17

581 51 62
                                    

Her şeyin değiştiği an geldi! Sürpriz gelişmeler ve beklenmedik ittifaklar, hikayeyi bambaşka bir boyuta taşıyacak.

İYİ OKUMALAR ❣️

⚔️17.BÖLÜM⚔️

Sonunda evden çıkmayı başarmıştık. Fakat ruhum hala o karanlık evin içinde hapsolmuş gibiydi. Ayaklarım beni nereye götürüyorsa oraya gidiyordum. Beynim sanki durmuş, sadece kalbim acıyla atıyordu. Etrafımdaki insanlar, sesler, renkler... Hiçbiri umurumda değildi. Tek istediğim bir an önce yalnız kalmak ve bu acıyla yüzleşmekti.

Çelebi, bitkin halimi fark etmişti. Yanıma yaklaşarak endişeyle "İyi misin?" diye sordu.

O an kelimeler boğazımda düğümlendi. Sanki tüm duygularım bir anda patlayacakmış gibiydi. Çelebi'ye baktım ve kendimi tutamayarak ağlamaya başladım. Gözyaşlarım durmadan akıyor, içimdeki tüm acıyı dışarıya vuruyordu.

Çelebi şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Neden ağladığımı anlamaya çalışıyordu. Yüzümü avuçlarının arasına alıp göz yaşlarımı sildi. "Ne oldu? Neden ağlıyorsun?" diye sordu yumuşak bir sesle.

Ona her şeyi anlatmak istiyordum. Fakat kelimeler yetmiyordu. Bu kadar acıyı nasıl kelimelerle ifade edebilirdim ki? Çaresizce "Ben..." diye fısıldadım. Devamını getiremedim.

Bir an önce oradan gitmek, bu sessizliği ve acıyı dindirmek istiyordum. Hızlıca Çelebi'den uzaklaşıp koşmaya başladım.

Biliyordum ki, acılardan kaçarak kurtulamazdım. Acılar her yerdeydi. Ne kadar kaçmaya çalışsam da, gözlerimi kapatsam da, her zaman oradalardı.

Çelebi de ardımdan koşmaya başladı. "Nehir! Dur, nereye gidiyorsun?" diye sesleniyordu.

Ama ben durmak istemiyordum. Koşmak, kaçmak, her şeyden uzaklaşmak... Tek istediğim buydu.

Etraftaki meraklı bakışlar üzerimizdeydi. Fakat ben onlara aldırmadan, tüm bedenimi saran acıyla sahile doğru koştum. O an tek hissettiğim şey, içimi saran o dayanılmaz acıyı dindirmekti.

Deniz kokusunu ciğerlerime çekince, anlık bir rahatlama hissettim.Hemen yanımda duran banka oturdum, sanki tüm bedenim o koşudan sonra yere yığılmıştı.

Çelebi de nefes nefese kalmış bir şekilde yanıma geldi. "Bu ne hız Usain Bolt musun sen?" diye alaycı bir şekilde sordu.

Onu dinleyecek halim yoktu. Sakinleşmeye çalışarak denizin sonsuz maviliğine dalıp gittim.

Konuşmaya devam etti. "Hani bana diyordun ya bu yaptığın hiç normal değil, peki senin bu yaptığın normal mi? Tüm semt boyunca koştun beni de peşinden sürükledin."

"Peşimden gelmeni ben istemedim," diye mırıldandım.

Tebessümle espri yapmaya devam etti. "Üzgünüm ama lafın altında da kalmam diyorsun."

Şu an kafam o kadar karışıktı ki, onun bu umursamaz tavrı da tüm dikkatimi dağıtıyor, düzgün düşünmeme engel oluyordu. "Beni yalnız bırakır mısın?" Dedim

Sanki hiçbir şey söylememişim gibi kollarını göğsünde birleştirip sırtını rahatça banka yasladı. Kararlı bir ses tonuyla, "Bana ne olduğunu anlatana kadar hiçbir yere gitmiyorum," dedi.

Sinirle ayağa kalktım. "İyi o zaman ben giderim." Ondan uzaklaşmaya çalıştım. Fakat gölgem gibi peşimdeydi.

"Hadi ama Nehir ne oldu anlat, sana yardım ederim" dedi yumuşak bir sesle.

𝗞𝗜𝗦𝗔𝗦    (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin