𝗞𝗜𝗦𝗔𝗦 (Tamamlandı)

21

Yeni karakterlerle dolu heyecan verici bir bölüm sizleri bekliyor.

Keyifli okumalar ❣️

⚡21.BÖLÜM⚡

Parti mekanının ışıklı tabelası karanlığın içinde adeta bir yıldız gibi parlıyordu. Arabadan indiğimizde, kalbim heyecanla gerginliğin karışımı bir hisle çarpmaya başladı.

Merih ve diğerlerine dönerek, "Burada ayrılıyoruz," dedim. "İçeri birlikte girersek dikkat çekeriz."

Merih endişeli gözlerle bana bakarak, "Dikkatli ol, Eslem," dedi. "Eğer o herif yanlış bir şey yaparsa, ben buradayım. Onu mahvederim!"

Merih'in korumacı tavrı yine karşımdaydı, adeta bir duvar gibi duruyordu. İçimde hafif bir öfke kıpırtısı yükselse de, onun endişesini görmezden gelemezdim. Derin bir nefes alıp, sakin bir ses tonuyla, "Tamam Merih," dedim. "Bir şey olmayacak. Yeter ki sen sakin kal."

Sözlerim onu yatıştırmaktan çok, daha da derin bir endişeye sürüklemiş gibiydi. Ellerini cebine koydu, bakışlarını benden kaçırarak, dudaklarının arasından neredeyse duyulamayacak bir sesle, "O biraz imkansız," dedi. Sözlerinin ardında, kendini kontrol etme mücadelesi yatıyordu.

O an, Merih'in bu gece boyunca içindeki huzursuzluğu bastıramayacağını fark ettim. Ama bunu değiştirebilecek durumda değildim. İçimden bir çaresizlik dalgası geçse de, dışarıya yansıtmamaya çalışarak, "Neyse, ben içeri giriyorum," dedim. "Siz de on dakika sonra gelin."

Tam kapıya yönelmişken, Merih aniden kolumu sertçe tuttu. Bir anda durdum ve ona döndüm. Gözleri, o tanıdık ama her zamankinden daha yoğun bir sertlikle benimkilerle buluştu. "Mesafeni koru o herifle," dedi, sesi tehditkâr ve kararlıydı. "Yoksa ben de mesafemi korumam."

Sözlerinin soğukluğu içimde bir öfke dalgası yarattı. Kaşlarımı çatıp ona meydan okurcasına baktım. "Beni tehdit etme, Merih!" dedim, sesimdeki keskinlik her kelimeyi vurguluyordu. "Ne yapacağımı gayet iyi biliyorum."

Kolumu sert bir hamleyle çekip onun kavrayışından kurtardım. Göğsümdeki sıkıntı giderek büyüyordu; bu gece zaten yeterince gergindim ve Merih'in tehditleriyle uğraşacak gücüm kalmamıştı. Arkamı dönüp tekrar yürümeye başladım, ama Merih'in varlığı, o ağır baskısı, hala arkamda hissediliyordu.

Mekana adım attığım anda, gürültülü müzik kulaklarımı sağır edecek derecede yükseldi. İçeri doğru ilerlerken, deli gibi dans eden insanlarla karşılaştım. Bazıları öyle yakın bir şekilde dans ediyordu ki, şaşkınlık içinde kalmıştım. Bu durum bana biraz garip ve rahatsız edici gelmişti.

Müziğin yoğun olduğu yere doğru ilerlediğimde, platformlara çıkmış ve coşkuyla dans eden insanları gördüm. Tam ortada siyah bir koltuk dikkatimi çekti. Üzerinde oturan bir çift, bir şeyler içip öpüşüyordu. Bu tarz bir mekana ilk defa geldiğim için şaşkınlık ve belki de biraz ürperti hissediyordum. Işıklar, müzik ve kalabalığın gürültüsü başımı döndürüyordu.

Çelebi'yi bulmak için gözlerim kalabalığın arasında dolaşıyordu, ama onu bir türlü göremiyordum.

Belki bar kısmındadır diye oraya doğru yöneldim. Ancak orada da izine rastlamayınca, bu sefer üst kata çıkmayı düşündüm. Tam o sırada, önüme aniden esmer, kıvırcık saçlı, uzun boylu bir adam dikildi.