1. Bölüm

950 56 57
                                    

"Hanzade gizum ha bi buraya bakaysun!"dedi,Karadeniz şivesi ile Fatma ninem. Gülerekten"Geldum Geldum da ne bağırıp duraysun huysuz keçi seni."dedim.

Fatma ninemin evinin hemen altında yöresel yemekleri yaptığı küçük bir dükkanı vardı. Fakülteden geldiğim zamanlar da birkaç saat yardım ediyorum. Tombul yanakları, hemen kızaran beyaz teni ve başına bağladığı Keşanı ile tam karadeniz kadınıydı.

Koşarak yanına gittiğimde " Ha şu deli giza bak sen ,bağa bakasun riv riv edeceğune alasın ha bu tabaklari da cötüresun mutfağa." Yanağına minik bir öpücük kondurduğum sırada " Sen nasıl emredersen öyle olsun fatma sultanım ."dediğimde güldü.

Fatma nine benim bu hayatta tam bu saatten sonra ben ne yapacağım dediğim zaman hayatıma girdi ve benim herşeyim oldu.

Elinden tabakları alıp mutfağa doğru gittim. Tabakları tezgaha koyduğum sırada arkamdan tanıdık bir ses"Bir şey lazım mı Hanzade ?"dedi.

Arkamı döndüğümde Tuğra'yı gördüm. Uzun boyu, siyah saçları, yeşil gözleri ve giyindiği kıyafet şekli ile tam İstanbul beyfendisi gibi duruyordu lakin bir Karadeniz uşağıydı..Trabzon da yaşıyor olmasına rağmen şiveli konuşmuyordu galiba şirkette çalışdığı için dikkat ediyordu fakat sinirlendiği zaman şiveli konuşuyordu.

Biraz kısa boylu olduğum için başımı kaldırarak yüzüne baktığı da onunda bana gülümseyerek baktığını gördüm. Hemen gözlerimi kaçırarak "Yok ben herşeyi hallettim. Keşke gelmeden önce haber verseydin boşuna geldin."dedim.

Bana biraz fazla yakın durduğunu düşünerek bir adım geri gittiğimde kaşları hafif çatılır gibi olmuştu ama hemen geri eski haline geldi. Benim sınırlarımı bildiği için o da tebessüm ederek bir adım geri gitti.

" Kusura bakma yakın durduğumun farkında değildim."dedi. Ben ise sorun olmadığını belli edercesine tebessüm ettim. Tezgaha yaslandığı sırada içten bir gülümseme ile "Şal yerine Keşan takmışsın. Daha sık tak keşanı çok yakışmış sana."dedi. 1 yıl önce fatma ninenin desteği ile tesettüre girmiştim." Teşekkür ederim."dedim."Eee fakülte nasıl gidiyor doktor hanım?"dedi. Hafif alaylı bir ses tonu ile.

Kendisi biraz unutkan olduğum için sürekli 'hastayı ameliyat masasında da unutursun sen ' dediği için. O kadar da değil yani!

Oflayarak " Güzel gidiyor elhamdülillah ama 2 ay sonra mezun olacağım.Çok heyecanlıyım ya heyecandan ilerdeki sınavda iyi bir not alamaz isem ?" Ben bunları söylediğim sırada hafifçe bana dönerek " Sen o kadar çalışıp durdun ve hâlâ da çalışmaya devam ediyorsun hanzade.Çalışıp gelmişsin son sınıfa bunu mu başaramayacaksın sen? Kendine güven ve umudunu kaybetmemen için her zaman yaptığın gibi hayal kurmaktan vazgeçme."dedi.

Haklıydı benim umudum olan hayallerim vardı, gün geçtikçe gerçekleşen hayallerim.Fatma nine elinde bez ile mutfağa girdi .

" Ha bu cünde bitti çok şükur." dedi. Tabii sonra Tuğra'yı fark edince " Ha benum uşağum celmuş hoşgeldun da ama ben sağa girginum 2 cündur ne diye celmeyesun yanima uşağum . Biliysun ha bu riv riv eden gizla baş edemeyrum ben çok konuşay çok!"dedi.

Ahh tabii ne zaman Tuğra gelse Fatma nine hemen benim yaptığım haylazlıkları tabiiki gerçekten yapmadığım şeyleri (azıcık gerçeklik payı olabilir.)anlatırdı.Tuğra Fatma ninenin anlattığı herşeye gülerek cevap vermişti. Bu ikisi varya sanki ben orada yokmuşum gibi beni çekiştiriyorlar ya!

Her zaman yaptığımız gibi müşteriler gittiğinde kendimize yemekler hazırlayıp yerken sohbetimizi ettik. Bu bizim yıllardan beri yaptığımız ve yıllardan beri hiç değişmeyen tek şey.

SüveydaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin