Bu cümleyi duymaktan korkuyordum ve korkum gerçek olmuştu. Alp... Ben ona ne cevap verecektim. Onu seviyor muydum yoksa? Yoksası yoktu işte! Ben bile bilmiyorken ona ne diyecektim?
Karşımda kollarını göğsünde bağlamış bana bakıyordu ama ben ona bakmıyordum hem dinen günahtı hem de kıpkırmızı yüzümü görsün istemezdim.
“Hanzade?”
“Hı?”
Bir adım bana doğru atınca bende bir adım geriye gitmiştim. Nedenini bilmiyordum. Benim bu hamleme karşı “ Benden korkuyor musun?”demişti. Hayır ondan korkmuyordum! Tam tersi o beni kurtarmıştı, o benim için endişelenirken , o benim iyi olmam için uğraşırken ben neden ondan korkayayım ki!
“H-hayır! Benim eve gitmem lazım!”
Hemen kapıyı açıp içeri girdim. Kapıyı kapatmadan önce onun ile kısacık bir saniye göz göze geldim. Keşke gelmeseydim! Büyük bir üzüntü ile bana bakıyordu. Zar zor gözlerimi gözlerinden ayırdım ve kapıyı kapattım.
Bavulumu bir köşeye attım, hemen üstümü değiştirip yüzümü soğuk su ile yıkadım ama yüzümdeki kırmızılık azalmaktan ziyade daha çok artıyor ve ısınıyordu. Abdest alıp yatsı namazını kıldım. Aklımdan çıkmasının tek yolu ibadetti.
Gece boyunca eşyaların yerini değiştirip durdum kafamı dağıtmak için. Ama yok arkadaş olmuyordu! En sonda saatin gece ikiyi geçtiğini görünce kendimi yatağa attım. Hayatım boyunca ilk defa böyle birşey hissediyordum ve korkuyordum.
Nasıl davranmam gerekir bilmiyordum ve ne yapacağımı da.
Yaralarım çok ağrımıştı. Başımın döndüğünü hissediyordum. Ayağa kalkıp tuvalete gideceğim zaman başım çok kötü dönmüş ve düşmüştüm. Hemen doğrulmadım birkaç dakika geçmesini bekledim. Kendimi daha iyi hissedince yavaşça ayağa kalktım.
Tuvalete gidip geldim ve uyumaya çalıştım.
“İyiyim ben ninem. Asıl sen iyi misin hı?”
“İyiyim ben cüzel gizum. Çok gorktum ha ben. Hemen aradum Tuğra uşağı haber ettum. Eyisin he benim cüzelum?”
“Ninem seni çok seviyorum. İyiyim ben. Kendine dikkat et. Allah’a emanet ol.”
“Tamam güzel gizum. Bende senu seveyrum ha. Sende Allah’a emanet olasun.”
Telefonu sehpaya bırakıp mutfağa geçtim. Kızlar ile de konuşmuştum. İlaçlarımı içip birşeyler atıştırdım. Sonra kitap aldım ve koltuğa uzanıp okumaya başladım.
Kapımın çalması ile feracemi ve örtümü giyip kapıyı açtım.
Alp! Karşımda Amine Teyze ile duruyordu!
“ Hanzade kızım! Hastaymışsın. Nasıl oldun?”
Alp bana tuhaf bakıyordu.
“Iıı şey iyiyim ben Amine Teyzecim. Sen nasılsın?”
“Ay kızım boşver beni sen şimdi geç bakayım içeri!”
Ben daha şaşkınlığımı atamadan beni içeri çekti. Koltuğa oturttu.
Alp ise bu duruma ve benim yüz ifademe karşı gülmemek için zor duruyordu.
“Amine Teyzecim ben iyiyim gerçekten se-“
“Sus kızım aaa! Bir de hastanede yatmışsın! Ayıp değil mi kızım ben bakardım sana!”
Ateşimi falan ölçmeye başladı...
Alp Bey! Koltuğa oturmuş, kollarını göğsünde başlamış sırıtarak bakıyordu! Vicdansız şebek ya!
“Amine Teyzecim çorbaya gerek yoktu...”
Allah’ım ben bu adamı döveceğim sen affet!
O pislik Alp Amine Teyzeye ‘ Anne karşı komşumuz çok hastaymış. Kız işine bile gidemiyormuş...’ falan filan laf etmiş ve iyi kalbi kadını buraya getirmiş!
Akşam olmuştu. Ve ben ne yapıyordum biliyor musunuz?! Alp, Amine Teyze ve benim için çay demliyorum!
Aff Amine Teyze çok iyi bir kadın o kalsın da şu şebek gibi hâlâ sırıtan varlık keşke gitse! Geldiğinden beri sırıtarak bana bakıyor ya bu adam!
Amine Teyze tuvalete gitmişti. Hemen ayağa kalkarak Alp’in karşısına geçtim.
“Bana bak Alp misin nesin! Niye böyle bişey yaptın ha?!”
Koltuğa iyice yaslanarak “Kötü mü yaptım ya? Gelin kaynana iyi mi anlaşıyorsunuz ona bakmak istedim ve çok güzel anlaşıyorsunuz. Sevindim valla.”
Ne!
“S-sen ne diyorsun be!”
“Aa niye kekeledin doktor. Yoksa heyecanlandın mı?”
Sonra gülmeye başladı. Aff çok güzel gülüyor vicdansız şebek!
Amine Teyze “Öhöm öhöm! Çocuklar?”
Arkamı döndüğümde Amine Teyze bize sorgu dolu yüz ifadesi ile bakıyordu.
“Amine Teyze se-“
“Hadi gidelim anne geç oldu kız da dinlensin.”
“Ama oğ- Ya çocuğum soracağım soracağım unuttum sen niye buradasın? Ben mi dedim gel diye?”
Yüzünde zafer kazanmış bir ifade ile Alp’e dönüp baktım. Sanki bozulmuş süt içmiş gibiydi yüzü.
Kendimi tutamayıp güldüm. Ben gülünce tüm o ifadesi değişti ve bana farklı bakmaya başladı. Bu bakışından utanmıştım. Hemen boğazımı temizledim. Ben böyle yapınca Amine Teyze Alp’i kolundan tuttuğu gibi kapıdan dışarı bildiğiniz attı! Tabii Alp buna izin vermişti yoksa dev gibi adamı nasıl hareket ettirsin kadın!
Amine Teyze bana dönüp “ Ah kızım sen dikkat et kendine. Bişey olduğu zaman hemen bana söyle. Allah’a emanet ol güzel kızım. Birde şu bizim çocuğun haline bakma bu aralar tuhaf zaten.”
Gülerek “ Tamam Amine Teyzecim. Sende Allah’a emanet ol.”dedim Alp hakkında birşey demedim. Yüzüm galiba alev almıştı ve şuan sıcaktan bayılmak üzereydim. Bana gülümseyip evden çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Süveyda
No FicciónHayaller... Bir insanın dünyası hayal kurdukça güzelleşir. Tıpkı benim dünyamın güzelleştiği gibi. Karanlık bir odada küçücük bir delikten sızan gün ışığı gibi umut olmuştu ,hayal kurmak benim dünyama.