20

375 37 88
                                    

Sizi farklı duygulara sürükleyecek güzel bir bölüm bekliyor.
İyi okumalar ❣️

⚡20.BÖLÜM⚡

Çelebi ile vedalaşıp evime doğru yürüyordum. Beni ısrarla arkadaşının ev partisine davet etmişti, ancak ben bu daveti kabul etmemiştim.

Biliyordum ki, çok çabuk yakınlaşmak hem şüphe uyandırırdı hem de babasının önemli davetine götürülecek kadar değerli biri olduğumu düşünmesine engel olurdu. Bu yüzden ağırdan almalıydım.

Evin kapısının önüne geldiğimde Merih'i gördüm. Arabasına sırtını yaslanmış, öfkeyle parlayan gözlerini bana dikmişti."Sonunda eve geldin!" diye bağırdı. "Planın yolunda mı peki?"

Kıskançlık yine başlamıştı. Ona doğru yürüyerek, "Planım gayet yolunda," dedim. "Keşke sen de buna sevinebilsen."

Sözlerim havada asılı kaldı. Gözlerimiz birbirine kenetlendi. Bir an sessizlik hakim oldu. Merih'in öfkesi ve benim endişem iç içe geçmiş gibiydi. Hava gergindi ve kalbim göğsümden fırlayacakmış gibi atıyordu.

Sessizliği bozan Merih oldu kaşlarını çatarak "Böyle bir yol beni mutlu etmiyor," dedi sert bir sesle. "Bu tür yollar bana göre değil."

Kararlı bir şekilde karşılık verdim. "Sana göre olmasına gerek yok zaten. Bana göre olması yeterli."

Merih öfkesini kontrol edemiyordu. "Ya Allah aşkına doğruyu söyle," diye bağırdı.
"O herife yaklaşmaya çalışmak, yalandan onunla ilgilenmek seni rahatsız etmiyor mu?"

Bakışlarımı ondan ayırmadan, sesimi olabildiğince sakin tuttum. "Tamam, kabul ediyorum," dedim. "Onun duygularıyla oynamak beni rahatsız ediyor, doğru. Ama görünen o ki, seni benden daha çok rahatsız ediyor."

Merih derin bir nefes alıp verdikten sonra bana yaklaştı ve gözlerimin içine baktı. "Eslem," dedi titreyen bir sesle, "çok dayanılmaz..."

Sesi fısıltıya dönüştü. "Onunla zaman geçirdiğini, ona güldüğünü görmek beni bitiriyor. Amacının ne olduğunu bilsem de bu canımı yakıyor."

Merih'in duygularını bu kadar açık dile getirdiğine ilk kez tanık oluyordum. Ne diyeceğimi bilemez halde, çaresizce gözlerine kilitlendim.

Merih devam etti, "Onunla görüşmeye devam edecek misin?" diye sordu.

Planımdan geri adım atmak gibi bir niyetim yoktu. Merih'in hislerine karşılık verebilecek durumda da değildim, çünkü tek odak noktam intikamımdı.

Kendimi toparlayıp ona baktım. "Böyle hissettiğini bilmiyordum," dedim. "Ama üzgünüm. Onunla görüşmeye devam edeceğim. Benim için şu an önemli olan tek şey, Bahri'nin zarar görmesi."

Merih'in gözlerinde hayal kırıklığını görebiliyordum. "Beni incitmeye devam edeceksin," dedi.

"Amacım seni incitmek değil, sadece planımı uygulamak," dedim yalvaran bir sesle. "Lütfen, beni anlamaya çalış."

Merih alaycı bir şekilde güldü. "Seni anlamak mı..." dedi. "Bu imkansız. Her şeyi, herkesi anlıyorum ama seni bir türlü anlayamadım. Tek anladığım, canımı yakmanın senin umurunda olmadığı." Ardından arabasına bindi.

Onu üzmüştüm. Camına vurarak, "Merih, öyle değil!" diye bağırdım. "Lütfen, seni üzmek istemiyorum. Sadece..."

Konuşmamı bitirmeme fırsat vermeden gaza bastı ve hızla oradan uzaklaştı.

𝗞𝗜𝗦𝗔𝗦    (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin