24

304 26 73
                                    

Sıcacık ve tatlı anlarla dolu bir bölüm sizi bekliyor. İyi Okumalar. 💕

24.BÖLÜM⚡

Merih, hastanedeki uzun günün ardından nihayet eve adımını attığında yorgunluğu yüzünden gözleri bile zor açılıyordu.

Ona misafir odasını hazırlamayı düşünüyordum ama o, sessizce salondaki kanepede kalmak istediğini söyledi. Kararlıydı, fazla bir şey konuşmadan oturduğu yere yerleşti.

Kanepeyi onun rahatça uzanabileceği şekilde hazırlarken, gözlerim istemsizce yüzüne kaydı. Acı, her ifadesine sinmişti. Her hareketinde biraz daha yıpranmış gibiydi, ama yine de hiçbir şey söylemiyordu.

Eren, onun ilaçlarını almak için aceleyle çıkmıştı. Bahadir ise Ege'yi bulmak için harekete geçmişti.

Merih'e gözlerimi dikerek, "Rahat mısın?" diye sordum.

O, yorgun bir ifadeyle sırtını yastığa yaslayıp, "Gayet rahatım," dedi. Ama yüzündeki solgunluk ve gün boyu bir şey yememiş olması beni endişelendiriyordu.

"Tamam, sen dinlen," dedim nazik bir tonda. "Ben sana bir çorba yapayım." İçimdeki endişeyi gizlemeye çalışarak onu rahatlatmaya çalıştım.

Merih, "Gerek yok," diye mırıldandı, ama onun bu halsiz itirazını duymamazlıktan geldim. Hemen mutfağa geçip, ona sıcak ve besleyici bir çorba hazırlamaya koyuldum, belki biraz olsun kendine gelir diye düşündüm.

Hazırladığım çorbayı tepsiyle Merih'in yanına götürdüm. "Çorba hazır," dedim, sesimdeki şefkati gizlemeden.

Merih, hafifçe gülümseyerek, "Yine içine uyku ilacı koymadın, değil mi?" Diye sordu. Gözlerindeki neşe dikkatimi çekti.

Küçük bir tebessümle, "Suç ortağımı bu kadar iyi tanıman hiç hoş değil," dedim. Sözlerimle birlikte yüzümde tatlı bir utangaçlık belirdi, ama bu oyun hoşuma gitmişti.

Merih, merakla kaşlarını kaldırdı. "Suç ortağın mı?" diye sordu, gözleri dikkatle üzerimdeydi.

Yanına oturdum, hafif bir heyecanla, "Evet, suç ortağım," dedim. "Onun sayesinde neler başardığımı bir bilsen..."dedim

Merih'in bakışları daha da yoğunlaştı. "Bizi uyutmak dışında neler başardın peki?" diye sordu, sesinde ciddi bir merak vardı ama aynı zamanda hâlâ oyun oynadığını hissediyordum.

Ona geçen akşam yaptıklarımı anlatıp bu anı bozmak istemedim. Hafif bir tebessümle, "Başka bir şey yok, sadece şaka yapıyorum," dedim.

Sonra elime bir kaşık çorba alıp ona doğru uzattım. "Hadi, sorularını bir kenara bırak ve çorbanı iç,"

Merih, çorbadan bir yudum alırken, "Güzel olmuş," dedi. Gözlerinde samimi bir takdir vardı. "Yemekte baya iyisin."

Bir anda ağzımdan kontrolsüzce bir cümle döküldü: "Tabii iyiyim, beni alan yaşadı."

Sözlerim yankılandığında, yüzüm bir anda alev gibi yanmaya başladı, utançtan konuşamaz hale geldim. Gözlerim yere kaçtı.

Merih'in gözleri hemen parladı. Durumu kavradığı anda fırsatı kaçırmadı. Alaycı bir ses tonuyla, "Tabii, seni alan yaşadı," dedi, yüzünde hafif bir gülümsemeyle. "Hem yemek yapabiliyorsun, hem de iyi bir hasta bakıcısın. Daha ne olsun?"

Sözleri utancımı daha da artırdı, kaçacak yerim yok gibiydi. Konuyu hızla değiştirmeye çalışarak, "Eee, Ege'ye ne yapmayı planlıyorsunuz?" diye sordum.

𝗞𝗜𝗦𝗔𝗦    (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin