19

420 39 94
                                    

Kararsız kalacağınız ve şaşıracağınız bir bölüm sizi bekliyor.
İyi okumalar 💕

❤️19.BÖLÜM💔

Sabahın ilk ışıklarının odama süzülmesiyle birlikte alarmın sesi uyku sersemliğimi bozdu. Yavaşça gözlerimi açtım ve etrafıma bakındım. Merih, derin bir uykunun kollarında, battaniyeye sarılmış halde huzurlu bir şekilde uyuyordu. Onu rahatsız etmemek için sessizce yataktan kalktım ve telefonu elime alıp alarmı hızla kapattım.

Gözlerim bir kez daha Merih'e kaydı. Battaniyesi hafifçe üzerinden sıyrılmış, dağınık saçları alnına düşmüştü. O an, öyle masum ve savunmasız görünüyordu ki içimde bir şefkat dalgası yükseldi. Kendimi tutamayarak parmaklarımı yavaşça saçlarının arasına daldırdım ve buklelerini nazikçe geriye doğru çektim. Her hareketimde onu uyandırmamaya özen gösteriyor, bu sakin anın bozulmasını istemiyordum.

Sessizce odadan çıkıp salona yöneldim. Eren ve Bahadır da hâlâ uyuyorlardı. Onları uyandırmamak için adımlarımı hafiflettim, çantamı aldım ve kapıya doğru ilerledim.

Tam o sırada, Merih'in uykulu sesi sessizliği böldü. "Nereye gidiyorsun?"

Aniden durup, şaşkınlıkla arkamı döndüm. "Uyandın mı sen?" diye fısıldadım.

Merih, dudaklarında o tanıdık alaycı gülümsemeyle karşılık verdi. "Yok, birazdan uyanırım."

İçimden derin bir nefes alarak, gözlerimi devirdim. "Çok komik," dedim, fakat dudaklarımda hafif bir tebessüm belirdi.

Merih bu sefer alaycı tavrını bir kenara bırakarak, ciddi bir ses tonuyla, "Soruma cevap vermedin," dedi. Sözlerindeki ağırlık, beni duraksattı.

Onun haberi olmadan bir şey yapamayacağımı biliyordum. Sessizce iç geçirdim ve bakışlarımı kaçırarak, "Çelebi'nin gittiği spor salonuna gidiyorum," diye itiraf ettim.

Merih, hiçbir tereddüt göstermeden bana doğru birkaç hızlı adım attı. "Ben de geliyorum," dedi, kararlı bir tınıyla.

Şaşkınlıkla bir adım geri çekildim, içimdeki endişe iyice yükselmişti. "Ne? Olmaz, ben tek gitmeliyim," diye itiraz ettim.

Ancak Merih'in yüzündeki kararlılık beni ürküttü. "Ben de geliyorum dedim. Boşuna engel olmaya çalışma," diye kesin bir dille tekrarladı.

Onu ikna edemeyeceğimi anlamıştım. Yenilmişliğin getirdiği bir bıkkınlıkla omuzlarım çöktü. "Tamam, gidelim," dedim, pes etmiş bir sesle. "Zaten geç kalıyoruz."

Merih'in bu ani kararı beni şaşırtmıştı. Belki o da Çelebi'yi görmek istiyordu. Ya da belki de sadece beni yalnız bırakmak istemiyordu.

Sonunda spor salonuna varmıştık. Merih'e defalarca içeri girmemesi gerektiğini söylememe rağmen, beni umursamadan peşimden gelmişti. Ne yaparsam yapayım, onu caydırmak imkânsızdı.

Üstümüzü değiştirdikten sonra, salonun içindeki yoğun enerjiye karıştık. Merih ağırlık kaldırma aletlerine yönelirken, ben koşu bandına çıktım. Adımlarım hızlanırken gözlerim etrafta Çelebi'yi aradı. Her yöne bakıyordum, ama hiçbir yerde yoktu.

Kalbimde hafif bir huzursuzluk belirdi. Yoksa bugün gelmeyecek miydi? Kafamda dönen sorular, endişeyle birleşip içimde büyüdü, ama dışarıdan soğukkanlı görünmeye çalışıyordum.

Beklemekten sıkılmıştım. Gözlerim Merih'i ararken, yanında sarışın bir kızla sohbet ettiğini fark ettim. Kız kahkahalarla gülüyordu.Bu kadar komik ne konuşuyor olabilirler ki? İçimde, nedenini tam kavrayamadığım bir rahatsızlık yavaş yavaş büyüyordu.

𝗞𝗜𝗦𝗔𝗦    (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin