29

213 21 89
                                    

Durmaksızın gelişen olaylar ve kurulan yeni planlarla dolu bir bölüm sizi bekliyor. İyi okumalar 💕

⚡29.BÖLÜM⚡

Sabahın ilk ışıkları odaya vurduğunda, telefonun keskin sesiyle uyandım. Gözlerimi ovuşturarak komodinin üzerindeki telefona uzandım. Ekranda dün gece arayan tanıdık numara göründü. Sağıma döndüğümde, Merih'in huzurlu yüzüne baktım. Nefesi düzenliydi, dudaklarının köşesinde sakin bir ifade vardı. Kolunu yavaşça üzerimden çekip sessizce yataktan kalktım.

Balkona çıkarak serin sabah havasını içime çektim. Havanın ferahlığı beni ayıltmaya yetti. Telefonu açtım.
"Alo, Hakan Bey," dedim, sesimde hem tedirginlik hem de heyecan vardı.

"Günaydın, Nehir. Sana güzel haberlerim var," dedi, rahat ve keyifli bir tonda.

Kalbim hızlandı. İçimde beliren umutla, "Yoksa düşündüğüm şey mi?" diye sordum, farkında olmadan sesim titremişti.

Hakan Bey güldü. "Aynen öyle. Bahri'nin depoları artık yok,"

Bir an duraksadım, şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım. "Nasıl?" diye sordum, hâlâ tam kavrayamıyordum.

Hemen açıklama yaptı "Birini patlattık, diğerleri de zincirleme etkilendi. Sonuç olarak, Bahri'nin bütün malları kül oldu,"

Haberi duyunca içimdeki gerginlik yerini büyük bir rahatlamaya bıraktı. Yüzümde farkında olmadan bir gülümseme belirdi. "Çok mutlu oldum, çok teşekkür ederim,"  sesimde bir zafer havası vardı. "Bahri'nin yüz ifadesini görmeyi çok isterdim," diye ekledim.

Hakan Bey de, "Ben de öyle ama eminim güçlü duruşu yok olmuştur," dedi.

Derin bir nefes aldım ve kararlı bir tonda cevap verdim, "Yok olsun"

O an Merih'in sesiyle irkildim.
"Eslem?" diye seslendi, sesi uykunun etkisiyle hafif kısık ama şaşkındı.

Hemen telefonu kapattım. Yavaşça arkamı döndüğümde, Merih'in bakışları üzerimdeydi. Umutla, konuştuklarımı duymamış olmasını diledim. Bana doğru bir adım attı, "Benden habersiz ne yaptın yine?" diye sordu, sesinde suçlayıcı bir tonla.

O an konuşmalarımı duyduğunu fark ettim. Zaten er ya da geç öğrenecekti. Bu yüzden gözlerimi onunkilere dikerek, kararlı bir şekilde, cevap verdim "Bahri ile gerçek anlamda ödeştim,"

Merih'in yüzü bir anda öfkeyle gerildi. "Eslem, sen delirdin mi?" diye patladı. "Ben seni korumaya çalışıyorum, adam seni fark etmesin diye uğraşıyorum, ama sen yine gidip dikkatleri üzerine çekiyorsun!"

Ona baktım, içimde tarifsiz bir acı vardı. "Uğraşma o zaman, Merih," dedim, sesim titrek ama meydan okur gibiydi.

Merih aniden kollarımdan tuttu, gözleriyle beni delip geçercesine baktı. "Bencil olmayı bırak artık!" dedi, sesi çatallaşarak. "O adam senin kim olduğunu öğrenirse ve sana zarar verirse..."

Sözcükler boğazında düğümlendi. Cümlesini tamamlayamadı. Birkaç saniyelik sessizlikten sonra, zorlukla fısıldadı: "Ben yaşayamam."

Onun bu kadar endişelenmesine üzülmüştüm. "Merak etme, bana bir şey olmayacak. Biz Bahri'den güçlüyüz," dedim, onu teselli etmeye çalışarak.

Ama Merih'in öfkesi hâlâ geçmemişti. "Kendini kandırıyorsun! O adamı tanımıyorsun bile... O adam..." diye mırıldandı, ama cümlesini tamamlayamadı.

𝗞𝗜𝗦𝗔𝗦    (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin