye başladık.

3 saat sonra

Esra" Ayy kafasını mı kopardı o!"dedi. Ayşegül " Esra! Canım arkadaşım kırk saattir birşeyler söyleyip duruyorsun ama ya!"dedi. "Kızlar bir susar mısınız? Bak en heyecanlı yeri geldi izleyin güzellikler!"dedim gülerek. Ayşegül " Hanzadem? Sen kandan, vahşetten keyif almıyorsun değil mi hı?"dedi. Bu soruya minik bir kahkaha ile cevap vermiştim inadına.

Şuan ne mi yapıyorduk? Kızlarla korku filmi izliyorduk. Bizim için  gelenek haline gelmişti. Esra" Tamam ya hadi dışarı çıkalım. Hava da kararıyor zaten. Dolaşalım biraz."dedi. Ayşegül de onaylayınca hazırlanmaya başladık.

Ayşegül beyaz tulum, içine kahverengi badi, beyaz kot ceket, sarı saçlarını ise sıkı bir at kuyruğu yapmıştı. Esra lacivert bol paça bir pantolon, krem rengi kazak ve aynı renk kaban giymişti. Saçlarını ise açık bırakmıştı. Ben ise her zaman ki gibi siyah feracemi giydim üstüne de koyu yeşil eşarp takmıştım.

Birkaç eşya almışlardı kızlar kendine. Akşam ezanı okunacaktı. Hem aldıkları eşyaları bırakmak için hem de abdest almak için eve gitmişlerdi benim bırakmamı istmemişlerdi. Biz gideriz sen boşuna yürüme demişlerdi. Bende kızları  meydanda oturmuş bekliyordum.

İleride bir kedi gördüm sevemem için yanına gittiğimde benden kaçtı. Gülerek kediyi yaklamaya çalıştım. Koşarken bir bedene çarptım! Aferin sana Hanzade! Önündeki insanı görmüyor musun sen? Hay seni haylaz kedi bak başıma ne geldi.

Çarptığım kişiden uzaklaşıp" Ben kediyi... Özür dilerim. Hakkınızı helal edin lütfen."dedim uzun boylu olduğu için başımı hafif kaldırarak omzuna bakarak konuşmuştum. "Yavaşça kafasını eğip bana baktı."Sorun değil."dedi.

Ses tonu çok tuhaftı. Neden yaptığımı bilmediğim bir şekilde yüzüne baktım. Çarptığım kişi... O gün restoranda göz göze geldiğim kişiydi. Hemen gözlerimi kaçırdım çünkü bakmam doğru değildi.

O esnada Esra'nın sesini duydum "Hanzade! Ezan okunmak üzere hadi gel."demişti. Hızlıca kızların olduğu yere giderken omzunda bir çift koyu mavi göz hissediyordum.

Ayşegül "O kimdi Hanzade?"dedi. "Yanlışlıkla çarptım ya tanımıyorum. Hadi camiye gidelim."dedim.

Kızlar da namaz kılıyordu. Neden kılamasınlar ki? Tesettürlü değiller ama diğer ibadetlerini yapıyorlardı. Günümüzde bazı insanlar da şöyle bir algı var ' sen açıksın senin ibadetlerin kabul olmaz boşuna yapma.' Hayır bu doğru değildi çünkü tesettür ayrı birşey diğer ibadetler ayrı birşeydi. Tesettürlü veya değil her müslümanın inançlı yaptığı ibadetler kabul olurdu.

Namaz kılıp, yemek yemiştik ve birazda parkta eğlenmiştik. Kızların uyuyacağı yerleri hazırlamış kendi yatağımda uyumaya çalışıyordum. Normal de hep o ikisi gelirdi aklıma ama bu sefer ki farklıydı. Bir çift koyu mavi gözler geldi aklıma.

Bölüm nasıldı? Biraz kısa oldu kusura bakmayın. Diğer ki bölümde görüşmek üzere. Allah'a emanet olun.

SüveydaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin